
Evlilik denilince ihtiyaçlar için kazanç sağlamak, evle ilgili sorumluluklar, çocukların bakımı gibi konular akla gelir. Eşlerin açık şekilde iletişim kurmaları, birbirlerine olan bağlılıkları, birlikte geçirdikleri nitelikli zamanın varlığı, birbirlerine olan destek ve birbirlerini cesaretlendirmeleri, ortak bakış açısına sahip olmanın yanında farklı görüşlere saygılı olmaları evlilik yaşamının bir parçası olarak düşünülür. Yukarıdakilere ek olarak cinsellik evlilik yaşamını açıklarken üzerinde durulması gereken bir konudur.
Cinsellik yaşamın biyo-psiko-sosyal alanlarının etkileşimiyle oluşur. Yaşamın niteliğini etkileyecek bir unsurdur (Gülsün, Ak ve Bozkurt, 2009). Evliliğin çok önemli bir yönü de cinselliktir (Körük, 2019) ve evlilik bireyin ihtiyaçlarından biri olan cinselliğin karşılanmasını içerir. Cinsellik bireye ve eşlere katkısı sayesinde evlilik yaşamını daha güçlü kılar (Kızıldağ, 2019). Cinsellik evlilik için enerji kaynağıdır ve evliliği özel kılar. Evlilikte cinselliğin işlevsel şekilde varlığı eşler arasında yakınlığın artmasında ve olumlu duyguların paylaşılmasında rol oynar. Cinselliğin evlilikteki işlevleri alınan doyumun paylaşılması, eşler arasında yakınlığın daha fazla ve derin olması, yaşamın ve evliliğin beraberinde getirdiği güçlüklerin üstesinden gelirken yaşanan gerilimi azaltmasıdır (McCarthy, 1997). Cinsellik eşlerin duygusal ve bilişsel olarak da yakınlaşmasını sağlamaktadır (Gülsün, Ak ve Bozkurt, 2009).
Cinsel yaşam evlilik uyumunu etkileyen faktörlerdendir (Gülsün, Ak ve Bozkurt, 2009). “Evlilik uyumu; olumlu ilişki şemasına sahip olma, eşlerin birbirleri hakkında olumlu duygulara ve düşüncelere sahip olması, iyi iletişim kurabilme, oluşan çatışmayı çözebilme becerisi ve eşlerin zevk alarak birlikte etkinlikler yapabilmesi.” olarak ifade edilebilir (Öztürk ve Arkar, 2014). Burada önemli noktalardan biri, evliliğin sağlıklı şekilde sürdürülmesini sağlayan evlilik uyumunun boyutlarından birinin de cinsel uyum olmasıdır. Cinselliğin hem cinsiyete ilişkin hem de eş olmaya ilişkin rolleri pekiştirici bir ritüel olabileceğinden bahsedilmektedir. Cinsel uyumda çiftin cinsellikle birlikte hem fiziksel hem psikolojik olarak aldığı doyumun varlığı söz konusudur. Ayrıca eşler cinselliğe ve cinsel isteklerine dair açık iletişim kurarak rahatlık hissi yaşarlar ve bunlar için yargılandıklarını hissetmezler. Bahsedilen konularda eşler kendilerini tatmin olmuş hissettiklerinde cinsel uyum ilişkinin güçlenmesi için bir kaynak niteliğinde olmaktadır (Körük, 2019).
Çiftlerin evlilikte doyum aldıkları bir alan da cinsel doyumdur. Cinsellikten alınan doyum ilişki doyumuna, evliliğin işlevselliği ve mutluluğuna katkı sağlar. Eşlerin evlilikte cinsellikle ilgili hisleri ilişkileri hakkındaki genel hisleriyle ilişkilidir. Yani cinsel doyumu yüksek olan çiftlerin evlilik doyumlarının da yüksek olması beklenmektedir (Öztürk ve Arkar, 2014). Cinsellikteki istenen ve cevap bulan temaslar mutluluğu arttırır. Eşlerin her ikisinin de cinsellikteki deneyimlerini onaylamaları ve benzer duyguları paylaşmaları gerekmektedir. Cinselliğin kendini ve diğerini zorlamaksızın arzu edilen biçimde yaşanması cinselliğin duygusal olarak sağlıklı olmasını sağlar (Kıray Vural, 2007).
Olumlu eş ilişkilerinin ötesinde evlilikteki cinsel sorunların başlamasında ve devamında da bu konuda yeterli bilgiye sahip olmamak, cinsellikle ilgili korkular ya da doğru olmayan inançlar etkili olabilmektedir (Kıray Vural, 2007). Cinselliğin konuşulmasının uygun görülmediği kültürlerde evlilikte yaşanan cinsel sorunlar da dile getirilememekte ya da bunun için bir destek arayışına girilememektedir. Evlilikten önceki cinsel eğitim cinsellikle ilgili kaygıların azalmasına ve olası sorunların ortadan kalkmasına yardım edecektir. Evlilik öncesi eğitimlerde verilen temel konulardan biri de bu nedenle cinselliktir (Kızıldağ, 2019).
Evlilik öncesi çiftler için sağlık alanında hazırlanmış örnek bir programda (Kıray Vural, 2007) çiftlere verilen eğitim iki oturumdan oluşmaktadır. İlk oturumun “cinsellik nedir, cinsel sağlık, kadın ve erkek anatomi ve fizyolojisi, cinsel anatomi, cinsel yakınlıkların yaşanması, normal cinsel yanıt, cinsel mitler, cinsel sorunlar neden ortaya çıkar, cinsel işlev bozuklukları” hakkındaki bilgileri kapsadığı görülmektedir. Burada bahsedilen cinsel işlev bozuklukları “kadınlarda cinsel istek azlığı, cinsel tiksinti bozukluğu, uyarılma ve orgazm bozukluğu, vajinismus ve ağrılı cinsel birleşme; erkeklerde ise cinsel istek azlığı, cinsel tiksinti bozukluğu, sertleşme güçlüğü, erken boşalma ve diğer boşalma bozuklukları ile ağrılı cinsel birleşme” şeklindedir. İkinci oturumda “cinsel yolla bulaşan hastalıklar, üreme sağlığı; üreme hakları ve cinsel haklar, aile planlaması yöntemleri, gebeliğin oluşması, istenmeyen gebeliklerin önlenmesi” konularının üzerinde durulduğu görülmektedir. Yukarıda ifade edilen başlıklar hakkında ne kadar bilgiye sahip olduğunuzu değerlendirmeniz cinsel danışmanlığa ihtiyaç duyup duymadığınızı belirlemenizde yardımcı olabilir.
Büşra Tunç
Psikolojik Danışman