Kapatmak için ESC'ye basın

PsikolektifPsikolektif Ortak Noktamız: Ruh Sağlığı

Multitaskinglestiremediklerimizden misiniz? – Psikolektif’ten – Sayı – 10

Bu Yazıyı Tahmini Okuma Süresi: 3 Dakikadır.

Telefonunuzda bildirimlere göz atarken bir yandan da önemli bir sınava hazırlanmaya çalıştığınızı düşünün. İşinize geri döndüğünüzde hemen odaklanabildiniz mi? Ya da tekrar odaklanmanız ne kadar sürdü? Birçoğumuz, işe geri döndüğümüzdeki odaklanmaya çalıştığımız süreyi fark etmeden işimizi tamamlıyor ya da tamamlamaya çalışıyoruz. Bir yandan ders çalışırken diğer yandan telefonumuza gelen sosyal medya mesajlarını kontrol etmek hayatımızın bir parçası oldu. Aslında sürekli üretkenlik beklentisi olan bir sistemde, iki işi aynı anda yapmak (multitasking) kaçınılmaz bir gerçeklik haline geldi.


 

Multitasking Nedir?

Son dönemde sıkça duyduğumuz multitasking kelimesi, Türkçeye “çok görevlilik” olarak çevrilir ve birçok işi aynı anda yapma yeteneğini ifade eder. Bilgisayar bilimcileri 1960’larda birden fazla işlemcisi olan, yani iki (veya daha fazla) şeyi sahiden aynı anda yapabilen makineler üretmiş ve bu makine gücüne de “çoklu görev” (multitasking) adını vermişler. Sonrasında bu kavramı kendimize uyarlamaya çalışmışız (Hari, 2022). Fakat zamanla, bilim insanları, bu kavramı insana uyarlamanın pek de doğru olmadığını düşünmüşler ve buna dair çalışmalar yapmışlar. Buna rağmen, günümüzde de CV’lerimizi süsleyen, özellikle iş dünyasında sıkça kullanılan bu terim artık herkesin mülakat sırasında “Güçlü olduğunuz yönünüz nedir?” sorusuna ezber cevap haline gelmiştir.


 

Neden Multitasking Yapmaya İhtiyaç Duyarız?

Peki neden iki işi aynı anda yapmaya ihtiyaç duyarız ya da neden böyle bir yeteneğimiz olduğunu ifade etme gereği duyarız? Birçok işi aynı anda yapmak bize kendimizi daha üretken hissettirir ve birçok işi hallettiğimizi düşündüğümüz için kendimizi güçlü hissederiz. Fakat bazı bilim insanlarına göre aynı anda iki işe odaklanmak neredeyse imkansızdır. Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) sinir profesörü olan Earl Miller da bu ve dikkatimizi aynı anda bölmeye dair olan sorulara cevap aramak için birçok deney ve araştırma yapmıştır.

Earl, birkaç işi aynı anda yapan bilim insanlarını bir araya getirerek, laboratuvarı dolduran bu insanlardan aynı anda pek çok şeyi yapmalarını isteyip neler olduğunu gözlemlemiş. Aynı anda birkaç işi yaptığını düşünen insanların -Earl’ün açıkladığına göre- aslında “jonglörlük” yaptığını keşfetmişler. “Bir görevden diğerine gidip geliyorlar. Beyinleri üstünü örtüp pürüzsüz bir bilinç deneyimi sunduğu için geçiş yaptıkların fark etmiyorlar, ama aslında beyinlerini anbean bir görevden diğerine geçirip yeniden şekillendiriyorlar ve bunun bir bedeli var.”


 

Geçiş Maliyeti Etkisi ve Kolektif Odak Daralması

Bu şekilde geçiş yapıp durmak, Earl’e göre, odaklanma becerinizi üç yoldan aşındırıyor. İlkine geçiş maliyeti etkisi deniyor (Hari, 2022). Araştırmalara bakılırsa bu geçiş, performansı düşürüyor ve yaptığınız işe döndüğünüzde ne yaptığınızı hatırlamanız gerektiğinden dolayı yavaşlıyorsunuz. Yani aslında dikkatimizi iki iş için aynı anda bölmek, bizi üretken yapıyor gibi gözükse de iki işi de yarım yapmamamıza ve odaklanma aralığımızın daralmasına sebep oluyor.

Geçiş maliyeti etkisinin, odak aralığımızı daralttığına dair çalışmalar yapan bir diğer bilim insanı da Sune Lehmann’dır. O, araştırmayı farklı bir perspektiften ele alır ve “kolektif odak” kavramından bahseder. Sune Lehmann’ın yaptığı araştırmaya göre 2013 yılında en çok konuşulan elli başlık arasına giren konular 17,5 saat orada kalırken, 2016 yılına gelindiğinde bu süre 11.9 saate düşmüştür. Sune, farklı platformları ve farklı zaman dilimlerini incelemiştir. (İnternet öncesi zamanı ‘n-gram tespiti’ tekniğini kullanarak araştırmıştır). Her on yılda konuların gündeme yerleşme ve gündemden düşme hızı gitgide arttığı saptanmıştır (Lehmann, 2021). Bu araştırmaların sonucuna göre, internette ya da internet öncesi dönemde ‘trend’ haline gelen şeylerin değişim hızı her geçen gün hızlanmaktadır. O halde, sadece bireysel bir odak aralığı daralmasından değil, kolektif bir odak daralmasından söz edebiliriz. Çoklu görevin (multitasking) insan doğasına uygun olup olmadığı tartışmaları yapılırken, belirli bir süre bir konuya odaklanmak bile lüks haline gelmiştir.


 

Multitasking’i Nasıl Bırakabiliriz?

Peki iki işi aynı anda yapmayı nasıl bırakabiliriz? Odaklanmanın tekli görevle (monotasking) daha verimli hale geleceğini savunan araştırmalar oldukça yaygın hale geldi. Çünkü tekli görev, bize daha mümkün olan bir seferde tek bir şeye odaklanma becerisi sundu. ‘Çoklu görev enerjiyi ve gücü dağıtırken, tekli görev enerjiyi yoğunlaştırmanın ve görevde kalma gücünü geliştirmenin bir yoludur.’ (Gesell, 2007).

Tek görevlilik ve daha iyi odaklanmak için, diğer işinize odaklanmaya çalışırken dikkatinizi dağıtan etkenlerden uzaklaşın. Ancak, Hari’nin de bahsettiğine göre dikkat dağınıklığından kurtulmak için, dikkat dağınıklığını oluşturan kaynakları ortadan kaldırmak maalesef yeterli değil, çünkü bu kadarı sadece bir boşluk hissi oluşturur. Bu yüzden dikkat dağınıklığını yaratan unsurları temizleyip yerine akış kaynağı koymamız gerekiyor (Hari, 2022). Yani daha sağlıklı ve iyi bir hayat tarzı için bize faydasız ya da zararlı şeyleri hayatımızdan çıkarmak yeterli değil, bunun yanı sıra olumlu bir amacımızın ve iyi bir replasmanımızın olması gerekir.

Zeynep GÜRSES

Psikolog