
Yönetmen: Maya Forbes
Oyuncular: Mark Ruffalo, Zoe Saldana
Yapım: ABD
IMDb: 7,0
Yıl: 2014
Film İncelemesi Spoiler İçermektedir.
ABD yapımlı filmimizin konusu bipolar bozukluk ancak filmde eski adıyla yani manik-depresif olarak geçiyor. Kızının babasını arkadaşlarına kutup ayısı (polar bear-bipolar) olarak tanıtmasıyla film ismini alıyor.
Önce bipolar bozukluktan bahsedecek olursak taşkınlık (mani) ve çökkünlük (depresyon) olmak üzere iki ayrı kutbu vardır. Taşkınlık döneminde yüksek duygudurum, az uyku ihtiyacı, dağınık konsantrasyon, cinsel istek ve alkol-sigara kullanımında artış gözlemlenir. Çökkünlük döneminde ise düşük duygudurum, unutkanlık, ümitsizlik, aileden uzaklaşma, kendini değersiz görme ve intihara meyil gibi belirtiler görülür. Tedavisinde başvurulan yollar psikoterapi ve duygudurum düzenleyici ilaçlardır. Lityum bu ilaçlar arasında en bilineni olup hissizlik ve kilo alımı gibi yan etkileri filmde işlenmektedir.
Cameron, bipolar bozukluğu olduğu için yaşadığı şiddetli duygudurum değişiklikleri sebebiyle hiçbir işte dikiş tutturamayan bir adam. Eşi Maggie, iki kızı ile geçimini sağlamak için bazı yerlerde çalışsa da yeteri kadar para kazanamadığı için MBA programına başvurup kabul alıyor ve New York’a taşınıyor. Cameron’ın Boston’da kalıp çocuklardan sorumlu olması üzerindeki baskıyı arttırıyor ancak doktorunun rutin oluşturması tavsiyesini hatırladığında bu durumun iyi olabileceğini de düşünüyor. Bipolar bozukluğu olan kişiler için rutin, oluşabilecek stres faktörlerini azaltmak anlamına gelir. Kızlarını okula getirip götürmek, onlara yemek yapmak Cameron için oldukça hoş bir rutin. Evinde gereksiz, ne zaman aldığını unuttuğu birçok eşya olmasını taşkınlık dönemine gönderme olarak algılayabiliriz. Evden iç çamaşırlarıyla çıkması, artık kendisine ait olmayan bir eve girip kızlarına evi tanıtma isteği, komşularıyla olan iletişiminde sınırları koruyamaması, hareket halindeki arabanın peşinden koşması, Harvard’da 75 kursa yazılması üzerine okuldan atılması taşkınlık dönemi örneklerinden. Bu dönemin tipik özelliklerinden biri ‘yapabilirim’ hissidir. Kişi ne kadar zor olursa olsun kafasındaki şeyi yapabileceğine inanır, 75 kursa gidebilmek gibi. Bu dönem kendisi için yüksek geçse de çocukları aynı düşünceleri paylaşmamaktadır. Başka insanlardan olumsuz tepkiler alması kızlarının ondan utanmasına neden olup kendilerini babalarına karşı sorumlu hissettirmektedir. Onlar uyurken evden çıkıp sabaha karşı sarhoş bir şekilde gelmesi ilkokul çağındaki çocuklar için zor bir olay olsa gerek. Filmde bahar ayının gelmesiyle çökkünlük döneminin de başladığını görüyoruz. Dakikalarca buzdolabına bakması, etrafındaki neşeli atmosferden etkilenmemesi bu dönemde görülen hayattan keyif almama belirtisine örnek oluşturmaktadır. Aynı dönemde evi adeta bir çöp eve dönüşüyor, bulaşıkları yıkamadığı için kızıyla tartışma yaşıyor. Kızlarını yalnız bırakması ve aslında çok sevecen, ilgili bir baba olmasına rağmen en kötü durumdayken onlara bağırması aralarındaki bir diğer tartışma konusu. Tüm bu olayların sebebini filmin sonlarına doğru eşine 1,5 yıldır lityum tedavisine devam etmediğini söylediğinde anlıyoruz.
Filmin temel noktası bipolar bozukluk olsa da feminizm ve ırkçılığa da bariz bir şekilde değinildiğini görmekteyiz. Bir annenin kariyeri için çocuklarını babalarına bırakması acımasızlık olarak yansıtılmakta. Aynı durumu baba figürü açısından değerlendirdiğimizde ise karşılaştığımız manzara fedakar bir erkek modeli çünkü bir erkeğin çocuklarıyla ilgilenmesi olağandışı olarak algılanmakta. Bu sırada Maggie’nin iş arama süreci sıkıntılı geçiyor. New York’ta oldukça iyi bir şirketten iş teklifi alsa da çocuklarının yanında olabilmek adına Boston’da sürdürüyor görüşmelerini. Ancak bu sefer karşısına çıkan engel çocuklarıdır. İki çocuklu bir annenin, özellikle iki kız çocuğu olan bir annenin, şirketlerinin esnek çalışma saatlerine uyabileceğini düşünmedikleri için bir şekilde geçiştiriyorlar. Siyahi bir kadın olduğu için de kabul alabileceği yerler ne yazık ki kısıtlı.
-Filmle İlgili Kişisel İzlenimlerim-
Keyifle izlenebilecek akıcı bir film. Ancak ana temanın bipolar bozukluk olması sebebiyle izleyici olarak daha açıklayıcı bir senaryo bekledim. Bilgilendirici kısmı eksik kalmışsa da ön araştırma yapıldığı takdirde sorun olmayacaktır. Herkese iyi seyirler dilerim.
Ayşe Çokyavaş
Psikolojik Danışman