Kapatmak için ESC'ye basın

PsikolektifPsikolektif Ortak Noktamız: Ruh Sağlığı

Yaşlanmaya ne dersiniz? – Psikolektif Dergisi – Sayı – 19

Bu Yazıyı Tahmini Okuma Süresi: 3 Dakikadır.

Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?

Benim mi Allah’ım bu çizgili yüz?

Ya gözler altındaki mor halkalar?

Neden böyle düşman görünürsünüz,

Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?

Cahit Sıtkı Tarancı

Doğan, büyüyen ve en nihayetinde ölüm gerçeğiyle yüzleşen insanın bu gerçeği kabul edip benimsemesi oldukça zordur. Yaşamın sonuna yaklaşıldığının somut göstergelerinden olan yaşlanma kavramı, sürece bağlı gelişen durumu; yaşlılık ise yaşlanmanın daha yerleşik hale gelmesini ifade etmektedir. Gençliğin dinamizmi ile yaşamda birçok görev ve sorumluluğun üstlenilip yerine getirildiği genç yetişkinlik döneminden sonra başlayan ve 40-64 yaş arası dönemi kapsayan orta yetişkinlik dönemindeki bireylerde fiziksel ve bilişsel gerilemeler gibi yaşlanma emareleri görülmeye başlanmaktadır. Yaşlılığa hazırlık aşaması olarak da ele alınabilecek bu dönemle birlikte yaşlanmaktan korkma ve bunun bir sonucu olarak da yaşlanmayı geciktirme çabaları ön plana çıkabilmektedir.

Sağlıklı, aktif yaşlanma olarak da adlandırılan başarılı yaşlanma, yaşlanmayla birlikte bireyin hayat standartlarını iyileştirip geliştirmek için başta sağlık, barınma, sosyal katılım konuları olmak üzere belli alanlarda koşullarını belli bir sistematiğe dayalı olarak oluşturmasıdır (WHO, 2002). Hayatın kaçınılmaz bir gerçeği olan yaşlanmayı durdurmak mümkün olmasa da yaşlanmayı başarılı bir süreçle gerçekleştirmek mümkün olabilir. Başarılı yaşlanma, uzun ömürlülük ile ilişkili olarak kişinin hastalık ya da engellilik durumuna maruz kalmadan, psikolojik sağlık, iyi oluş ve sosyal katılım boyutlarında üretken ve verimli hissetmesi ile ilişkilidir (Urtamo ve ark., 2019). Bireyin ne kadar iyi yaşlandığının bir göstergesi olarak da görülebilecek başarılı yaşlanma, fiziksel aktivite düzeyinin yüksek olması, bireyin sağlığını olumlu algılaması, yaşamında aktif olması ile ilişkili olduğu gibi; yüksek sosyoekonomik düzey, eğitim düzeyinin yüksek olması, psikolojik sorunlarla daha az karşılaşma ve sağlığa zararlı eylemlerde bulunmama ya da az bulunma ile ilgilidir (Grundy ve ark., 2007; Rowe ve Kahn, 1997; Akt., Demir-Çelebi, 2020). 

Başarılı yaşlanma, orta yaşlılık/yetişkinlik dönemi ile ilişkili bir kavram olsa da başarılı yaşlanmaya doğru giden yol, önceki gelişim dönemlerinde yaşanılanlarla doğrudan ilgilidir. Yetişkinlik dönemini aktif ve üretken bir şekilde geçiren birey, yaşlılık evresine daha hazır bir biçimde girecektir (Işık ve ark., 2021). Başarılı yaşlanma bireysel düzeyde ise yaşamdan doyum alma ve mutlu olmayla ilişkili görünmektedir. Yaşlanmaya karşı bakışı olumlu ya da kabul edilebilir düzeye getirmeyi amaçlayan başarılı / aktif yaşlanma, devam eden bir süreç olup bireyin yaşının ilerlemesine bağlı olarak karşı karşıya kaldığı durumlara nasıl tepki verdiği ile ilgilidir. Kişinin olumlu yaşam tarzı ile hastalıklarla boğuşmadan sosyal yaşamına aktif bir şekilde katılması hayatını işlevsel bir biçimde sürdürmesi başarılı yaşlanma için önem arz etmektedir (Soylu, 2021). Ayrıca genç yetişkinlik döneminden itibaren geleceğine yatırım yapan, yaşam koşullarını iyileştirip geliştirmeyi hedefleyen ve yaşamını anlamlı bir biçimde sürdürmeye çalışan kişilerin başarılı yaşlanmanın önkoşullarını yerine getirdikleri söylenebilir.

Yaşlılığa bakış açılarını değiştirmeleri için bireylere gerçekçi bir perspektif sunan başarılı yaşlanma ile ilgili yapılan araştırmaların sayısında son zamanlarda bir artış yaşandığı görülmektedir. Türkiye’ye özgü başarılı yaşlanma programının gerçekleştirildiği bir çalışmada, söz konusu programın başarılı yaşlanma, psikolojik sağlamlık ve kendini bilme düzeyi üzerindeki etkilerinin yanı sıra katılımcıların başarılı yaşlanmaya yükledikleri anlamlar incelenmiştir. Yaşam biçimi, sağlık, gelecek, kişisel gelişim, başa çıkma mekanizmaları ve sosyal katılım olmak üzere 6 temanın ortaya çıktığı bu çalışmada gerçekleştirilen başarılı yaşlanma programının kendini daha iyi tanıma, kendini ve yaşamı bütün yönleriyle kabul etme gibi başlıklarda olumlu etkileri olduğu sonucuna ulaşılmıştır (Demir-Çelebi, 2020).

Işık ve ark., (2021) tarafından gerçekleştirilen araştırmada ise Sinop ili örnekleminde yetişkin bireylerin başarılı yaşlanma durumlarını etkileyen faktörler ele alınmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, öğrenim düzeyi lise-üniversite olan, bekar, çocuk sahibi olan; yalnız yaşamayan, sosyoekonomik düzeyi yüksek olan katılımcıların başarılı yaşlanma ölçek puan ortalamalarının istatistiksel olarak anlamlı olduğu görülmektedir. Bir başka çalışmada ise, travmatik yaşantılara maruz kalma ile başarılı yaşlanma arasındaki ilişki incelenmiş, travmatik yaşantılara maruz kalma ile başarılı yaşlanma arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmamıştır (Çakmak, 2021).

Yaşlıların yaşam kalitesi, sağlıklı yaşam biçimi davranışları ve başarılı yaşam düzeylerini Konya ili örneğinde inceleyen araştırmada 65 yaş ve üzeri bireyler katılımcı olarak belirlenmiştir. Evli bireylerin, eğitim seviyesi ile gelir düzeyi yüksek olan bireylerin sağlıklı yaşam biçimi davranışları, yaşam kalitesi ile başarılı yaşlanma düzeyleri daha yüksek bulunmuştur. Ayrıca yüksek sosyal destek algısına sahip yaşlıların sağlıklı yaşam biçimi davranışları, yaşam kalitesi ile başarılı yaşlanma düzeyleri yüksek bulunmuştur (Ünal, 2021). 

Yaşlanmaya karşı palyatif -geçici- çözümler üretmek yerine yaş almayı ve yaşlanmayı anlamlı ve kabul edilebilir bir süreç olarak değerlendiren başarılı yaşlanma, orta yaşlılık/yetişkinlik dönemindeki bireylere yönelik yapılacak çalışmalarla birlikte yaşlılığa yönelik algının değişmesine katkı sağlayabilir. Bu doğrultuda, genç yetişkinlik döneminden itibaren geleceğine yatırım yapan, yaşam koşullarını iyileştirip geliştirmeyi hedefleyen ve hayatını anlamlı bir biçimde yaşayan kişiler, başarılı yaşlanmanın önkoşullarını yerine getirmektedir. Başarılı yaşlanmaya yönelik yapılacak çalışmalar ise dünya nüfusunda yaşlıların artan oranları göz önünde bulundurulduğunda, ülkeler için bir tercih değil zorunluluk haline gelecektir. Yaş almaya ve yaşlılığa karşı bakışımızın gerçekçi olması ise yaşlanıyorum kaygısını daha az deneyimlememize, bugünümüzü daha anlamlı yaşamamıza katkı sağlayabilir.

Mücahit Akkaya 

Psikolojik Danışman / Doktorant

Dr. Psikolojik Danışman Mücahit Akkaya

Psikolojik Danışman ve bilim doktoru. Psikolektif’in kurucusu, PDR alanında lisans, yüksek lisans ve doktora eğitimini tamamladı. MEB’de okul psikolojik danışmanı olarak çalışıyor. Kabul ve Kararlılık Terapisi, BDT ve Motivasyonel Görüşme, Sporda Psikolojik Performans Danışmanlığı eğitimlerini aldı. 2025’ten itibaren Diyarbakır’daki Aris Psikolojik Danışmanlık Merkezi’nde danışan görmekte.