
Film Künyesi
Vizyon tarihi: 2019
Tür: Dram
Yapım: ABD, Almanya
Süre: 174 dk
Imdb Puanı: 7.4
Oyuncular: August Diehl, Valerie Pachner, Maria Simon
Yönetmen: Terrence Malick
72.Cannes Film Festivali’nde Ekümenik Jüri Ödülünü ve François Chalais Ödülünü alan film, Hitler’in karşılanması ve askerlerin geçit töreni ile başlamaktadır. Avusturya’nın bir köyünde çiftçilik yaparak geçimlerini sağlayan Franz, eşi Franziska ve üç kızları savaştan önce huzurlu bir yaşam sürmekteyken savaşın başlaması ile yaşamları öngörülemez bir şekilde değişime uğrayacaktır.
“Yazı spoiler içermektedir.”
Kohlberg’in ahlak gelişim teorisi, üç düzey, altı basamaktan oluşmaktadır. Üçüncü düzey altıncı basamak olan evrensel ahlak ilkeleri eğilimindeki kişinin ahlaki yargılarının temelinde, insan onuruna saygı ve herkese eşit hak gibi evrensel ahlak ilkelerine uygun davranış, doğru davranıştır mantığı yatmaktadır. Bu evrede doğru ve yanlış, sosyal düzenin yasa ve kuralları ile değil, kişinin kendi vicdanı ve kendi geliştirdiği ahlak ilkeleriyle tanımlanır. Bu ilkeler, evrensel adalet ilkeleri, insan haklarının eşitliği ve insana saygı gibi genel soyut ilkeleri kapsamaktadır. Yapmamalıyım, diğerleri ne söylerse söylesin bu doğru davranış değil, ilkesine uygun hareket etme gözlemlenmektedir. II. Dünya Savaşı’nda Fransa teslim olduktan sonra evine dönen Franz, yeni gelen bir emirle savaşa çağrılmaktadır. Franz, tekrar savaşan tarafta olmak istememektedir. Masum insanları öldürmek, ülkeleri istila etmek, güçsüz insanları ezmek istemediğini ifade etmektedir. Papazların askerleri bir kahraman ilan etmesinin doğru olmadığını, asıl kahramanların istilacıların karşısında memleketlerini savunanlar olabileceğini düşünmektedir. Franz, kendi doğrusuna göre hareket etmek istemektedir. Savaşa katılması emrine uymayarak kendi ahlaki ilkelerine göre hareket etmiştir.
Sosyal uyum, bireyin sosyal bir uyarıcıya, özellikle grupla yaşamanın baskı ve zorluklarına karşı duyarlılık geliştirmesi, diğer fertlerle geçinebilmesi, onlar gibi davranıp toplum tarafından onaylanabilir davranış kalıpları geliştirebilmesidir. Franz’ın gaziler ve aileleri için düzenlenen yardım kampanyasına katılmama kararı alması, devletin verdiği aile yardımını ve diğer maddi destekleri kabul etmemesi ve savaşa katılma emrine uymaması köylüler tarafından dikkat çekmiştir. Köylüler bu davranışları delilik olarak ifade etmekte ve bunların köye karşı işlenen büyük bir günah olduğunu dile getirmektedir. Köylü kadınlar, Franziska’ya Franz’ın da savaşmak zorunda olduğunu söyleyerek eşlerinin kendilerini feda etme zorunluluğunun olmadığını söylemektedirler. Köylülerin isteği Franz’ın da onlar gibi davranması ve birlikte hareket etmeleridir. Franz’ın davranışlarına bakıldığında uyum gösterme çabası içerisinde olmadığı söylenebilir.
Psikolojik şiddet; bir kişi ya da grubun belirli bir kişiye karşı yaptığı ve kişiyi duygusal açıdan zayıflatmak, psikolojisini alt etmek ve bilişsel becerilerini bozmak için uyguladığı tüm davranış kalıplarını içermektedir. Dışlama, aşağılama, değersiz hissettirme, görmezden gelme gibi davranışlar en yaygın psikolojik şiddet örnekleridir. Köylüler, Franz’ın savaşa katılmaması üzerine Franz ve ailesini görmezden gelmişler, onları toplumdan soyutlayarak cezalandırmak istemişlerdir. Franz cezaevindeyken kimse tarla işlerinde Franziska’ya yardım etmemiştir, Franziska’nın onlara muhtaç olmadan ayakta kalıyor oluşu onların nefretini körüklemiştir. Katolik Yortusu’nda çocuklar törene dahil edilmemiştir.
Seçim kuramının dayanak noktasına göre, insan davranışları dış güçlerden değil, bireyin amaçlı olarak yaptığı kendi seçimlerinden etkilenmektedir. Dış çevresel etkenler, bireyin kararları üzerinde etkilidir ancak birey bu etkenler karşısında nasıl davranacağını kendisi seçmektedir. Birey çevresini ve kendisini kontrol edebildiği için davranışlarından sorumlu olmalı ve yaşamının kontrolünü kendi eline almalıdır. Franz, celp geldikten sonra orduya katılmak zorunda kalır. Orduya katılmak onun için kendini bile bile ölüme göndermektedir ve bunun Tanrı’yı mutlu edip etmeyeceğini sorgulamasını yapmaktadır. Bu yüzden de kontrol sırasında Hitler’e bağlılık yemini etmediği için cezaevine gönderilir. Avukatı mahkeme kararından önce tıp hizmeti vermeyi kabul ederse davasının düşeceğini belirtir. Franz bağlılık yemini etmek istemediği için bu teklifi reddeder. Mahkemeden idam kararı çıktığında ise avukatı, cezanın infazını durdurmak için şanslarının olduğunu söylemesine rağmen Franz kendi doğrularına ve ahlaki ilkelerine göre hareket etmiştir ve idam kararı uygulanmıştır. Franz’ın hayatının yönünü kendi seçimleri ile belirlediği ve davranışlarının sorumluluğunu almıştır.
Filme ilişkin izlenimlerim
Geçip giden bir gölge olduğumuz ancak doğru kabul ettiğimiz şeyleri yaparsak bu yaşamda var olabileceğimiz ve özgür irademizi kullanabileceğimiz Franz ve Franziska’nın kararlı duruşu ile bizlere gösterilmiştir. Muhteşem pastoral görüntüler ve çekim açıları eşliğinde gerçek bir yaşam öyküsüne tanıklık etmek etkileyiciydi benim için.
Özlem TEKİN
Psikolojik Danışman