
Kriz, kişinin duyuşsal ve davranışsal sistemlerini etkileyen, varoluşunu tehdit eden olağan dışı yaşantılardır. İnsan yaşamında, olağan durumların yanında yaşamı tehdit eden durumlarda yaşanmaktadır. Yaşamın bir parçası olan iş, okul veya ailede krizler yaşanabileceği gibi doğal afet, ölüm, boşanma, kaza, taciz, tecavüz ve savaş gibi krizler de yaşanabilir. Yaşanan olağan dışı olaylar kişinin hem biyolojik hem de psikolojik denge durumunu etkilemektedir.
Kriz Sürecinin Dönemleri
Krizlerde süreç 4 dönemden oluşur (Sözer, 1992):
- 1. Dönem Şok: Gerçek mümkün olduğu kadar uzak tutulmaya çalışılır. Dışarıdan her şey düzgün ve yolunda gibi görünse de içte her şey karmakarışıktır. Amaçsız aktiviteler ortaya çıkabilir.
- 2. Dönem Tepki: Gerçekle yüzleşme artık kaçınılmazdır. Savunma mekanizmaları devreye sokularak gerçekle birleştirmeye çalışılır.
- 3. Dönem İşlem: Yavaş yavaş kriz ve travmadan uzaklaşılır. İlgiler yeniden su yüzüne çıkar, gelecek konusunda planlar kurulur.
- 4. Dönem Yeniden Uyum: Kişinin benlik saygısı yeniden yükselmiştir. Yeni ilişkiler kurulur ve devam ettirilir.
Savunma Mekanizmaları ve Krize Tepki
Savunma mekanizmalarından ilk olarak Freud bahsetmiştir. Ardından kızı Anna Freud savunma mekanizmaları ile ilgili araştırmalara devam etmiştir. Freud’a göre kişiliğimiz id, ego ve süper egodan oluşmaktadır. İd kişiliğin ilkel tarafını, ego gerçeklik kısmını, süper ego bireyin dışındaki kişilerin beklentisini temsil etmektedir. Kişinin kriz anında yaşadığı kaygı ve korku bu üç yapının arasındaki anlaşmazlıktan kaynaklanmaktadır. Yaşanılan kriz, idin kaynağı olan yaşam için bir tehdit oluşturmaktadır. Ego ise tekrar dengeyi sağlayabilmek için savunma mekanizmalarını kullanmaya başlar. Savunma mekanizmaları; egonun istenmeyen durumun oluşturduğu korkuyu ya da kaygıyı kabul edilebilir formlara çevirmesiyle oluşan korku veya kaygıyı ortadan kaldırmaya ya da asgari düzeye indirmeye yardımcı olan mekanizmalardır (Callak, 2019). Savunma mekanizmaları bilinç dışında gerçekleşir yani birey bunların farkında değildir. Savunma mekanizmaları bu yönüyle bireyin rahatlamak için kullandığı, farkında olduğu diğer yöntemler ile ayrılır. Egonun belli bir dürtüsel isteme karşı belli bir savunma yöntemini saplantılı olarak kullanması, ego bütünlüğünün kaybolmasına yol açmaktadır (Taşkent, 2010).
Kriz Durumunda En Sık Kullanılan Savunma Mekanizmaları
- Bastırma: Bireyin hatırlamak ve hissetmek istemediği şeyleri bilinç dışına atmaya çalışmasıdır. Bastırma mekanizmasının aşırı kullanılması, ruhsal durgunluk, donukluk ve sıkıntı yaratmaya başlar. Bunun sonucunda ise bireyde ciddi psikolojik sorunlar ortaya çıkmaktadır (Milli Eğitim Bakanlığı, 2014). Örneğin, annesi vefat eden bir çocuğun kısa süre sonra sanki hiçbir şey olmamış gibi oyuncağı ile oynamaya devam etmesi.
- Yalıtma: Kişinin duygularını zorlayan anıdan ya da tehdit edici unsurdan koparmasıdır. Acil durumlarda insanların serinkanlı hareket etmesi, ancak acil durum bitince olayın şokunu yaşaması, akut anksiyete ve korkunun yaşanan olaydan uzaklaştırılmasına örnektir (Callak, 2019). Örneğin; trafik kazasında yaralanan bir bireyin kazadan sonra araçtaki diğer kişilere yardım etmesi, ardından duygusal kütlük yaşaması.
- Hayal Dünyasına Kaçma: Birey, iç veya dış nedenlerden dolayı ihtiyaç ve güdüleri doyumsuz kaldığında, gerçek dünyada tatmin edilemeyen istek ve arzularını hayal dünyasında gerçekleştirme yolunu seçebilmektedir. Örneğin; iflas eden ve borçları yüzünden yurt dışı yasağı olan bir iş adamının o an yurt dışı gezinde gibi hayaller kurması.
- İnkâr: Kişinin olayların farkındalık düzeyinden uzaklaşmasıdır. Kişi istenmeyen durumla o durumu yaşamamış gibi davranarak başa çıkmaktadır. Gerçeğin inkâr edilmesi ağır psikolojik vakalarda görülen semptomlardandır. Kayıp ve yas süreçlerinde de inkâr mekanizması sıklıkla devrededir. Beklenmeyen acı verici durumların kabul edilmesi zor olan sonuçlarını birey ilk etapta reddeder. Örneğin, trafik kazasında aile bireylerini kaybeden bir kişinin bu durumu bir müddet kabul etmemesi, aile bireylerinin öldüğüne inanmaması.
- Çözülme: Duygusal sıkıntılardan kaçınmak için kişinin zaman ve gerçeklikten bir anlığına kopması durumudur. Örneğin; çocuklukta istismara maruz kalan bireylerin sıklıkla dissosiyatif belirtiler göstermesi.
- Mizah: Yaşanan güç bir duruma kişisel duyguları dâhil etmeden (olaydan duygusal olarak etkilenmeden) duygu ve düşüncelerin abartılı ifadelerle ortaya koyulmasıdır. Mizah, gergin ve stresli durumlarla başa çıkmak için kullanılan olgun savunmalardan biridir (Callak, 2019). Örneğin; insanların salgın hastalık döneminde hastalığın adıyla veya bulaşma şekli ile ilgili gülüp eğlenmesi.
Kriz Sonrası Uyum ve Patolojik Durumlar
Kriz durumunda bireyler birçok davranışsal ve bilişsel tedbir alarak kendilerini krizin zararlarından korumayı hedeflemektedirler. Bireyler kriz bittikten sonra normal işlevselliğine ve rutinine dönmeyi amaçlamaktadırlar. Bireyler yukarıda bahsedilen bu savunma mekanizmaları ile kendilerini kriz anında fark etmeden korumaya alırlar. Kullanılan savunma mekanizmaları kriz durumu geçtikten sonra veya kriz anında bireyin vermesi gereken tepkileri engellemesi ve kişinin savunma mekanizmalarını yaşamının bir parçası olarak görmesi halinde patolojik bir durum söz konusudur.
Merve KAYACI
Psikolojik Danışman