Kapatmak için ESC'ye basın

PsikolektifPsikolektif Ortak Noktamız: Ruh Sağlığı

SULTANI ÖLDÜRMEK Kitap İncelemesi – Psikolektif + – Sayı – 24

Bu Yazıyı Tahmini Okuma Süresi: 2 Dakikadır.

Kitap Künyesi

Yazar Adı: Ahmet ÜMİT

Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları

Basım Yeri ve Tarihi: İstanbul, Eylül 2020

Sayfa Sayısı: 583

‘’Yazı spoiler içermektedir.’’

‘’Hayır, ben onu öldürmeyi istemedim diyecek oldum. ‘Hiç inkâra kalkışma’ diye kestirip attı. ‘Evet, yaptın. Hayatını adadığın kadını, biricik aşkını, aklının ve ruhunun sultanını acımasızca öldürdün. Bence yanlış da yapmadın. Ama gerçeği artık kabul et.’’

Aşk, suç ve tarih bağlamında kıskaca alınmış Müştak SERHAZİN’in hüzün dolu yaşamına tanıklık edeceğimiz bu eserde olay akışının değil karakterin bilişsel ve ruhsal dünyasına ışık tutulmaktadır. Müştak, tarih biliminde incelikli araştırmalar yapan ancak henüz istediği başarıyı elde edememiş bir tarihçidir. Güçlü rakiplerle çevrili bir alanda yer almaktadır. Bu alanın içerisindeki düşünce yapısı ele alındığında Alfred Adler tarafından geliştirilen Bireysel Psikoloji Kuramının aşağılık kompleksi kavramı Müştak’ın durumunu olanca gerçekliğiyle yansıtmaktadır. Müştak yetersiz olduğunu hissetmekte ve kendisinin alanındaki meslektaşlarının başarılarına ulaşamayacağına inanmaktadır. Aile içi dinamiklerine bakıldığında otoriter bir baba ve aşırı koruyucu bir annenin dünyasında yetişen Müştak bu uyumsuzlukla yaşamını sürdürmeye çalışmaktadır. Anne baba tutumlarına yönelik sınıflandırmalar yapan Diana Baumrind otoriter bir tutumla yetişen çocukların düşük özgüven ve sosyal çekingenlik gösterebildiklerini, Alfred Adler ise aşırı koruyucu tutumla yetişen çocukların bağımlılık ve aşağılık duygusu sergilediklerini ortaya koymaktadır. Müştak iki uyumsuz tutumun kurbanı olmaktadır. Aşırı koruyuculuğun verdiği bağımlılık, aşk hayatında kendini göstermekte ve âşık olduğu kadın Nüzheti hep hatırlamaktadır. Yaşamını bu büyük aşkın sınırıyla şekillendirmektedir.

Nüzhet, Fatih Sultan Mehmet’in oğlu tarafından zehirlenerek öldürüldüğüne inanmakta ve bu minvalde araştırmalar yapmaktadır. Müştak büyük aşkının ölümüne şahit olduğu andan itibaren dünyası başına yıkılmakta ve kendini bu suçu işlediğine inandırmaktadır. Müştak kendisinin işlediğini düşündüğü bu cinayeti hatırlayamamaktadır. Bu durum dissosiyatif amnezinin bir alt türü olan psikojenik füg kavramına uymaktadır. Psikojenik fügün özelliklerinden biri olan bilinçsiz yolculuk, suçun işlendiği ana dair anıların tümünü ortadan kaldırmakta ve Müştak bu sebeple kendisini nasıl geldiğini bilmediği bir yerde bulmaktadır. Nüzhet’in baba katilliği konusunda araştırmalarına ortaklık eden Müştak, küçük yaşından beri babasının sesini sürekli olarak bir iç kontrol mekanizması olarak duymaktadır. Psikianalitik kurama göre erkeğin anneye ulaşma güdüsü onun babaya rakip olmasına yol açmaktadır. Oedipus kompleksi adıyla bilinen bu durum incelememizin arka planında yer alan tarihi bilgilere de ışık tutmaktadır. Fatih Sultan Mehmet’in zehirlenerek oğlu tarafından öldürülmesi iddiası bu bağlamda ele alınabilmektedir. Taht otoriteyi temsil etmekte ve söz sahibi olan kişi devlete hükmetmektedir. Devletin toprak, toprağın da ana (anne) olduğu gerçeğinden yola çıkıldığında genç bir şehzadenin bu kompleksi sembolik olarak tahta atfetmesi de Oedipus kompleksine dayanak olabilmektedir.

Tarihi gerçekliklerin farklı boyutlarını görebildiğimiz eserde Müştak, babasının otoriter annesinin ise aşırı koruyucu sesiyle yaşamaktadır. Aynalarda kendi suretiyle yaptığı konuşmalar ve gerçekte var olmayan seslerle yaşadığı yönlendirmeler paranoid şizofreni belirtilerine uymaktadır. Müştak halüsinasyonlar görmektedir. Kendi hayaliyle konuşmakta, babasının suçlayıcı sesini duymakta ve işlemediği bir cinayetten kendini sürekli olarak sorumlu tutmaktadır. Müştak sosyal ilgisi az, aşağılık kompleksine sahip, bağımlı, saplantılı bir âşık, özgüveni düşük, şüpheci ve paranoid bir görüntü sergilemektedir. Nüzhet’in ölümünden duyduğu suçluluk içini kemirmekte ve en sonunda gidip işlemediği bir cinayeti işlediğini itiraf etmektedir. İncelememizin sonunda fail bulunmaktadır. Suç davranışına fayda-maliyet analiziyle yaklaşan Derek Cornish ve Ronald Clarke tarafından geliştirilen Rasyonel Seçim Kuramı teorisine göre bireyin işlediği bir suçtan fayda sağlaması ve sonucunda riskli bir maliyetinin olmaması bu davranışın gerçekleşme ihtimalini arttırmaktadır. Eserin sonunda bulunan failin davranışları bu kuramın analizleriyle örtüşmektedir. Fail yakalanmakta ve gerçekler açığa çıkmaktayken, Müştak SERHAZ’in hazin yaşamına devam etmektedir.

 ‘’Kitaba İlişkin İzlenimlerim’’

Suç, suçlu, pişmanlık, tarih, aşk ve mücadeleye dair çarpıcı örneklerin yer aldığı eser bağımlılığın insan yaşamındaki yıkıcı etkilerini göstermektedir. Sınırın bilinmemesi bireyi aşina olmadığı başıboş bir alana hapsetmektedir.

                                                                                                                  Muhammed ÖZKAN

                                                                                                                  Psikolojik Danışman