Kapatmak için ESC'ye basın

PsikolektifPsikolektif Ortak Noktamız: Ruh Sağlığı

Lars and the Real Girl – Film İnceleme – Sayı – 27

Bu Yazıyı Tahmini Okuma Süresi: 3 Dakikadır.

Film Künyesi

Vizyon tarihi: 2007

Tür: Dram/Romantik/Trajikomik

Yapım: Amerika

Süre: 106 dakika

Imdb Puanı: 7.3

Oyuncular: Ryan Gosling, Emily Mortimer, Paul Schneider, Patricia Clarkson

Yönetmen: Craig Gillespie

‘‘Yazı spoiler içermektedir.’’

Lars, abisinin garajında yaşayan kendi halinde birisidir. Annesinin doğum sırasında vefatı ve sonrasında abisinin evden erken ayrılmasıyla birlikte insanlarla olan iletişimini ve temasını sınırlamaktadır. Çevresindeki insanların birini bulmasına yönelik söylemleri sonucu arkadaşının bir gün ona gösterdiği şişme bebeği sipariş etmesi ve ona isim verip gerçekmiş gibi davranması birtakım olaylara yol açacaktır.

Filme Lars’ın abisinin (Gus) eşi Karen’ın evlerinin yanındaki garajda yaşayan Lars’ı ziyaret ettiği sahneyle başlamaktayız. Karen’ın garajın kapısına yaklaşması bile Lars’ta bir tedirginlik yaratmaktadır. İkilinin arasında geçen diyolagda Lars’ın iletişim kurmakta ve sürdürmekte zorluk çektiğini görmekteyiz. Film boyunca Lars’ın yaşadığı bu durum birçok sahnede karşımıza çıkmaktadır. Kilisede çocuğun oyuncağını düzeltirken gerilmesi, işyerinde insanlarla konuşmamak için bahaneler üretmesi, ondan hoşlanan kızı (Margo) görünce elindeki çiçeği fırlatması ve en dikkat çekeni ise Lars’ın iş dönüşü evine girmek üzereyken Karen’ın akşam yemeğine davet edip ısrar etmesi sonucu Lars’ın Karen’dan kaçmaya çalışması ve yere düşüp boğuşmaları şeklinde birçok sahne görmekteyiz. Lars’ın yaşadığı bu durumlar bizi Şizoid Kişilik Bozukluğuna yönlendirmektedir. Şizoid Kişilik Bozukluğu; insanlarla olan iletişimde ve insan ilişkilerinde ilgi eksikliği, içedönüklük, etkinlik ve eylemleri yalnız yapmayı tercih etme, duygusal soğukluk, insanlarla olan iletişimin ve davranışların tekdüze olması şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Bu durum belli bölümlerden ziyade kişilik yapısı haline geldiği için hayatın tamamını etkilemektedir. Bu kişilik bozukluğuna sahip bireylerin duygusal durumları genellikle değişmez ve eleştirilere de tepkisiz kalmaktadır. İnsanlarla yakınlık kuramazlar ve buna ihtiyaç duymazlar. İş arkadaşının Lars ile sohbet etmeye çalıştığı sırada bir şişme bebek reklamından bahsetmesi üzerine Lars’ın evine şişme bebek sipariş etmesi kırılma noktası olacaktır. Lars’ın, abisiyle Karen’a kız arkadaşının olduğundan bahsetmesi onları hem şaşırtmakta hem de mutlu etmektedir. Sonrasında Gus’ın evinde buluştuklarında Lars’ın sevgilisinin bir şişme bebek olduğunu görmeleri şok etkisi  yaratmaktadır. Lars’ın şişme bebeğe Bianca diye seslendiğini, onunla konuştuğunu ve ondan gerçek bir insanmış gibi bahsettiğini görmekteyiz. Bu durum başka insanların olmadığı ortamlarda da bu şekilde devam etmektedir. Bu da bizi sanrı kavramına yönlendirmektedir. Sanrı; bireyin gerçekle bağdaşmayan, kesin olarak inandığı sabit ve yanlış inançlardır. Lars’ın Şizoid Kişilik Bozukluğuna sanrı da eşlik etmektedir. Bianca’nın yanında kendine güvenen insanlarla konuşmakta zorluk çekmeyen bir Lars görmekteyiz. Karen ile Gus doktor Dagmar’la bu durumu konuştuklarında doktorun yakın zamanda hayatınızda bir değişiklik oldu mu demesi ve Karen’ın hamile kaldığından bahsetmesi Lars’ın durumundaki tetikleyici olayı bize göstermektedir. Doktor Dagmar Lars’ın yaşadığı bu durumu kabullenmelerini ve Bianca’ya gerçek bir bireymiş gibi davranmalarını istemesi üzerine Karen ve Gus komşularından, arkadaşlarından ve mahalleliden yardım istemektedirler. Bianca’nın kiliseye gitmesi, okuldaki çocuklara hikaye okuması, sosyalleşmesi ve diğer insanlarla vakit geçirmesi bir süre sonra Lars’ı sinirlendirmektedir. Karen ile tartıştıkları sahnede Bianca’nın onu terk edeceğinden bahsetmekte ve bu durumdan korktuğu gözlemlenmektedir. Şizoid kişilik bozukluğu nedenleri arasında çocukluk döneminde maruz kalınan duygusal ihmal yer almaktadır. Annesini erken yaşta kaybetmesi ve abisinin olaydan sonra evden erken ayrılması ve yas sürecindeki bir babayla büyümesi Lars’ın yaşadığı durumun nedenini göstermektedir. Doktor Dagmar, Bianca üzerinden Lars ile yaptığı seanslarda bu durumlardan bahsedip farkındalık yaşamasına olanak sağlamaktadır. İş arkadaşı Margo’ya hisler beslemeye başlaması ve iş çıkışı onunla vakit geçirmesi, Bianca’nın öleceğini çevresine söylemesi Lars’ın yaşadığı farkındalıkla artık gerçek dünyayla yüzleşmek istediğinin bir göstergesidir. Doktorun bu durumun illaki kötü bir şey olmayabileceği, bir iletişim ya da sorunla baş etme yolu olabilir demesi Lars’ın yaşadığı bu durumu ortaya çıkarması, ilerletmesi ve artık bir karar verip bu durumu sonlandırması süreçlerini beraberinde getirmektedir. Yaşadığı farkındalıkla Lars artık hazır Bianca’ya vade etmeye ve gerçek dünyayla yüzleşmeye hazır hale gelmektedir. Bianca’nın cenaze töreninden sonra Margo’ya yürüyüşe çıkalım mı diye sorması da bunu göstermektedir.

“Filme ilişkin izlenimlerim”

Lars and the Real Girl filmi Şizoid Kişilik Bozukluğunu başarılı bir şekilde yansıtmaktadır. Bunun yanı sıra insan ilişkilerinde çevrenin tutumu ve etkisinin ne derece önemli olduğunu gözler önüne sermektedir. Şimdiden iyi seyirler…

Ozan ATAMIŞ

Psikolojik Danışman