
Kitap Künyesi
Yazar Adı: Aylin Balboa
Yayınevi: İletişim Yayınları
Basım Yeri ve Tarihi: İstanbul-2022
Sayfa Sayısı: 126
Aşk acısının içinden otobüslerle geçiyorum. Aktara aktara bir düzlüğe çıkacağımı umuyorum diyor kahramanımız. Bu eserde biten bir ilişkiden sonra yeniden kendini ve dengesini bulmaya çalışan bir kadına ve biten ilişkisine veda etme sürecine eşlik edilmektedir.
“Yazı spoiler içermektedir.”
Kısa kısa mektuplardan oluşan bu eserde; Osman’ dan ayrılan yazarın duygusal iniş çıkışlarını nüktedan ifadelerle yansıttığı göze çarpmaktadır. Ayrılığın sebebi veya ayrılma kararına dair bilgiler paylaşılmamıştır.
Psikososyal Gelişim Kuramı’na göre bireyler; kimlik bütünlüğüne karşı kimlik karmaşası evresinde (12-18 yaş civarında) farklı kimlik ve rolleri deneyimleyerek kendilerine en uygun kimliği inşa etmeye çalışmaktadır. Yakınlığa karşı yalıtılmışlık evresinde (18-40 yaş civarında) ise inşa edilen bu kimlikler başka bireylerle birleştirilmek istenmektedir. Dolayısıyla yakın ilişkiler bireyler için anlam yaratıp sosyal destek sağlamaktadır. İnsan ilişkileri doğası gereği bitebilmektedir. Biten duygusal ilişkiler bireylerin, tıpkı ölüm gibi yas tepkileri göstermelerine sebep olmaktadır. Örneğin eserde geçen; “… sen gittiğinden beri kafamı hiçbir yerde bulamıyorum…”, “… belki de bu yüzden sabahları, bütün gece inşaata kum çekmiş gibi yorgun uyanıyorum. Hiçbir şeyin değişmemesi bir taraftan konforlu ama öte yandan çok bunalıyorum…”, “… her şeyi unutuyorum. Yalancılık düzeyinde inkâr ediyorum yaşadıklarımı…”, “… içimde, uzun zamandır sebepsiz bir ağlama isteği vardı…” gibi ifadelerle yansıtılan tepkiler sıklıkla yas sonrasında görülen duygusal, davranışsal ve bilişsel tepkilerdendir.
Kübler Ross’un yas kuramına göre yasın beş aşaması bulunmaktadır. Bu aşamalar sırasıyla; inkâr, öfke, pazarlık, depresyon ve kabullenme olarak adlandırılmaktadır. Eserde yazarın bu yas aşamaları arasında gidip geldiğini açıkça görmek mümkündür.
İnkâr aşamasında bireyler genellikle kaybın gerçekliğini kabullenmekte güçlük çekmektedirler. “Hafızam pamuk ipliğine bağlı, bazı şeyleri güç bela tutuyorum. Yine de seni unutmuyorum…” ve “…sen yalnızken nasıl birisin onu da merak ediyorum. En çok akşamları aklıma geliyorsun, sen akşamları nasıl geçiriyorsun? “ ifadelerinden inkâr aşamasını anlamak mümkündür.
Yas aşamalarından bir diğeri olan öfke aşamasında bireyler; genellikle ayrılığı kabul etmekle birlikte ayrılık yaşadıkları kişiye, çevreye veya tanrıya karşı öfke hissetmektedir. “İçimde seninle hiç ilgisi olmayan bir öfke var…”,“…elbette iyi olmanı istiyorum ama aynı zamanda sürünmeni ve bensiz perişan olmanı da istiyorum.”, “Bazı geceler durduk yere içimden kendimi sokaklara vurup naralar atmak geliyor. Herkesi huzursuz etmek, taşkınlıklar yapmak, olay çıkarmak istiyorum.” ifadeleri öfke aşamasına örnek olarak verilebilir.
Yasın üçüncü aşaması olan pazarlık aşamasında bireyler biraz daha sakinleşmektedir. Ancak pişmanlık ve suçluluk hisleri görülmektedir.
Eserde yoğun bir şekilde kendine yer bulan yasın dördüncü aşaması olan depresyon döneminde; kaybın kaçınılmazlığı fark edilmekle birlikte depresif duygular yoğun olmaktadır. Bu aşamayla ilgili örneklere; “…insan her şeye alışıyor. Bu iyi mi kötü mü halen bilmiyorum ama işe yaradığı kesin. Seni görmeden yaşayamayacağımı sandığım, kalbimin ağrısından uyuyamadığım günler çoktan geride kaldı. Ama yine de nadiren de olsa, ilginç şeyler oluyor ve eski alışkanlıklar ile ilk iş telefona sarılıp sana anlatma ihtiyacı duyuyorum. Ayrılığın en kötü tarafı şahidini kaybetmek sanırım…” “… oturdum geçmesini bekliyorum Osman.”, “Daha önce işe yarayan bütün yolları denesen de yaşamaya dair bir lokma heves bulamadığın zamanlar vardır ya işte öyle çukurlarda debelenip duruyorum bu aralar. Düşmesi de çıkması da bitmiyor. Bunu söylemek hoşuma gitmese de bazen hiçbir şey avutmuyor Osman.” ifadeleri verilebilir.
Yasın son aşaması olan kabullenme aşamasında; bireyler artık kaybın gerçekliğini kabullenip normal yaşama dönmeye başlamaktadır. Eserde kabullenme aşamasıyla alakalı çokça örnek bulunmaktadır. Bu aşamayla ilgili;” Yapılacak hiçbir şey kalmadığını anladığın andaki o kafa rahatlığı hiçbir şey de yok cidden. Neticede olan olduysa, olan olmuştur Osman.”, “ Ben bu yolun sonunda kendime çıktığım için çok mutluyum, zor bir yolculuktu ama doğrusu değdi. “ ifadeleri örnek verilebilir.
Eserin sonlarında; ben bu kadını yollarda bulmadım diyor Aylin Balboa. Yaşanma izni verilen yas, sonunda kişiye kendisini farklı aynalardan izleme fırsatı sunuyor. Kendinin en iyi versiyonuna bir adım daha yaklaştırıyor. Zaten hangimizin yok ki bu hikâye senden uzun Osman dediklerimiz.
Kitaba İlişkin İzlenimlerim
Ayrılık acısı yaşayanlar bilir ki; o acı hiç geçmeyecek ve hep aynı yoğunlukta olacak gibi gelir. Oysa gerçek böyle değildir. İyi ki de değildir. Günlük konuşma dilinde, oldukça akıcı bir eserdi. Yazarın her ifadesinden, duygularını anlamak dahası hissetmek mümkündü. Bir ayrılık sonrası hem sevilene veda hem de kendini bulmayı aynı potada eritebilmiş yazar. Tam, içimi cız etti bu sözü derken ardından gelen cümleyle yüzümü güldüren eserlerden biri oldu benim için. Okumayı planlayanlar için şimdiden keyifli okumalar diliyorum.
Ayşe Doğan
Psikolojik Danışman