
Tek ebeveynli aile, bir ebeveyn ile yaşayan çocuk ya da çocuklardan oluşan aile olarak tanımlanmaktadır. Tek ebeveynli aile formunun ortaya çıkmasına neden olan etkenlere baktığımızda ebeveynlerden birinin ölümü, uzun süren ya da sürekli yokluğu veya boşanma ve tercih durumu gibi faktörler görülmektedir (Demir & Çelebi, 2017).
Tek ebeveynli aile formundaki etken faktörlere bakıldığında sebebe bağlı olarak süreç de değişiklik göstermektedir. Etken faktör ölüm olduğunda aile üyeleri öncelikle yas sürecini yaşamakta, sonra sürece uyum sağlamak yönünde adım atılmakta, daha sonra ise yaşamını sürdüren aile üyeleri farklı alternatifler ve çözüm önerileri üreterek bütünlüğü ve yaşam koşullarını düzenleyici uygulamaları deneyimlemektir. Etken faktör boşanma olduğunda öncelikle ebeveynin ayrılık sürecine yönelik adaptasyonu çocuğun yaşamında belirleyici olmakta, sonra ebeveynler arasında ve ebeveynler ve çocuk arasında özel olarak sınırlar belirlenmekte, daha sonra kabullenme ile yeni başlangıçları sağlayan kararlar alınmaktadır.
Etken faktörler bağlamında cinsiyete bağlı incelemeler de yapılmıştır.
Ayrılmış ya da boşanmış anneler, mutlu bir evlilik sürdürmeyi başaramadıklarını düşündüklerinden daha çok buruk ya da mutsuz olduklarını; eşi vefat eden anneler ise eşlerini bir daha göremeyeceklerinden daha çok acı ve üzüntü hissettiklerini ifade etmişlerdir. Anneler aynı zamanda çocuklarının bu durumdan olumsuz etkileneceğini düşündüklerinden ve tek ebeveynli aile olmayı çocuğa nasıl açıklayacakları ile ilgili endişe yaşadıklarından bahsetmişlerdir (Feyzioğlu & Kuşçuoğlu, 2011).
Eşleri vefat eden babalar çoğunlukla o dönemde hissizleştiklerini ya da kendilerinde olmadıklarını; ayrılmış ya da boşanmış babalar ise kırgın, kızgın ve öfkeli hissettiklerini söylemişlerdir. Bununla birlikte boşanmış ya da ayrılmış babaların bir kısmı da evliliğin getirdiği sorumluluklardan kurtuldukları için ve daha fazla sosyalleştiklerinden dolayı kendilerini daha özgür hissettiklerinden söz etmişlerdir (Feyzioğlu & Kuşçuoğlu, 2011).
Bu sorunlara yönelik; psikolojik destek, sosyal destek, hobi edinimi, sosyal-kültürel faaliyetler, bir işte çalışma, eğitim düzeyini yükseltme, evcil hayvan ya da bir bitki bakımı, ev ya da ev içi değişiklikler ile ilgili planlamalar iyileştirici uygulamalar olabilmektedir.
Dolaylı olarak iyileştirici adımlar olan sürdürülebilir ilişkilerin fark edilmesi, çözüm alternatiflerinde objektif bakışın değerlendirilmesi, kaygı düzeyinin düşürülmesi gibi konularda özellikle sosyal destek önem kazanmaktadır. Bu bağlamda geçmiş kuşaklardan gelen destek, geçmiş kuşakların affı da çocuk ile olan iletişim ve ilişkinin nitelikliliğini artırmaktadır.
Tek ebeveynli çocukların aile yaşantılarına ilişkin duygu, düşünce, deneyimlerini ve yaşantılarına etkilerini ortaya koymak amacıyla yapılan araştırmadan elde edilen verilerden bazıları ise şu şekildedir:
Ayrı kalınan ebeveynle yeterli iletişim kurulmamasına rağmen, birlikte yaşadığı ebeveyn ile doyumlu bir ilişki yaşayan katılımcılar hayata karşı çok daha olumlu bir yaklaşım içindedir. En olumlu yaşam deneyimlerine sahip olanlar ise her iki ebeveyn ile olumlu bir ilişkisi olan, boşanma sonrası yaşam standartlarında önemli bir değişiklik yaşamayan ve ihtiyaçlarına ebeveynleri tarafından karşılık bulanlardır (Köseoğlu & Yıldız, 2018).
Ölüm sonucu tek ebeveynli çocuklarda, dezavantajlı konumda olanlar; sağlıklı bir yas ortamı yaşayamayan, ölüm nedeniyle hayatta kalan ebeveynin ruhsal problemlerine tanıklık eden, yeterli sosyal destek göremeyen ve ailede maddi problemler yaşayan katılımcılardır. Bu katılımcılar her iki ebeveyne sahip arkadaşlarına daha çok imrenmekte, onların ebeveynleriyle olan paylaşımlarını dinledikçe ya da gördükçe daha çok üzülmekte ve öfkelenmektedir (Köseoğlu & Yıldız, 2018).
Tek ebeveynli aile olmanın dezavantajları olsa da önemli olan sağlıklı aile formunun devamlılığıdır. Aile içinde iletişim engellerinin ortadan kaldırılması, sağlıklı sınırlar oluşturulması, nitelikli geçirilen vakitlerin sürekliliği, bireysel farklılıkların kabulü ile gelen koşulsuz kabul, aile üyeleri arasındaki duygusal bağ gibi faktörler sağlanmış ve süreğen ise öne çıkan form sağlıklı aile oluşumudur.
Özge ÇANKAYA
Psikolojik Danışman