
Film Künyesi
Vizyon tarihi: 2018
Tür: Dram
Yapım: ABD
Süre: 120 dk
Imdb Puanı: 7.1
Oyuncular: Felicity Jones, Armie Hammer, Mel Wulf
Yönetmen: Mimi Leder
Ruth Bader Ginsburg’un hayatını anlatan film, Ruth’un üniversitedeki ilk günü ile başlar. Ruth, o yıl Harvard Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne kabul edilen dokuz kadın öğrenciden biridir. Eşi Martin ise hukuk fakültesi ikinci sınıf öğrencisidir. Ruth, üniversitenin üçüncü yılında Martin’in işi nedeniyle üniversite değiştirmek zorunda kalmıştır. Geçiş yaptığı Columbia Üniversitesi’nden birincilikle mezun olacaktır. Mezun olduktan sonra kariyerine vereceği yön, Ruth’un tüm hayatına etki edecektir.
“Yazı spoiler içermektedir.”
Toplumsal cinsiyet eşitsizliği, kadınların kamusal ve özel, aile içi ya da işgücü piyasası, ekonomik ya da politik yaşam, güç ve karar alma süreçleri gibi toplumsal yaşamın tüm alanlarındaki statülerini, işgücüne katılımlarını, eğitim düzeylerini ve gelir seviyelerini olumsuz etkileyerek kadınları toplumda erkeklerden daha dezavantajlı bir konuma getirmektedir. Bu eşitsizlik iş yaşamında cam tavan engelinin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Cam tavan engeli, kadınların kariyer basamaklarında ilerlemelerinde görünmez bir engelle durdurulmaları, kadınların iş yaşamlarında kariyer yapmalarına, elde edecekleri mesleki doyuma ulaşmalarına ve örgüte sağlayacakları potansiyel faydalarına engel olunmasıdır. Ruth, hukuk fakültesinden mezun olup bir avukat olarak iş arama sürecine girmiştir. On üç şirketle görüşme yapmıştır ancak hiçbiri Ruth ile çalışmak istememiştir. Ruth’un sekreterliğe yönlendirilmesi, kermeslere gitmekten çalışmaya vaktinin olmayacağının dile getirilmesi, kadınların avukat olamayacak kadar duygusal olduğunun ifade edilmesi, ikinci çocuğu doğurup doğurmayacağının sorulması, şirkette bir kadın avukat çalıştığı için ikinci bir avukatla ne yapacakları sorusunun yöneltilmesi ve şirkette çalışan tüm avukatların erkek olması sebebiyle kadın bir avukatın erkek avukatların eşleri tarafından kıskanılması sebepleri öne sürülerek Ruth’un kariyer basamaklarında ilerlemesi engellenmiştir. Fakülteden birinci olarak mezun olması ve iyi bir özgeçmişe sahip olması dahi Ruth’un işe alınmasında etkili olamamıştır.
Öğrenilmiş çaresizlik, geçmişte yaşanan olaylardan elde edilen olumsuz deneyimler sonucu oluşan negatif şartlanmaların bugünkü davranışı belirlemesidir. Ruth’un kariyerinin başında cam tavan engeli ile karşılaşması öğrenilmiş çaresizlik yaşamasına sebep olacaktır. Görüşme yaptığı şirketlerin ona dönüş yapmayacağını düşündüğü için üniversiteden gelen teklifi kabul ederek kariyerini üniversitede şekillendirecektir ve on yıllık bir süreçte profesör olacaktır. Ruth, üniversitede eğitim vermeye devam ettiği sürece dava almamıştır, bir şirkette çalışmayı düşünmemiştir ancak kızının söylemleri üzerine profesör olarak kariyerine devam etmesinin onu pasifleştirdiğini fark edecektir. Ruth için bu bir kırılma anıdır ve öğrenilmiş çaresizliğini öz yeterliliği sayesinde alt edecektir.
Öz yeterlilik, bireyin düşünce, duygu ve davranış kalıplarını, içsel motivasyonunu, amaçlarını, başarısını, mücadele edebilme gücünü etkileyen bireyin kendine duyduğu inancıdır. Ruth, Martin ile bir davaya bakmak üzere hazırlanmaya başlamıştır. Dava, annesinin bakımı için hemşire tutan Charles Moritz’in vergi indiriminin reddedilmesi üzerinedir. Kanun, toplumsal cinsiyet rolleri nedeniyle hasta bakıcının bir kadın olduğunu farz etmektedir. Cinsiyete dayalı ayrımcılık yasaldır. Erkeğe yönelik cinsiyet ayrımcılığının olduğunu mahkemeye kabul ettirmeleri gerekmektedir. Kadınlara yönelik cinsiyet ayrımcılığının önüne geçilebilmesinin ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin tüm alanlarda işlerlik kazanabilmesinin bir emsal dava ile mümkün olabileceği düşüncesi Ruth’un motivasyonunu artırmaktadır. Bu dava, Ruth’un ilk davası olacaktır, amacı doğrultusunda ilerleyebilecek olması Ruth’un karşısına çıkan engellere rağmen mücadeleyi devam ettirmesini sağlayacaktır. Ruth’un yüksek düzeyde öz yeterlilik inancına sahip olduğu söylenebilir.
Bilişsel esneklik, bireyin herhangi bir duruma karşı tutumunu ya da düşüncelerini alternatif açıklamalarla değiştirme becerisidir. Zor durumları kontrol edilebilir olarak algılama yeteneği, hayatta başımıza gelen olaylar karşısında alternatiflerin olabileceğini algılama yeteneği ve zorlayıcı durumlarda çözüm üretebilme yeteneği olmak üzere üç ana başlıkta ele alınmaktadır. Dava günü, vergi kanunu ile ilgili savunmayı Martin, anayasal boyut ile ilgili savunmayı ise Ruth yapacaktır. Savunma Ruth’un istediği gibi ilerlememiştir, karşı tarafın savunmasını dinlerken davanın ikinci kısmında nasıl daha iyi bir savunma yapacağı üzerine düşünmektedir. Ruth için bu dava zorlayıcı bir durumdur ancak başarılı olmak istemektedir. Ruth, ikinci savunmayı yaparken kendi deneyimleri ile ülkesinde yaşanan toplumsal cinsiyet eşitsizliğini gözler önüne sermiştir. Savunma gidişatını alternatif bir savunma ile tam tersine çevirmiştir. Ruth’un bilişsel esnekliğe sahip olması, davayı kazanmalarında büyük rol oynamış olabilir.
Toplumsal cinsiyet eşitliği, kamusal ve özel yaşamın tüm alanlarında her iki cinsiyetin eşit görünürlüğe sahip olması, eşit derecede güçlendirilmesi ve eşit katılımı ile kaynakların eşit dağılımı ve bu kaynaklara eşit erişimidir. Ruth, Charles’ın davası ile kadınların ve erkeklerin kanunlar önünde eşit olduğu yönünde karar alınmasına öncülük etmiştir. Sonrasında aldığı davalar ile kadınların da erkekler kadar görünür olması üzerine çalışmıştır. Ruth, üniversiteye başladığı andan itibaren daha net bir şekilde karşılaştığı ayrımcılık ile kariyeri boyunca savaşarak toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesi vermeye devam etmiştir.
Filme ilişkin izlenimlerim
Toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesi ile geçmiş bir ömür… Kadınlar dünya var olduğundan beri istedikleri eşitlik için her daim savaş vermiştir ve bu eşitlik bir lütufmuş gibi görülmüştür. Her daim bir Ruth olacaktır eşitliği isteyen, dile getiren. Eşitsizliği kabul etmeyen, hakkını savunmak isteyip susturulan, hakkını savunan ve diğer kadınlara öncü olan tüm kadınlara…
Özlem TEKİN
Psikolojik Danışman