
Film Künyesi
Vizyon tarihi: 2009
Tür: Dram/Biyografi
Yapım: ABD
Süre: 90 dk
Imdb Puanı: 7,4
Oyuncular: Cuba Gooding Jr., Kimberly Elise, Aunjanue Ellis
Yönetmen: Thomas Carter
“Yazı spoiler içermektedir.”
Ben Carson, mesleğinde başarılı bir nörocerrahtır. Gerçek bir yaşam hikayesinden esinlenen, biyografik eser olma niteliği taşıyan Gifted Hands, Ben Carson’un başarıya giden yolunu ve bu yoldaki zorlukları ele almaktadır. Film, hikayesini anlatmaya Ben’in beyinden birleşik iki bebeği ayırması için başka bir ülkeden aldığı davet ve bu daveti kabul edip etmeyeceği ile ilgili yaptığı sorgulamalarla başlamaktadır.
Çocukluğunun anlatılmasıyla başlayan filmde Ben, annesi Sonya ve ağabeyi ile birlikte yaşayan, okulda başlangıçta özel bir başarı göstermeyen, sınıfındaki tek siyahi olan bir ilkokul öğrencisidir. Eşinin başka bir evliliği daha olduğunu öğrendiği için evi terk etmiş olan annesi, iki çocuğunu babaları olmadan büyütmek ve ailenin geçimini sağlamak için ev temizliği gibi işlerde çalışmaktadır. Fakat zaman zaman bu onu zorlamakta ve duygusal olarak çöküşe geçmesine neden olabilmektedir. Sonya, hiçbir şey yapmak istemediği ve yataktan kalkamadığı bir dönemden geçmektedir. Bu süreçte Sonya, intiharı bile düşünmüş ve düşüncelerinden korkarak yardım talep etmeye karar verip bir psikiyatr servisine yatış yapmıştır. Adler’e göre bireyin içinde bulunduğu mevcut durumuna ilişkin sorunlarını anlamlandırmada yalnızca kalıtım veya çevre değil, fenomonolojik alanı ve bireyin kendi yaşamında etkililiği, davranışların amaçlılığı da etkilidir. Birey inisiyatif kullanma, davranışları üzerinde kontrole sahip olma, yaşama katılma ve çevresini de etkileyerek değişim yapabilme özelliğini içinde barındıran bir varlıktır. Nevrozların oluşumuna etki eden faktörlerin yaşam deneyimleri olduğunu ortaya koyan Adler, yaşam amaçlarını ve ödevlerini yerine getiremeyen bireylerin tek başına üstesinden gelemedikleri problemleri nedeniyle cesaretlendirmeye ihtiyaç duyabildiklerini ifade etmektedir. Filmde Sonya’nın da bu cesaretlendirmeye ihtiyaç duyduğunu, psikolojik destek aldıktan sonra hayata daha sıkı sarıldığını görebilmekteyiz.
Sonya, Ben’in arkadaşlarının dalga geçmesi sebebiyle bir çocukla kavga etmesi sonuncunda okula çağrılır. Bu olaydan sonra müdür ve annesi onunla konuşmuş ve Ben’e ‘sen de yapabilirsin, başarılı olabilirsin’ mesajı vermesiyle Ben’in notları yükselişe geçmiştir. Klinikten sonra kendisini toparlayan Sonya, bir profesörün yanında işe girmiş ve kitaplarla tanışmıştır. Çocuklarının televizyona fazla vakit harcadığını fark ederek, yalnızca kütüphanede kitap okudukları zaman televizyon izleyebileceklerini söylemiştir. Bu sayede Ben kütüphaneye giderek farklı kitaplar okumaya ve bundan da keyif almaya başlamıştır. Kütüphaneden dönerken yerde bulduğu taşı merak ederek taşlar hakkında okumaya başlamıştır. Sonrasında başarılar ardı ardına gelmiştir.
Motivasyon kavramı iç ve dış motivasyon olarak ikiye ayrılmaktadır. İç motivasyon, kişinin kendi merakıyla harekete geçmesiyken; dış motivasyon daha çok ebeveyn, öğretmen gibi kişileri memnun etmek için yaptıklarıdır. Birey, çocukluk yıllarında daha çok içsel motivasyonla davranışlarını gerçekleştirmektedir. İlerleyen zamanlarda sosyal kuralları anlamasıyla, içsel motivasyonla gerçekleştirilen davranışlar azalış göstermektedir. Böylece birey, içsel doyum elde etmek için değil, dışsal motivasyonla ilişkili olarak ödül elde etmek ya da ceza almamak için davranışlar gösterir. Öz Belirleme Kuramı, içselleştirme süreciyle birlikte dışsal motivasyonun özerk motivasyona dönüşebileceğini vurgulamıştır. İnsanlar başlangıçta kendilerine ilginç gelmeyen, fakat sosyal hayatta işlevlerinin etkili olduğu etkinlikleri düzenleyerek kendileri ile içselleştirmeye motive olmaktadır. Verilen bilgiler ışığında Ben’in başlangıçta ders çalışmayarak televizyon izlemesi içsel motivasyona, annesinin verdiği ödüller için kitap okumaya başlaması dışsal motivasyona işaret etmektedir. Dışsal motivasyon sayesinde gelen başarılar ve Ben’in hissettiği tatmin duygusu davranışları içselleştirmesini sağlayarak içsel motivasyona dönüştürmüş ve Ben daha çok çalışarak daha başarılı olmaya başlamıştır.
Ben’in ortaokul mezuniyetinde ırkçı söylemlere maruz kaldığını görmesi üzere Sonya, daha iyi bir eğitime ihtiyacı olduğunu düşünerek Boston’a taşınmaya karar verimiştir. Lisede akran etkisiyle Ben saldırgan davranışlar içerisine girmiş fakat bu yolu seçmeyerek arkadaşlarından uzaklaşmıştır. Ardından film Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde okuduğu dönemde Ben’in, ilgi ve yeteneklerini dikkate alarak beyin cerrahisini seçme sürecini ele almıştır. Meslek seçiminde yetenek ve ilgilerin önemi her geçen gün daha fazla fark edilmeye başlanmıştır. Seçilen meslek yeteneklerin ve ilgilerin izini taşımıyorsa kişinin o meslekte başarılı olma ihtimali zayıftır. Ben açısından baktığımızda işinde bu denli başarılı olmasında meslek seçimi yaparken ilgi ve yeteneklerine uygun hareket etmesinin etkisi görülebilir.
İnsan doğasını iyimser bir bakış açısıyla ele alan Adler, bireylerin doğuştan mükemmellik için çabalama eğilimlerinin olduğunu ve kişinin bu çabasının da davranışlarının en önemli yönlendiricisi olduğunu vurgulamaktadır. İnsan davranışları geçmiş yaşantılardan ziyade, bu yaşantıları nasıl yorumladığı ve geçmişe dair yorumların şimdiyi nasıl etkilediği ile ilgilidir. Başka bir ifadeyle bir bireyin doğumundan itibaren benlik gelişimini etkileyen faktörlerin varlığından bahsederken davranışlar yalnızca kalıtımsal özelliklerin değil, sosyal çevrenin de etkisindedir. Ben Carson’un başarılarında yalnızca zekası değil, annesinin üzerindeki güçlü etkisi, onu eğitime yönlendirmesi ve öğrenmeye olan ilgisini teşvik etmesi, aile desteğinin ve çevrenin gelişiminde ne kadar önemli bir rol oynadığını göstermektedir.
“Filme ilişkin izlenimlerim”
Ben’in hikayesindeki gibi yetenek gelişimi yalnızca doğal yeteneklerle sınırlı değildir. Çevresel faktörlerin de önemli bir rolü olduğu görülmektedir. Filmde Carson’un hem maddi zorluklarla hem de eğitim sistemindeki sorunlarla mücadele ettiği görülmektedir. Ancak, bu zorluklara rağmen Ben’in sürekli olarak hedeflerine odaklanması ve karşılaştığı engelleri aşma isteği, Carl Rogers’ın her bireyin dünyaya kendini gerçekleştirme, kapasitesini tam olarak kullanma eğilimi ile geldiği düşüncesini de kanıtlar niteliktedir. Gifted Hands, motivasyonu artıran bir film olarak yerini almaktadır. İyi seyirler…
Tuğçe UYSAL
Uzman Psikolojik Danışman