Kapatmak için ESC'ye basın

PsikolektifPsikolektif Ortak Noktamız: Ruh Sağlığı

Rota Yeniden Oluşturuluyor: Çeyrek Yaşam Krizi – Psikolektif Dergisi – Sayı – 20

Bu Yazıyı Tahmini Okuma Süresi: 3 Dakikadır.

Bireyin yaşamında görülen ruhsal bunalım olarak tanımlanan kriz, anlamlı bir değişime yol açan belirsizlik içeren bir dönüm noktası olarak da görülmektedir. Temel kriz türlerinden olan gelişimsel kriz dönemlerinde, bireyler rahatsız edici bir iç uyumsuzluk yaşarlar ve bunu çeşitli baş etme yöntemleri yoluyla azaltmak için motive olurlar. Erikson’un psikososyal gelişim teorisinde yer alan 18-40 yaş aralığını kapsayan beliren yetişkinlik ise önemli kriz dönemlerinden biridir (Erikson, 1968). İngiliz araştırmacı Oliver Robinson (2016b), Erikson’un psikososyal gelişim aşama teorisinin, altmış yıl önce genç yetişkinlerin şu anda yaşadığından çok farklı bir sosyal ortamda geliştirdiğini (ortalama yaşam süresi, evlenme yaşı gibi) vurgulayarak yapısal olarak, Erikson’un erken yetişkinlik aşamasının iki ayrı aşamaya bölünmesi gerektiği öne sürmüştür. 18-25 aralığını kapsayan ilk aşamayı beliren yetişkinlik, 25 ve sonrasını kapsayan aşamayı ise erken yetişkinlik olarak tanımlamıştır. Robinson (2016b), ilk olarak Robbins ve Wilner tarafından 2001 yılında kavramsallaştıran Çeyrek Yaş Krizi tanımını, önerdiği iki ayrı uçta yer alan beliren yetişkinlik ve erken yetişkinlik aşamalarını bütünleyen bir geçiş olarak ele almaktadır.

Çeyrek yaşam krizleri, bir kişi beliren yetişkinliğin belirsizlik ve keşfetmeye açık yaşam yapısından daha yerleşik, daha öngörülebilir, daha üretken ve rollere daha kök salmış bir yaşam yapısına geçmeye çalıştığında veya yeni geçtiğinde ortaya çıktığı görülmektedir (Robinson, 2016b). Beliren yetişkinler bu geçiş aşamasında ana akım medyanın, birçok akademisyenin sıklıkla yansıttığının ve toplumun gençleri fiziksel sağlık, eğlence ve dinamizmle kodlamasının aksine, birçok mücadeleye ve sıkıntıya katlanmaktadırlar. Krizdeki yetişkinlerin benliklerinin, kişisel istek ve tercihlerinden ziyade dış talepler veya sosyal beklentiler doğrultusunda aşırı derecede yapılandırıldığı ve kriz sırasında bunu çözmeye çalıştıkları bulunmuştur (Robinson & Smith, 2010). Bu krizdeki yeni yaşam, bazıları için talepleri karşılamaya yönelik başa çıkma kaynakları açısından bunaltıcı olabilmektedir. Özellikle kiminle evlenecekleri, nerede çalıştıkları ne kadar para kazandıkları ne zaman ebeveyn olacakları gibi sosyal statüsünü belirlemeye yönelik toplumdan gelen sorgulamalar bunaltıcı sebeplerin başında gelmektedir. Sanayileşmiş ülkelerde eğitimden işe geçişteki gecikme nedeniyle finansal olarak ebeveynlerine bağımlı “beliren yetişkinlerin” yetişkin rollerini üstlenmesinin ve kimlik aşamasını çözmesinin uzun zaman aldığına işaret etmektedir (Cote, 2006). Üniversite mezuniyetinden sonra gündeme gelen tek başına yaşama, aile ile yaşamaya geri dönme, yakın arkadaşlardan uzak olma, mobbinge maruz kalmasına rağmen işini değiştirmeme gibi konular da çeyrek yaşam krizinin tetikleyici sebeplerinden görülmektedir.

 

Literatürde yeni bir kavram olan çeyrek yaşam krizi ile ilgili Türkiye örnekleminde sınırlı çalışmalar olsa da Yeler, Berber, Özdoğan ve Çok (2021) tarafından yapılan araştırma önemli veriler sunmaktadır. 514 beliren yetişkin örneklemine sahip bu araştırmanın sonucu, beş katılımcıdan dördünden fazlasının bazı düzeylerde çeyrek yaşam krizi yaşadığını göstermiştir. Her iki cinsiyet için de işsizlik hem 20-25 hem de 26-30 yaşları için gerçek bir sorun olarak raporlanmıştır. Bu çalışmada işsiz katılımcılarının %31’lik bir paya sahip olması nedeniyle, kendi yaşamlarına karar verirken hala ailelerine bağımlı oldukları ve bu nedenle, bu aile üyeleri ile çatışma ve anlaşmazlık yaşadıkları görülmüştür. İşsizliğin yanı sıra, iş yerinde yoğun stres ve baskı yaşamaları neden bu kadar güvensiz hissettiklerini açıklarken çokça dile getirilen bir diğer madde olarak görülmüştür.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2021 yılında yayınladığı “İstatistiklerle Gençlik” raporunun hanehalkı işgücü araştırması sonuçlarına göre genç nüfusun istihdam oranı, 2018 yılında %35,0 iken 2021 yılında %32,2’ye düştüğü görülmüştür. Bunun yanında yaşam memnuniyeti araştırması sonuçlarına göre 18-24 yaş grubundaki genç nüfus içinde kendini mutlu olarak beyan edenlerin oranı 2019 yılında %59,7 iken 2021 yılında %44,5 olmuştur. 2022 yılının Mart ayında yayınlanan Dünya Mutluluk Raporu’nun (World Happiness Report) bulgularına bakıldığında Türkiye, 2013 yılından itibaren sürekli düşüş gösteren mutluluk düzeyi sıralamasında 149 ülke arasında 2018’de 98. sıradayken 2021’de 112. sırada olduğu görülmüştür. Ayrıca raporun olumsuz duygularla ilgili verilerine bakıldığında ülkeler genelinde genç yaş grubunda cinsiyet fark etmeksizin diğer yaş gruplarına göre olumsuz etkide bir artış görülmüştür. Robinson’un (t.y.) çeyrek yaşam krizi ile ilgili hazırladığı rehber kılavuzda 25-35 yaş arasındaki İngiliz bireylerin %60’ının finansal zorluk yaşadığının ve %30’unun da kazandığından daha fazla para harcadığının altını çizmiştir. 2021’in son çeyreğinde başlayan, dünyada ve ülkemizde etkisi devam eden, enflasyon artışlarının çeyrek yaşam krizindeki gençlerin üstündeki olumsuz etkileri artırdığına dair somut bir veri olmasa da ruh sağlığı uzmanları tarafından açıkça gözlemlenmektedir. Politika yapıcıların bu kriz dönemindeki geleceği şekillendirecek gençleri önceleyen mekanizmalar üretmesi toplum ruh sağlığı açısından kritik bir önem taşımaktadır. Politika yapıcıların harekete geçirilmesi ve etkili müdahale yöntemlerinin geliştirilmesi açısından, ruh sağlığı uzmanlarının, bu kriz sonucu doğan ihtiyaçları daha iyi anlamak adına farklı sosyo kültürel yapılara ve kuşaklara yönelik kapsamlı araştırmalar yapmaları da önemli bir role sahiptir.

Elbette bu kriz içerisinde dışarıdan gelecek yardımlar kurtarıcı olsa da küçük bireysel girişimlerde yardımcı olabilir. Robinson’un (t.y.) çeyrek yaşam krizi ile ilgili hazırladığı rehber kılavuzda çeyrek yaş kriziyle başa çıkabilmek için yeni şeyler denemenin etkili olabileceğini belirterek şöyle bir liste sunuyor: tatile çıkmak veya yeni yerlere seyahat etmek, meditasyon veya yoga yapmak, alkol alımını azaltmak, daha sağlıklı bir beslenme denemek, yeni bir dil öğrenmek, tutkulu oldukları bir konuda kursa başlamak, spora başlamak veya parayı yönetme biçimini değiştirmek. Ekonomik bağımlılıkların ve zorlukların çoğunlukla çeyrek yaş krizinin ana sebeplerinden olduğunu varsayarsak yukarıdaki listedekilerin bir kısmını denemek zorlayıcı olabilir. Bunların dışında olumlu duygular uyandıracak notlar yazmak, çeyrek yaş kriziyle ilgili yazılar ve makaleler okumak, bu konuyla ilgili podcast dinlemek, başkalarını yaşadığı zorlukları duymak ve bu sürecin bir gün geçeceğini hatırlatmak, radikal değişikliklerden önce küçük şeyler denemek yardımcı olabilir.

Şafak ATAY

Uzman Psikolojik Danışman / Doktorant