Kapatmak için ESC'ye basın

PsikolektifPsikolektif Ortak Noktamız: Ruh Sağlığı

Hadi Baba! – Psikolektif Dergisi – Sayı – 12

Bu Yazıyı Tahmini Okuma Süresi: 3 Dakikadır.

Çocuk bakımı genellikle anne ile çocuk arasındaki ilişkiyle bağlıymış gibi gözükmekte, çocuğun gelişiminde en büyük sorumluluk anneninmiş gibi algılanmaktadır. Anne ile çocuk ilişkisine dair pek çok fikrimiz olsa da konu babanın rolüne geldiğinde işler değişmektedir. Geçmişi düşündüğümüzde çocukla ilişkisi açısından baba, özellikle bizim kültürümüzde anneye göre daha uzak bir yere konumlandırılmıştır. Günümüzde bu algı devam etse de babaların çocukla ilgili aldıkları sorumluluklarda çocuğun hayatında yer almakta eskiye göre daha aktif olduğunu görmekteyiz.

Çocuk ile ebeveyn ilişkisini inceleyen çalışmaların çoğunun babalardan ziyade anneleri konu aldığı görülmekte ancak babaların çocukların sağlıklı gelişimi ve iyi oluşu için önemli etkileri bulunmaktadır. Babaların rolü daha çok finansal destek gibi görünse de bu rolün daha geniş kapsamlı olduğu ortaya çıkmıştır. Bu durum hem kadından beklenen toplumsal rollerdeki değişimi hem de çocuğun gelişimi için babalık rollerinin önemini yansıtmaktadır. Çocukla kurulan yakın ilişkilerde babalar da anneler kadar yetkindir ancak babalar ya da anneler bunun önemini bilmiyor olabilirler. Böyle olmasında annelerin çocuk yetiştirmede büyük rol üstlenmeleri etkili olabilir (Wilson ve Prior, 2011). Çocuğun eğitimi ve gelişimi üzerinde annelerin ve babaların çeşitli etkileri bulunmaktadır. Bu konuda babaların rolünü es geçmemek gerekir (Tezel Şahin ve Özbey, 2007). Bu bakımdan baba ile çocuk ilişkisini baba katılımı açısından incelemek bu ilişkinin önemine ışık tutmak açısından önem arz etmektedir.


 

Baba Katılımının Boyutları ve Önemi

Pek çok tanımı olduğu görülen baba katılımının Lamb ve meslektaşları tarafından üç boyutlu olarak tanımlandığı görülmektedir (Lamb, Pleck, Charnov ve Levine, 1985; 1987; akt. Lamb, 2000). Bu boyutlar; katılma (engagement), ulaşılabilirlik ve sorumluluktan oluşmaktadır. İlk ve en önemli boyut olan katılma; babanın çocuğunun ev ödevlerine yardım etmesini çocuğuyla oyun oynamasını ve çocuğunun bakımı gibi yollarla onunla birebir zaman geçirmesini ve etkileşim kurmasını içerir. Ulaşılabilirlik boyutunda çocukla etkileşimin yoğunluğu ilk boyuta göre daha azdır. Bu boyut doğrudan etkileşimin yerine daha çok ebeveyn ulaşılabilirliğini içermektedir. Örneğin; çocuk, ebeveynin yakınlarında ya da evin farklı bir odasında oyun oynarken ebeveynin farklı bir işle meşgul olması bu boyutta değerlendirilebilir çünkü böyle olduğunda ebeveyn çocuk için ulaşılabilirdir. Sorumluluk boyutu, babanın çocuğun bakımı konusunda sorumluluk almasını içerir. Çocuğun bakımıyla ilgili düzenlemeler, hastalık ya da rutin kontrol gibi durumlarda çocuğun gereksinimlerini karşılayabilmeyi, çocuğun kıyafet gibi ihtiyaçlarını temin edebilmeyi içerir.

Baba katılımının araçsal ve duygusal olarak ikiye ayrıldığı görülmektedir. Baba katılımının araçsal boyutuna; babanın çocuğunun banyo etmesine, kıyafetlerini giymesine ve beslenmesine yardımcı olması örnek verilebilir. Duygusal boyutta baba, çocuğun yaşamına onunla oyun oynayarak ya da ona kitap okuyarak çeşitli etkinliklerle katılır (Cook, Jones, Dick ve Singh, 2005). Baba katılımının ergenlerin yaşam doyumu (Flouri ve Buchanan, 2002; Kuzucu ve Özdemir, 2013) ve benlik saygılarıyla (Kuzucu ve Özdemir, 2013), çocukların bilişsel gelişimleri, yeterlilik ve sosyal yeterlilik algılarıyla (Dubowitz ve ark., 2001) da pozitif ilişkili olduğu görülmüştür. Farklı bir araştırmada ise baba katılımı, çocuğun bakımı ve gelişimi ile ergenin suça eğilimli davranışları konusunda temas kurmak ve sorumluluk almak olarak tanımlanır (Coley ve Medeiros, 2007). Bu sorumluluk ve temas kurma olarak da ifade edilen sağlıklı etkileşimlerde dikkat edilmesi gereken bir nokta da çocuğun iyi oluşu için kurulan sağlıklı etkileşimlerin biyolojik babayla olduğu kadar baba figürü için de geçerli olduğudur. Burada babayla ya da baba figürü olan kişiyle kurulan etkileşimin niceliğinden çok niteliği esas alınmalıdır (Karabulut, 2019).


 

Baba Katılımının Çocuk ve Aile Üzerindeki Etkileri

Baba katılımı, sosyal bilimlerde ruh sağlığı üzerine yapılan çalışmaların araştırma konusu olmuştur. Böylelikle babanın çocuk üzerindeki etkileri, baba ile çocuk arasındaki ilişki ve baba katılımının çocuk ve aile üzerindeki etkileri hakkında edinilen bilgiler gittikçe genişlemiştir (Lamb, 2000). Araştırma sonuçları, babanın çocuğuna olan ilgisinin ve yakınlığının çocukların akademik başarılarından sosyal yaşam becerilerine kadar pek çok alana katkı sağladığını göstermektedir (Tezel Şahin ve Özbey, 2007). Baba katılımı çocukların duygusal, bilişsel, sosyal ve fiziksel gelişimlerine olumlu etki eder (Pekel Uludağlı, 2017). Bir diğer araştırmaya göre ise babanın çocuğunun yaşamına katılması, çocuğa gelişimsel katkı sağlarken eşler arasındaki ilişkinin ve babanın kendisiyle olan ilişkisinin niteliği için de pozitif bir faktördür. Baba katılımı yüksek olan bireyler, hem ebeveynliklerinden hem de eşleriyle olan ilişkilerinden daha fazla memnuniyet duymaktadır (Pekel Uludağlı, 2017).

Pozitif yöndeki baba katılımının arttırılması çocuğun gelişimi için önem taşımaktadır. Bu bağlamda annelerin ve babaların ebeveyn katılımının çocuk için faydaları konusunda eğitim almaları yararlı olabilir (Wilson ve Prior, 2011). Babaların baba olmaya ilişkin rollerinin yeniden yapılandırılmasında ailelere dair müdahale programlarına katılımları da önemlidir (Tezel Şahin ve Özbey, 2007). Ayrıca erken dönem ebeveynlik eğitim programlarının artırılmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Baba katılımının, çocuğun iyi oluşu ve gelişimi açısından yadsınamayacak bir yeri bulunmaktadır. Bu nedenle ebeveynlerin baba katılımı hakkında bilgi sahibi olmaları gerekmektedir. Hazırlanacak ebeveynlik eğitimleri erkeklere yönelik olabilir ve burada erkeklerin babalık rolleriyle ilgili kendilerine olan güvenleri ve ebeveynliğe dair becerileri geliştirilmeye çalışılabilir (Wilson ve Prior, 2011).

Çocukların ebeveynlerine olan ihtiyaçları yukarıda da görüldüğü gibi açık şekilde ortadadır. Çocukların babalarının sıcaklığı ve yakınlığıyla büyümeleri, babalarıyla kuracakları temas ve babalarından görecekleri ilgi onların hem çocukluk ve ergenlikte hem de yetişkinlikte daha güçlü ve iyi olmalarını sağlayacaktır. Bu nedenle babaların rolüne dair bakış açısı, en az annelerin rolüne dair olan bakış açısı kadar genişletilmelidir. Bir baba çocuğunun “Hadi baba!” sesine ya da sessizliğine sağır olmamalıdır.

Büşra TUNÇ

Psikolojik Danışman