
Film Künyesi
Vizyon tarihi: 2013
Tür: Dram
Yapım: Türkiye
Süre: 80
İmdb puanı: 6.6
Oyuncular: Lale Başar, Ahu Türkpençe, Sekvan Serinkaya
Yönetmen: Deniz Akçay
Köksüz, bir kaybın ardından yeniden aile olmayı başaramayan, gün geçtikçe kendini yok eden dört kişinin kaybolma hikâyesidir. Nurcan, kocasının kaybından sonra üç çocuğu ile baş başa kalır; büyük kızları Feride, ailede baba rolünü üstlenmek zorunda kalır. Annesi ve kız kardeşleriyle iyi bir ilişki kuramayan evin tek erkeği on yedi yaşındaki İlker, evdeki idarenin ablasına geçmesine tepki olarak hızla aileden uzaklaşır. Ergenlik çağında, ailesine en ihtiyaç duyduğu zamanda ne annesine ne ablasına yaklaşabilen evin en küçüğü Özge ise bir kenarda unutulur ve varlığını hatırlatabilmek için çaba harcar durur. Feride´nin evin yükünden bunalıp, kendisiyle evlenmek isteyen Gülağa´nın teklifini çıkış yolu olarak görüp kabul etmesiyle zaten sorunlu olan aile sistemi iyice alt üst olacaktır.
‘’Yazı spoiler içermektedir.’’
Köksüz, babanın kaybının (ölüm ya da terk etme, bu çok belli değil) ardından var olmaya çalışan bir anne ve üç çocuğunun trajik öyküsünü anlatır. Filmde anne rolündeki Nurcan karakteri yaşadıklarını kabul edememenin etkisiyle sürekli temizlik yapan, kendini yaşamdan izole etmiş bir kişidir. Özellikle kızı Feride ile bağımlı bir ilişki geliştirmiştir. Öyle ki, dışarı bile çıkmaktan çekinen, çocuklarının sorunlarıyla ilgilenmeyen aciz ve güçsüz bir anne profilindedir. Çocukları üzerinde baskı ile kuramadığı otoriteyi, bu yardıma muhtaç hal ile yaşadığı acizlik ve güçsüzlükle kurmaya çalışmaktadır. Bu açıdan Nurcan’ın duygusal ağırlığı tüm aile üzerindedir.
Nurcan’ın geliştirmiş olduğu bu sorunlu kişilik örüntüsünden diğer çocuklar da nasibini almıştır. Bu durum, güçsüz kalan çocukları iyice dağıtmıştır. Mesela baba gittikten sonra evin tek erkeği olarak sorumluluk alması beklenen İlker bu sorumluluğun altında ezilir, evden uzaklaşır, arkadaşlarıyla vakit geçirir. Bir kaçış duygusu içindeki İlker, teselliyi uyuşturucu maddelerde arar. Babasına duyduğu özlemi, annesi ile kuramadığı iletişimi arkadaşının annesiyle cinsel bir yakınlaşmaya girerek kurar. Film boyunca büyük bir pişmanlık ve suçluluk içindeki İlker’in yaşadığı kimlik bocalayışını ve kopuk ruh halini seyrederiz.
Annesi ve ablasından yeterince ilgi ve sevgi göremeyen evin en küçüğü Özge’nin ise tek isteği annesinin sevgisini kazanmaktır. Bu buhranlı aile yapısı içinde sevgisiz büyümesi nedeniyle içine kapanık, sessiz birisidir.
Aile sistemi içindeki toparlayıcı gücü reddeden anne Nurcan’ın rolünü ise, evin en büyük kızı Feride üstlenmeye çalışır. Evin tüm sorumluluğu üzerindedir ve anne ile kız çatışma içerisindedir. Üzerine yıkılan sorumluluklardan bunalan ve bu baskıcı ve mutsuz ortamdan bir kaçış arayan Feride işyerindeki arkadaşı Gülağa’nın evlilik teklifini çok istemese de kabul etmek zorunda kalır.
İlk bakışta film, baba figürünün eksikliğini anlatıp babanın iktidarını olumluyor gibi gözükse de aslında böyle değildir. Çünkü Gülağa gibi, aile için ideal bir damat adayı olarak kabul edilebilecek bir figürün anne tarafından olumlu karşılanması gerekirdi. Ancak anne, kızının mutluluğuna engel olmaya çalışır. Kızına karşı patolojik bir durum içindeki hezeyanlı anne, bu problemli aile sistemini devam ettirmek istemektedir.
Birçok psikolojik tahlil yapma imkanı bulabileceğiniz Köksüz, yönetmeninin tabiriyle; “arada kalmış, kendine rol biçememiş insanların başkalarınca giydirilen rolleri beceriksizce taşıma çabalarının hikâyesini” beyaz perdeye taşıyor. İzlemenizi tavsiye ederim.
Hoşça kalın, Sinemayla kalın.
Ahmet YAŞAR
Psikolojik Danışman