Kapatmak için ESC'ye basın

PsikolektifPsikolektif Ortak Noktamız: Ruh Sağlığı

SKORLARA TAKILMAYAN BİR ZEKA TÜRÜ – Psikolektif Dergisi – Sayı – 10

Bu Yazıyı Tahmini Okuma Süresi: 3 Dakikadır.

Kültürel zekâ (CQ), 21. yüzyılın başında dünyanın benzeri görülmemiş bir küreselleşme yaşadığı bir dönemde, gelişmiş iletişim ve ulaşım teknolojileri sayesinde ülkeler arası seyahat ve ikamet etmenin daha uygun maliyetli ve erişilebilir hale gelmesiyle dikkat çeken bir kavram olmuştur (Ang, Van-Dyne & Tan, 2011). Kültürel zekâ terimi ilk olarak 2003 yılında Earley ve Ang adlı iki araştırmacı tarafından bireyin kültürel bağlamından farklı olarak kültürel çeşitlilik gösteren insanlarla etkili bir şekilde etkileşim kurma yeteneği olarak tanımlanmıştır. 

Kültürel zekâ, bireylerin farklı kültürlerden insanlarla etkili bir şekilde etkileşime girmesini sağlayan bir dizi beceriden oluşur. Bu zekâ türü, çoklu zekanın boyutlarından biridir ve farklı durumlarda etkili davranış için bir dizi beceriye odaklanan duygusal zekâ ile bazı açılardan benzerdir. Kültürel zekâ, duygusal zekâ ile bağlantılıdır ancak biraz daha ileri gider (Moon, 2010). Duygusal zekâsı yüksek kişiler başkalarının duygularını, isteklerini ve ihtiyaçlarını anlayabilirlerken; kültürel zekâsı yüksek insanlar, farklı kültürlerden insanların değerlerine, inançlarına, tutumlarına, beden diline uyum sağlarlar ve bu bilgiyi başkalarıyla empati ve anlayışa dayanan bir ilişki kurmak için kullanırlar. 

Kültürel zekâ araştırmacıları, kültürel zekanın yapısını ve bazı insanların yeni kültürel ortamlara uyum sağlamaları gerektiğinde neden diğerlerinden daha etkili olduğunu anlamaya çalışırlar (akt. Ersoy, 2014). Kültürel zekâ, insanların çevrelerinin kültürel yönlerini seçmelerine ve şekillendirmelerine izin veren kültürel üst bilişle bağlantılı, etkileşimli bir bilgi ve beceriler sistemidir (Thomas, Elron, Stahl, Ekelund, Ravlin, Cerdin ve ark., 2008). Early ve Ang (2003), kültürel zekâyı üst bilişsel, bilişsel, motivasyonel ve davranışsal boyutları içeren çok boyutlu bir kavram olarak kavramsallaştırmıştır. 

Üst bilişsel kültürel zekâ, bir bireyin kültürlerarası etkileşimler sırasında bilinçli kültürel farkındalık düzeyidir. Üst bilişsel kültürel zekâsı yüksek olanlar, etkileşimler öncesinde ve sırasında farklı toplumların kültürel tercihlerinin ve normlarının bilinçli olarak farkındadır. Kültürel varsayımları sorgularlar ve kültürlerarası deneyimlerle ilgili kendi zihinsel modellerini düzenlerler (Triandis, 2006).

Bilişsel kültürel zekâ, eğitim ve kişisel deneyimlerden elde edilen farklı kültürlerdeki normlar, uygulamalar ve gelenekler hakkındaki bilgidir. Yüksek bilişsel kültürel zekâya sahip olanlar, kültür, kültürel çevreler ve benliğin kültürel bağlamlara nasıl gömülü olduğuna dair karmaşık zihinsel haritalara sahiptir. Bu bilgi yapıları, onlara bir kültür içindeki sosyal etkileşim kalıplarını şekillendiren ve etkileyen kültürel sistemleri öngörmek ve anlamak için bir başlangıç ​​noktası sağlar (Rockstuhl, Seiler, Ang, Van Dyne & Annen, 2011).

Motivasyonel kültürel zekâ, bir bireyin enerjisini ve dikkatini kültürel farklılıklara yönlendirme yeteneği olarak tanımlanır (Van Dyne, Ang & Koh, 2008). Motivasyonel kültürel zekâsı yüksek bireyler, yeni kültürel ortamda çalışmak, yaşamak ve etkileşimde bulunmak için stratejiler oluşturmak üzere bilgiyi sürekli olarak dönüştürme arzusuna, güdüsüne ve yetkinliğine sahiptir (Templer, Tay & Chandrasekar, 2006,).

Davranışsal kültürel zekâ, diğer kültürlerden insanlarla etkileşim halindeyken kültürel olarak uygun sözel ve sözel olmayan davranışları sergileme yeteneğidir. Davranışsal kültürel zekâ, iletişimde kültürel olarak uygun kelime ve ifadelerin kullanılması gibi konuşma eylemlerinin makul kullanımını da içerir (Van Dyne, Ang & Koh, 2008). Yüksek davranışsal kültürel zekaya sahip olanlar, kültürlerarası etkileşimlerinde esneklik gösterirler ve davranışlarını başkalarını rahatlatacak ve etkili etkileşimleri kolaylaştıracak şekilde uyarlarlar (Rockstuhl, Seiler, Ang, Van Dyne & Annen, 2011).

CQ, çeşitli çalışma ortamlarıyla büyük ilgisi olan yeni bir zekâ alanıdır. Aslında, CQ farklı kültürel bağlamlarda yüksek kaliteli bir kişisel ilişki ve etkinlik için gerekli olan belirli yeteneklere odaklanır ve başkalarının nasıl düşündüğünü ve davranış kalıplarına nasıl tepki vereceğini belirlemesine olanak tanır. Sonuç olarak, kültürlerarası iletişim engellerini azaltır ve bireylere kültürel çeşitliliği yönetme gücü verir (Nosratabadi, Bahrami, Palouzian, & Mosavi, 2020). Diğer yandan kültürel zekâ, sabit bir zekâ skorundan ziyade hayat boyu sürekli olarak geliştirebilecek bir beceri olarak düşünülmelidir. Bu bağlamda ruh sağlığı profesyonellerinin kültürel zekâ kapsamında becerilerini ve yetkinliklerini geliştirmesi terapötik ilişkinin kalitesini arttıracaktır. Kültürel ve etnik kimlikler açısından farklılık bulunduran toplumlardaki mevcut ruh sağlığı politikaları, ruh sağlığı uzmanlarının kültürel yetkinliğe sahip olmasını tavsiye etmektedir (Bhui, Warfa, Edonya, McKenzie, & Bhugra, 2007). Ülkemizde bu politikalarla birlikte kültüre duyarlı psikolojik danışma eğitimine gereken önem verilmelidir.

Şafak Atay

Psikolojik Danışman