
Film Künyesi
Vizyon tarihi: 2021
Tür: Dram, Biyografi
Yapım: Avustralya
Süre: 1 saat 35 dakika
Imdb puanı: 6.8
Oyuncular: Naomi Watts, Griffin Murray-Johnston, Andrew Lincoln
Yönetmen: Glendyn Ivin
‘‘Yazı spoiler içermektedir.’’
Avustralya’da okyanus kenarında, doğayla iç içe bir evde beş kişi ile mutlu bir hayat süren Bloom ailesi mutluluklarını Tayland tatili ile taçlandırmak için yola düşer. Tatil sırasında büyük oğulları Noah’ın çatı katındaki manzarayı göstermek istemesiyle aile o yöne doğru yol alır. Manzarayı izlemek isteyen Sam çürük olan bir korkuluğun kırılması sebebiyle çatıdan düşer. Yaşanan bu olayın ardından Sam’in omurgası kırılır ve bir daha yürüyemeyecek duruma gelir. Sam’in düşme sahnesiyle gözünü açan Umut Kuşu filmi travmatik olayların ardından yeniden ayağa kalkmanın, hayata olan bağı kuvvetlendirmenin sanıldığı gibi kolay olmadığını, bu yolun çoğunlukla dikenli olduğunu izleyiciye aktarmaktadır.
Fiziksel sağlığı olumsuz yönde etkileyen kazaların da içerisinde yer aldığı travmatik olaylar bireyin kontrol duygusunu ihlal eden, durumu veya koşulları mevcut gerçekliğine uyarlayabilme kapasitesini azaltan olaylar olarak tanımlanırken sebep olduğu etkiler bireyler, aileler ve toplumlar üzerinde ağır bir yük oluşturmaktadır. Tekerlekli sandalyede yaşamak zorunda kalmak Sam için kısıtlanmalar ve kurallar getirmektedir. Sam günlük yaşamında, hedeflerinde ani ve önemli değişiklikler yapmak ve kendi kontrolünün dışında gelişen yeni bir duruma uyum sağlamak zorunda kalmıştır. Felç olmak bir başka kişinin bakımına ihtiyaç duyulan zor bir süreçtir. Fiziksel rollerin ve beklentilerin değişmesi, geleceğe ilişkin kayıp olarak algılanınca depresif duygular ortaya çıkmaktadır. Birey yaşanan durumun sağlığını, yaşamın kendisini, otonomisini tehdit ettiğini algıladığında kaygı duygusu ön plana çıkar. Yaşadığı olayın ardından Sam içine kapanmış, ailesinden uzaklaşmış, eski yaşantısını ve bir daha yürüyemeyeceğini hatırlatan okyanusun görüntüsüne bile küsmüş, çocuklarının ihtiyacı olduğunda onların yanında olamadığı ve annelik görevlerini yerine getiremediğini düşündüğünden dolayı suçluluk duygularıyla boğuşmuştur. Bu mücadelede çok başarılı olamayan Sam depresif bir duruma düşmüş ve bir süre sonra yataktan kalkmak için herhangi bir sebep görmemeye başlamıştır. Travmanın sebep olduğu etkiler her birey için farklı olmakla birlikte bu etkilerin önüne geçmede en büyük yardımcı, sosyal destek kaynaklarıdır. Sam’e baktığımızda onu seven ve kucaklayan bir eşe, üç çocuğa, anne ve ablaya sahip olması sosyal destek kaynaklarının güçlü olduğunu göstermektedir. Filmin ilerleyen sahnelerinde sahip olduğu sosyal desteğin Sam’i depresyondan nasıl uzaklaştırdığı görülmektedir.
Sam yeni haline alışmaya çalışırken, depresif duyguların derinliğinde kaybolup anılarıyla kavga ederken günlük rutinleri için kime kızacağına karar veremeyecek durumdadır. Ailesinin ve arkadaşlarının onu iyi hissettireceğini düşündükleri önerilerde bulunması bile kendisini kötü hissetmesine sebep olmaktadır. Tam bu dönemlerde, kazanın birinci yılında evin büyük oğlu Noah, sahilde bulduğu, renklerinden ve uçamamasından dolayı Penguen adını verdiği yaralı bir saksağanı eve getirir. Başlangıçta Sam kuşun evde kalma fikrine ılımlı yaklaşmasa da kuş gücünü kazanana kadar çocuklarının onunla ilgilenmelerine müsaade etmiştir. Günler ilerledikçe evde yalnız olmalarından dolayı Penguen’in ihtiyaçlarını karşılamaya başlamış ve hissettiği işe yaramazlık duygusu bu sayede nispeten azalmaya başlamıştır. Penguen kanatları olmasına rağmen uçamamakta, Sam bacakları olmasına rağmen yürüyememektedir. Bir noktada Sam’in Penguen hakkındaki düşüncelerinin kendi durumuna yönelik düşünceler olduğunu söyleyebiliriz. Penguen ile birlikte Sam yataktan daha istekli kalkmaya ve ailesiyle daha sağlıklı ilişkiler kurmaya başlamıştır. Bir gün Penguen zorlansa da havalanıp uçmuştur ve Sam o an kendisinin de harekete geçme vakti geldiğini fark etmiştir. Uzun zamandır eşinin tavsiye ettiği Kano kursuna gitmeye karar vermiş ve bir alanda daha bacakları olmadan başarılı olduğunu görmek depresif duygulardan uzaklaşmasına yardımcı olmuştur.
Kabul ve Kararlılık Terapisi değerleri destekleyen sağlıklı, yapıcı faaliyetlere olan bağlılığı olumsuz düşünceler, duygular, semptomlar veya koşullarla başa çıkmanın bir yolu olarak kabullenmektir. Artan kabullenmenin psikolojik esnekliği de artıracağını öne süren bu yaklaşım insanların daha fazla soruna yol açabilecek belirli düşüncelerden veya duygusal deneyimlerden uzaklaşmaya çalışmalarını teşvik etmektedir. Kabul ve kararlılık terapisine göre danışanların iyileşme süreci anda olma, ayrışma, kabul etme, gözlemleyen benlik, değerler ve değerler doğrultusunda harekete geçme olarak altı basamakta ilerler. Sam için iyileşme süreci geç gelse de Penguen ile vakit geçirdikçe anda olmaya başlamış, tekerlekli sandalyede olma durumuyla mücadele etmeyi bırakarak probleminden ayrışmış, duygularını ailesiyle konuşmaya başlayarak kabul etmiş, yüzemeyecek olsa da çok sevdiği okyanustan uzak kalmak zorunda olmadığını fark ederek kendi benliğini gözlemlemiş, ailesi ile kaliteli zaman geçirmenin kendi değeri olduğunu fark etmiş ve değerlerine uygun bir şekilde harekete geçmiştir. Sam’in Kabul ve Kararlılık Terapisi’ne göre iyileşmenin altı basamağını da tökezleyerek de olsa geçtiği gözlenmektedir.
Yaşantısal Aile Danışması ailenin bir veya daha fazla üyesinde ortaya çıkan duygusal rahatsızlıkların ailedeki bireylerin duygularının farkında olmamaları, farkında olsalar dahi duygularını bastırmalarından kaynaklandığını ileri sürmektedir. Böyle bir aile ikliminde üyeler birbirinden gitgide uzaklaşır ve bu durum ailede işlev kaybına sebep olabilir. Kurama göre bu tür problemlerin çözümü üyeler arasında ve aile içerisinde duygusallık ve duygularını ifade etme yolundan geçer. Film hikayesini Noah’ın sesinden anlatır ve Noah’ın ilk cümlesi bile annesinin durumundan dolayı kendisini suçladığını göstermektedir. Sam’in travmatik yaşantısıyla mücadele ederken ailesinden uzaklaşması Noah’ın bu duygusunu kuvvetlendirmiştir. Noah’ın hazırladığı kısa film duygularının annesi tarafından anlaşılmasını sağlamış ve bu konu üzerine Sam tüm aile ile konuşma yapmak istemiştir. Konuşma esnasında herkes yaşanan olaya ilişkin duygularını paylaşmış ve ailenin bütününde gözyaşları ile beraber gelen bir katarsis yaşanmıştır.
Filme ilişkin izlenimlerim
Umut Kuşu yaşanan travmatik olayları atlatmanın dikenlerle çevrili yollarını ustalıkla anlatan, travmatik olayın yalnızca yaşayan kişiyi değil aileyi de etkilediğini fark ettiren ve umutsuzluğa kapıldığımızda tahmin etmediğimiz küçük bir şeyin umudumuzu tazeleyebileceğini gösteren etkileyici bir biyografik film olarak karşımıza çıkmaktadır. İyi seyirler dilerim…
Tuğçe UYSAL
Uzman Psikolojik Danışman