BU DÜŞÜNCENE KANITIN VAR MI?

Bu Yazıyı Tahmini Okuma Süresi: 3 Dakikadır.

Bilişsel Terapi (BT); Aaron T. Beck tarafından, depresyondaki insanların onay arayışı içinde olduklarını keşfetmesiyle başlayan, bir dizi araştırma sonucu 1960’larda ortaya konulan kuramın adıdır (Murdock, 2016). Bilişsel terapi yapılandırılmış, iş birliğine dayalı, psikoeğitimsel olan ve 10-20 seans arası değişen bir müdahale şeklidir (Murdock, 2016). Beck tarafından formüle edilen bilişsel terapi, çeşitli ruhsal bozuklukları (örneğin, depresyon, anksiyete, fobiler, ağrı sorunları, vb.) tedavi etmekte kullanılan etkin, yönlendirici, süre-sınırlı, yapılandırılmış bir yaklaşımdır. Dayandığı kuramsal gerçek; bireyin duyguları ve davranışları aracılığıyla dünyayı nasıl, ne yollarla yapılandırdığıdır (Arkar, 1992).

Bilişsel terapi danışmanları terapi boyunca danışanlarına “o an aklından ne geçiyordu” diye sorarak danışanlarının düşüncelerini değerlendirmekle ilgilenirler. Terapinin ilk seansında danışan kendi hedeflerini oluştururken; terapist ise bu hedeflerin somut ve spesifik hale gelmesinde danışana yardımcı olur. Danışma süreci boyunca danışan Bilişsel Terapiyi öğrenen, terapist ise öğreten konumdadır (Murdock, 2016). Bilişsel terapide amaç; kişinin hatalı bilgi işleme süreçlerini belirleyerek değiştirmek, psikolojik bozukluklarını destekleyen inançlarını uyumlu hale getirmektir. Bu süreçte de danışanın otomatik düşüncelerine odaklanılır. BT’nin en temel amacı kişiye olaylar karşısında kullanabilecekleri problem çözme stratejilerini öğretmektir. İlkel şemaların yerine bilinçli kontrol sistemlerini kullanarak, yapıcı ve yansıtıcı süreçlere dayanarak bireyin faaliyet göstermesini sağlamaktır (Murdock, 2016).

Bilişsel terapi genel olarak üç aşamada gerçekleşmektedir. İlk seanslarda davranışsal aktivasyon önemlidir. Daha sonra danışanın belli başlı otomatik düşüncelerine ve bunların duygu ve davranışlarla olan ilişkisine odaklanılır. En sonda ise daha karmaşık şematik süreçlerle çalışılır (Murdock, 2016). Terapist ve danışan arasındaki terapötik iş birliğini güçlendirmenin en iyi yollarından birisi, danışanın problemlerini çözmesine ve duygu durumunu iyileştirmesine yardım etmektir (Dinç, 2012). Her bir BT seansı 7 parçadan oluşmaktadır: a) en son değişiklikleri özetleme b) önceki seansla köprü kurma c) gündemi belirleme d) ödevi gözden geçirme e) konuların tartışılması f)yeni ödev planlama g) özet yapma ve f) geri bildirim verme (Murdock, 2016). Hastaya başlangıçta bilişsel terapinin mantığı ile ilgili açıklama yapılır. Sonra, kişi olumsuz düşüncelerini tanımayı, otomatik düşüncelerini Günlük Kayıt Formuna kaydetmeyi öğrenir. Bilişler ve altta yatan varsayımlar, mantık, geçerlilik, uyumluluk ve patolojinin sürdürülmesine karşıt olarak olumlu davranışın arttırılması çerçevelerinde tartışılır ve sınanır (Arkar, 1992).

Psikoterapinin öğrenme modelinin en güçlü yanlarından biri, hastanın, terapistin terapi yöntemlerinin birçoğuna katılmasıdır. Örneğin, hastalar vardıkları sonuçları veya tahminlerini sorgulamada sıklıkla kendiliğinden kendilerini terapist rolünde bulurlar. Gözlenen kendini sorgulamaya örnekler: Bu sonuca varmak için elimde ne gibi bir delil, bulgu var? Başka ne gibi açıklamalar olabilir? Bu kayıp ne kadar ciddi? Onu yaşamımdan nasıl çıkarabilirim? Eğer bir yabancı benim hakkımda kötü düşünürse bu bana ne kadar zarar verebilir? Eğer ben daha atılgan olmayı denersem ne kaybedebilirim? (Doğan, 2001).

Bilişsel terapide birçok bilişsel ve davranışsal stratejiden yararlanılmaktadır. Bilişsel yöntemler hastanın özgül hatalı kavramlaştırmalarını ve uyuma yönelik olmayan varsayımlarını tanımlayarak göstermeyi ve test etmeyi amaçlar. (Arkar, 1992). Bilişsel terapistler danışanlarına sorular sorarak danışanlarının tanımladıkları probleme özgü ödevler verirler. Terapide kullanılan tekniklerin pek çoğu ev ödevine dönüştürülebilir (Dinç, 2012). Danışanın duygusal durumunda bir değişim olduğunda yapılabilecek en temel müdahale “Şu an aklından ne geçiyor?” sorusudur. Bu soruyla danışanın otomatik düşüncelerinin olup olmadığı kontrol edilir. Danışanların otomatik düşünceleri 6 farklı soru çeşidiyle kontrol edilir: 1) Kanıt nedir? 2) Alternatif bir açıklama var mıdır? 3) Olabilecek en kötü şey nedir? Bunu atlatabilir miyim? En gerçekçi sonuç nedir? 4) Otomatik düşünceye inanmama sebep olan şey nedir? Düşüncemi değiştirmeyi etkileyecek şey ne olabilir? 5)Bununla ilgili ne yapmalıyım? 6) Eğer ….. (bir arkadaşı) aynı durumda olsaydı, ben ona ne derdim? (Murdock, 2016).   Bilişsel terapistler çoğu zaman danışanlarından düşüncelerini kaydetmelerini isterler. Bunun için Fonksiyonel Olmayan Düşüncelerin Kaydı formunu kullanırlar. Danışandan otomatik düşüncelerini kaydetmesi istenir ve bunlar bir sonraki seansta konuşulur. Danışanlar özellikle yoğun depresyon yaşarken ya da motivasyonları düştüğünde, danışanlara terapi seansları arasında günlük zaman çizelgesi yapmaları istenir. Terapist ile bu liste gözden geçirilir ve aktivite çizelgesi doldurulur. Danışanın yapacağı iş zor ya da onu bunaltan bir işse bunu basamaklara bölerek daha az ürkütücü hale getirilir (Murdock, 2016).

Kaynakça

  1. Arkar, H. (1992). Beck’in Depresyon Modeli ve Bilişsel Terapisi. Psikiyatri ve Nörolojik Bilimler Dergisi, 5(1-3), 37-40.
  2. Dinç, M. (2012). Aaron Temkin Beck: Eleştirel Düşüncenin Peşinden Yaratıcı Bir Psikoterapi Kuramına. Bilişsel Davranışçı Psikoterapi ve Araştırmalar Dergisi, 1(1), 70-76.
  3. Doğan, M. (2001). Depresyonda Bilişsel Terapi Yaklaşımı: Temel Boyutlar ve Açıklamalar. Sosyal Bilimler Dergisi.
  4. Murdock, N. L. (2016). Psikolojik Danışma ve Psikoterapi Kuramları (F. Akkoyun, Çev.). Ankara: Nobel.

Görsel Kaynakça

  1. https://www.dilgem.com.tr/tr/bilissel-davranisci-terapi-nedir—nd
  2. https://seyler.eksisozluk.com/psikologlar-terapi-surecinde-tam-olarak-nasil-bir-rol-oynar

Sümeyye Nur KANDEMİR

Psikolojik Danışman