
Film Künyesi
Vizyon Tarihi: 2015
Türü: Dram, Gerilim
Yapım: Türkiye
Süre: 104 Dk.
Imdb Puanı: 7.9
Oyuncular: Nadir Sarıbacak, Osman Alkaş, Kadir Çermik
Yönetmen: Tolga Karaçelik
“Sarmaşık” filmi, iflas eden bir armatörün gemisinde mahsur kalan altı kişinin yaşadıklarını anlatmaktadır. Deniz hukuku gereği gemide kalmak zorunda olan beş gemici ve bir kaptan, bu huzursuz bekleyişte hem kendileriyle hem de birbirleriyle savaşmaya başlamıştır. Bu güç savaşında, mürettebatın birbirlerine güvenleri kalmaz. Gerilim, psikolojik çöküşe ve şiddete dönüşecek; filmin sonunda gerçekle hayal, korkuyla gerçeklik iç içe geçecektir.
“Direkler eğik, burnumuz batmış suya.
İnsan düşmanının sillesinden kaçar ya,
Soluğunu ensesinde duya duya.
Ve koşar başını hiç kaldırmadan,
Gemi öyle koştu, rüzgâr öyle coştu.
Kaçtık güneye hiç durmadan.”
Samuel Taylor Coleridge
“Yazı spoiler içermektedir.”
Filmdeki karakterleri inceleyecek olursak; Beybaba, filmin ana karakterlerinden biri olarak otoriteyi temsil eden, geminin sorumlu kaptanıdır. Otoriter yapısıyla gemideki mürettebatı yöneten Beybaba, yaptığı görüşmelerin büyük kısmını ‘gizli kapılar ardında’ yapmakta ve alınan kararların sadece bir kısmını gemi mürettebatına aktarmaktadır. Beybaba karakteri otorite figürünün sarsıldığı durumda yaşanan psikolojik kırılmayı temsil eder. Otoritesi sorgulandıkça, kontrolü kaybetme korkusuyla daha baskıcı ve saldırgan davranışlar sergilemeye başlamaktadır. Cenk karakteri, otoriteye karşı duran bir işçi olarak karşımıza çıkmaktadır. Film boyunca uyuşturucuyla vakit geçirmediği zamanlarda sıkıntının ve amaçsızlığın yarattığı bunaltının sınırlarında dolaşan bir karakterdir. Alkol ve maddeye düşkünlüğüyle, rahat tavırları, umursamazlığı ve anarşistliğiyle öne çıkan Cenk, gemide sorun çıkartan ve kural tanımayan kişi olarak damgalanmıştır. Cenk karakteri, otorite figürlerine karşı doğrudan başkaldırı ve saldırganlık, onun baş etme mekanizması haline gelmiştir.
Filmin girişinde namaz kılarken görüntülenen, devamında da abdest aldığını gördüğümüz İsmail karakteri; ruh hali, konuşmaları ve davranışlarıyla dindar bir portre çizmektedir. İçe kapanık olan bu karakter, iktidarın gölgesi altında gücü tatmakta ve kırılmalar yaşayarak bastırılmış duygularını dışa vurmaktadır. İsmail karakterinin psikolojik yapısı, otorite figürüyle özdeşleşme ve onun değerlerini içselleştirme üzerine kuruludur. Bu, psikolojide “özdeşleşme yoluyla savunma mekanizması” olarak tanımlanabilir. İsmail, tehdit altında hissettiğinde, koruduğu değerler adına saldırganlık gösterebilir. Nadir karakteri öğrenilmiş çaresizlik ve umutsuzluk üzerine kuruludur. Kontrolü dışındaki olayların sürekli olarak hayatını olumsuz etkilediği algısı, onu depresif bir ruh haline ve nihayetinde intihara sürüklemiştir. Filmin girişinde taksici olarak gördüğümüz, ekonomik açıdan daha konforlu bir düzeye ulaşma amacıyla gemide kalan Alper, genellikle Cenk’in tarafında gibi görünse de aslında kararsız bir karakterdir. Mürettebatın en genç üyesidir, keyfine düşkündür. Alper’in psikolojisi, gruplar arası çatışmada taraf olmama ve konfor alanını koruma arzusu üzerine kurulmuştur. Bu, psikolojide “kaçınmacı kişilik” olarak tanımlanabilir. Çatışmadan kaçınmak için uyuşturucu gibi kaçış mekanizmalarına başvurur. Kürt karakteri, film başından itibaren sessizliğini koruyarak karşımıza çıkmaktadır. Her zaman İsmail’in yanında bulunan Kürt, konuşmasa da İsmail gibi iktidarı destekler ve İsmail’in koruyucusu konumundadır. Kürt karakterinin psikolojisi, sessiz kalmak suretiyle kendini ifade etme ve var olma üzerine kurulmuştur. Fiziksel varlığı ile kendini gösterir, sözel iletişim kurmaz. Bu, psikolojide travmatize olmuş bireylerin gösterdiği “seçici mutizm” (seçici konuşmazlık) olarak değerlendirilebilir.
Sarmaşık gemisi, karakterlerin iç dünyalarının bir yansımasıdır. Paslı, çürümüş yapısı, mürettebatın psikolojik çöküşünü temsil eder. Filmde, kullanılan sümüklü böcek metaforunun, karakterlerin gemide kaldıkları süre içerisinde, gerçeklikten uzaklaşmalarını simgelediğini söyleyebiliriz. Bu metafor, karakterlerin psikolojik durumlarının giderek bozulmasını ve gerçeklik algılarının değişmesini temsil etmektedir.
Film, baskı ve otoritenin etkin olduğu ortamlarda geçmesi, içinden çıkılamayan kaotik atmosferler içerisinde ilerlemesi ve insanların gerçeklerle bağlarını yitirerek psikolojik anlamda değişim yaşamaları yönüyle dikkat çekmektedir. Kapalı bir mekânda uzun süre mahsur kalan insanların psikolojik durumlarını inceleyen film, “kapatılma sendromu” olarak da bilinen psikolojik bir süreci yansıtmaktadır. Bu sendrom, kişilerin kısıtlı bir alanda uzun süre kaldıklarında yaşadıkları klostrofobi, paranoya, halüsinasyonlar ve agresif davranışlarla karakterizedir.
Farklı sınıfsal, kültürel ve etnik özelliklere sahip karakterlerin olduğu Sarmaşık, hiyerarşik yapılanma ve otorite gibi konuları temel alarak çok yönlü ilişkiler sunmaktadır. Film, güç dinamiklerinin insan psikolojisi üzerindeki etkilerini derinlemesine incelemektedir. Grup psikolojisi açısından film, Muzafer Sherif’in klasik “Robbers Cave” deneyini andırmaktadır. Bu deneyde, kaynakların kısıtlı olduğu bir ortamda gruplar arasında rekabet ve çatışmanın nasıl ortaya çıktığı gözlemlenmiştir. Filmde de gemideki sınırlı kaynaklar ve belirsiz gelecek, karakterler arasında giderek artan gerilime ve çatışmaya yol açmıştır.
“Deniz bitti, gemi durdu, duran gemi artık gemi değildir!”
Filme İlişkin İzlenimlerim
Sarmaşık, kapalı bir mekandaki insanların psikolojik dönüşümlerini, grup dinamiklerini ve iktidar ilişkilerini başarıyla yansıtan, alegorik bir anlatıma sahip, psikolojik açıdan derinlikli bir yapımdır. Film, bireysel ve toplumsal psikoloji üzerine düşündürücü sorular sorarken, insanın sınırlı kaynaklar ve baskı altında nasıl davrandığını gözler önüne sermektedir. Karakterlerin içsel çatışmaları, grup dinamiklerinin çözülüşü ve sembolik anlatımıyla, izleyiciyi derin bir psikolojik analize davet eden bu filmi herkese öneririm. İyi seyirler, sinemayla kalın.
Ahmet YAŞAR
Psikolojik Danışman