Kapatmak için ESC'ye basın

PsikolektifPsikolektif Ortak Noktamız: Ruh Sağlığı

Popüler Kültürün Son Sürümü: Aile Dizimi Terapisi – Psikolektif Dergisi – Sayı – 21

Bu Yazıyı Tahmini Okuma Süresi: 2 Dakikadır.

Aile terapisi, aile yapısının bireysel terapi hizmetine olan etkisinin fark edilmesiyle ortaya çıkan psikoterapi şeklidir. Aile terapisi kavramı 1950’li yıllardan başlayarak günümüze kadar gelişimini sürdürmüş ve birçok ekole sahip olmuştur. Önde gelen klasik ekolleri Sistemik Yaklaşım, Psiko-analitik Ekol, Yapısal Aile Terapisi, Yaşantısal Aile Terapisi, Stratejik Aile Terapisi, Bilişsel-Davranışçı Aile Terapisi olarak sıralayabiliriz (Korkut, 2001). Aile terapisi kuramlarında bireylerin kişilik ve davranım bozukluklarının aile içeriğinden ayrılamayacağı düşüncesi hakimdir (Samancı ve Ekici, 1998). Her ekol yaklaşım ve amaçlar konusunda farklılıklara sahip olsa da temel amaçları ortaktır. Bu amaçlar içerisinde; aile bireyleri arasındaki uyumu artıracak sözel iletişimi güçlendirmek, duygusal iletişimi artırmak, ailede güç dengesini yeniden sağlamak, aile içindeki akut sorunların (boşanma, ani ölüm, işten atılma vb.) çözümü, aile içi rollerin doğru değerlendirilmesi, seçilmiş bireye yönelik suçlayıcı ifadeleri önlemek yer almaktadır (Samancı ve Ekici, 1998). Aile Terapileri ile ilgili pek çok eğitim verilmektedir. Ancak halen ülkemizde sistemli ve yurtdışında önde gelen Aile Terapisi Enstitüleri ile bağlantılı bir Aile Terapisi eğitimi olanağı bulunmamaktadır.

Hakim olan bu ekollerin yanı sıra son yıllarda “aile dizimi terapisi” gibi bazı ekoller de kendine yer edinmiştir. Aile dizimi modelini geliştiren Hellinger (1995) ciddi duygusal bozuklukların, bilinçsiz özdeşleşmeye dayanan nesiller arası aktarımın sonucu olarak ortaya çıkabileceği hipotezini ortaya koymuştur (Duman, 2020). Hellinger, psikolojik rahatsızlıkların büyük bir kısmına, kök ailede yaşanmış sorunların sebep olduğunu söylemektedir (Duman, 2020). Bu modele ilgi günümüzde ciddi bir şekilde artmaya başlamıştır. Ancak literatür incelendiğinde modele dair Türkçe ve İngilizce yayınların oldukça sınırlı olduğu anlaşılmıştır.  Bunun temel sebebi ise Hellinger’in yöntemlerine ilişkin kaynakların çoğunluğunun İngilizce olarak bulunmamasıdır (“Family Constellations”, 2016).  

Bireyin hayatını aile üyelerinin ve geçmiş dinamiklerin şekillendirdiğini benimseyen bu model ailenin bir sistem oluşturduğunu ileri sürmektedir (Duman, 2020). Ailede yaşanan kuşaklar öncesi olayların dahi bireyi etkilediği düşünülmektedir. Bu anlayışa göre bireyi doğdukları aileler şekillendirmekte ve oldukları kişi haline getirmektedir. Aile dizimi terapisiyle bireylerin aile fertleri ile olan ilişkisi yeniden ve sağlıklı bir biçimde düzenlenmesi amaçlanmaktadır. Hellinger, geliştirdiği bu modelde danışanı ailesiyle içsel dünyada barıştırarak; aile sistemi içindeki mevcut yerini göstererek, sistemin çökmüş ve bozulmuş taraflarını onarmaya çalışır (Duman, 2020). 

Aile dizimi terapisi son dönemde Netflix adlı platformda yayınlanan “Zeytin Ağacı” isimli diziyle gündeme sıkça gelmiştir. İşlenen konunun popülerliği ve dizinin insanlar tarafından benimsenmesi sebebiyle aile dizimi hakkında bilgilerin doğru ve bilimsel bir şekilde aktarılması ve bilinmesi gerekmektedir. Aile dizimi, grup terapisinde bir işleyiş olarak düşünülebilir (Franke, 2017). Psikodrama ile pek çok benzer yönleri olmasının tersine aile diziminde psikodramada olduğu gibi belirli bir durum ya da davranış sergilenmez. Dizime gelen danışan, seansta kendi ailesinin içsel bir resmini oluşturmaktadır (Franke, 2017).  Aile diziminde kişinin aile üyelerini konumlandırması önemlidir.  Örneğin; kişi anne, abi, kardeşlerini yan yana diziyor fakat babasını biraz daha farklı bir konuma koyuyorsa o kişinin babası ile sorunlar yaşadığı anlaşılır.  Danışandan aile bireylerinin yerine geçerek onları temsil etmesi istenir. Bu süreçteki en önemli nokta “ne hissediyorsun” sorusudur. Kişinin bu soruya verdiği cevaplar farkındalık duygusunun gelişmesine, problemin çözümüne, kalbinin derinliklerindeki duyguların ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Grup diziminde ise danışan bu bireyleri temsil edeceğini düşündüğü kişileri grup içerisinden seçmektedir. Burada danışan, seçtiği kişilerin ifadelerini dışarıdan dinlemektedir (Franke, 2017).  Aile diziminin geleneksel terapilerden farkı ise kısa yanıtlar verilmesi ve telkinde bulunulmamasıdır. Kabul etme davranışı terapinin önemli kısımlarındandır. Bireyler ruhsal özgürlüğü sağlayarak “ Seni artık olduğun gibi kabul ediyorum”  diyebilmelidir (Duman, 2020). 

Son dönemde pek çok terapist, hem aile hem de bireysel problemlerle başa çıkmak için aile dizimi yöntemini başlı başına veya alternatif bir terapi yöntemi olarak kullanmaktadır. Aile dizimi terapisi ile diğer aile terapi modellerinin karşılaştırıldığı, aile dizimi terapisinin yararlılığının incelendiği gelecek çalışmalara ihtiyaç olduğu kanaatindeyim.

Yavuz Selim Kaymakçı

Psikolojik Danışman