
Mükemmeliyetçilik kavramı hemen herkesin kullandığı ancak tanımı da herkese göre değişebilecek bir kavramdır. Bu kavramın ele alınması psikoloji literatüründe psikanalitik kurama kadar dayanmaktadır. Bu kuramı benimsemiş olan Adler (1930; 1956; 1964) mükemmeliyetçiliği açıklamaya çalışmıştır. Adler’in ‘bireysel psikoloji’ kuramında ele aldığı üstünlük çabası kavramı ile mükemmeliyetçiliğin açıklanabileceği görülmektedir (Akt., Satıcı, 2018). Diğer yandan mükemmeliyetçilik kavramının tek bir tanımı yapılamamaktadır. Tanımlar incelendiğinde ise bu olgunun olumlu mu, olumsuz mu olduğu hala tartışmalara konu olan bir husustur.
Oxford Dictionary (2018)’de ki tanıma göre mükemmeliyetçilik; “herhangi bir standart mükemmelliği kabul etmeyi reddetmektir.” TDK’de ki tanıma baktığımızda ise mükemmeliyetçi kişi; “mükemmel olma yolunda aşırı çaba sarf eden kimse” olarak tanımlanmaktadır (Akt., Satıcı, 2018). Stoeber ve Childs (2010)’e göre mükemmeliyetçilik; bir kişinin kusursuz olmak için çabalaması, yüksek performans standartlarını belirlemesi, kendini ve başkalarını değerlendirirken kaygılı olması ile karakterize edilebilen bir kişilik özelliğidir (Akt., Koçubaba, 2019). Tanımlara bakıldığında bu kavramın genel olarak olumsuz yönünden ele alınmaya çalışıldığı görülmektedir. Ancak mükemmeliyetçi olmanın olumlu etkileri de mevcuttur. Literatürde hala tartışmaya açık olan ve tek bir tanımı yapılamayan bu olgunun oluşmasına neden olan faktörler neler olabilir? Bu olgunun etiyolojisi tam olarak bilinememekte ve buna neden olan faktörler kesin bir şekilde açıklanamamaktadır. Ancak konu ile ilgili araştırmalarda mükemmeliyetçi bir kişilik yapısının oluşmasında ki en büyük faktörün ‘aile’ olduğu ifade edilmiştir. Ailenin bireyden beklentileri, aile tarafından alınan eleştiriler bireylerin mükemmel olmaya çalışmalarına neden olmaktadır. Aynı zamanda ailenin mükemmeliyetçi tutumları, çocuklarında mükemmeliyetçi kişilik özelliklerine sahip olmalarına neden olabilmektedir. Flett ve arkadaşları (2002), sosyal öğrenme ve taklit yoluyla çocukların ebeveynlerinden mükemmeliyetçi tutumları alabildiğini ifade etmişlerdir (Akt., Satıcı, 2018). Bunun yanında ailenin çocuktan bekledikleri standartların yüksek olması, bu standartlara ağır anlamlar yüklenmesi de mükemmeliyetçi kişilik yapısının oluşmasına zemin hazırlamaktadır. Bu tutumlara sahip ailelerdeki çocuklar mükemmel olmak için çabalarlar, devamlı aileleri tarafından onay görebilmek için çalışırlar. Kısacası fiziksel, sosyal ve psikolojik olarak olumsuz şartlara sahip ortamlarda yetişen bireyler bu olumsuzluklara tepkisel olarak mükemmeliyetçi kişilik özellikleri geliştirebilirler. Yani, mükemmeliyetçi tutumu olumsuz yaşam şartlarıyla başa çıkabilme konusunda destek olarak kullanabilirler (Satıcı, 2018).
MÜKEMMELİYETÇİLİĞİN ETKİLERİ
Mükemmeliyetçi tutumlar insanları başarıya yönlendirebilir, cesaretsizlik veya engellerle yüzleşebilmeleri için motivasyon sağlayabilir. Roedell (1984)’e göre; “Olumlu bir biçimdeki mükemmeliyetçilik, büyük bir başarıya yol açan güdü enerjisini sağlayabilir.”(Akt., Koçubaba, 2019). Bu olumlu etkinin yanında mükemmeliyetçi kişilik yapısına sahip kişiler ‘başarısızlık’ kaygılarıyla da yaşayabilmektedir. Bu kaygıları onların depresif belirtiler göstermelerine de neden olabilir. Bunun yanında bu bireylerin zihinlerindeki olumsuz düşünceleri devamlı bilinçlerinde tutmaları, tekrar tekrar onu düşünmeleri de depresyona neden olabilecek bir faktördür. Mükemmeliyetçi kişilik yapısına sahip olan kişilerin depresyona yatkınlıklarının olmasının önemli bir nedeni de; yüksek standartları karşılayamama kaygısı nedeniyle erteleme ve kaçınma davranışlarının döngü halinde devam etmesidir (Egan, 2014; Akt., Satıcı, 2018).
Mükemmeliyetçilik ve kaygı düzeyleri arasındaki ilişki; mükemmeliyetçi kişilik yapısına sahip kişiler olumsuz değerlendirilmeye yönelik ciddi endişe yaşadıkları için sürekli kaygı düzeyleri de yüksek olmaktadır. Aynı zamanda konu ile ilgili yapılan çalışmalarda bu bireylerin sosyal ortamlarda yüksek standartlı şartlara sahip olma ihtiyaçları ve içinde bulundukları şartların tutarsızlıkları da sosyal kaygı düzeyini artırdığı ifade edilmiştir (Satıcı, 2018).
Bunlarla birlikte aile, sağlık, iş ve mali sorunlar gibi stres yaratabilen konular aynı zamanda mükemmeliyetçi özellikleri biçimlendirebilmektedir. Bu durum şöyle bir örnekle açıklanabilir: İşinden izin alma konusunda zorluk yaşayan biri kendisinin, ailesinden birinin hastalanmasını veya zorunlu olarak katılması gereken farklı bir etkinliğin olmasını istemez. Bu nedenle hasta olmamak için aşırı derecede sağlığına hassasiyet geliştirir ve katılması gereken bir etkinliğin olmaması için de sosyal gruplardan uzak kalır. Yani yaşamış olduğu işten izin alabilme stresi onun mükemmeliyetçi tutumunun tetiklenmesine, tetiklenen mükemmeliyetçi tutumu da stresine neden olabilir ve bu kısır döngü böyle devam eder.
Aynı zamanda mükemmeliyetçi tutumları olan üniversite öğrencileri ile yapılan bir çalışmada bu öğrencilerin problemlerle daha aktif ve etkili başa çıkma becerilerinin olduğu belirtilmiştir. Bu bulgu da mükemmeliyetçi özelliklerin olumlu bir yönünü vurgulamada güçlü bir kanıttır (Koçubaba, 2019).
MÜKEMMELİYETÇİ TUTUMLAR AZALTILABİLİR Mİ?
Konu ile ilgili deneysel çalışmalarda özgün olarak geliştirilen müdahale programlarının etkililikleri sınanmıştır ve iki oturumluk programla mükemmeliyetçi tutumların erken yaşlarda azaltılabileceği ifade edilmiştir. Bunun yanında altı haftalık bir psikoeğitim programı da mükemmeliyetçi tutumları anlamlı derecede azaltmaktadır. Yani çalışmalar genel olarak incelendiğinde etkili programlarla mükemmeliyetçi tutum azaltılabilmektedir (Satıcı, 2018).
Sonuç olarak mükemmeliyetçilik kavramı psikoloji literatüründe tartışılmaya devam eden bir kavramdır. Olumlu ve olumsuz etkilere sahip olan bu olgunun düzeyi önemlidir. Bireyin sosyal yaşamında veya ruhsal sağlığı üzerinde ciddi anlamda sıkıntıya yol açacak düzeyde mükemmeliyetçi tutumlara sahip olması istenmeyen bir durumdur. Ancak bu tutumlara sahip bireyler alacakları psikolojik danışma desteği ile bu tutumlarla etkili başa çıkma stratejileri geliştirebileceklerdir. Psikolojik destek, mükemmeliyetçi tutumları en sağlıklı şekilde kullanabilme becerisini kazandırabilmektedir. Bu beceri de beraberinde olumsuz mükemmeliyetçi tutumların azalmasını dolayısıyla kaygı, stres durumlarının ve depresif belirtilerin ortadan kalkmasını getirmektedir.
Emrah BİNGÜL
Psikolojik Danışman