Romantik ilişkilerde bazen sizi suçlu hissettiren, öfkeden deliye döndüren, durmadan endişelendiren ve yıpratan bir duygu vardır. Ondan kurtulmak istersiniz ama bu oldukça zor bir iştir. Peki ilişkinizde sizi oldukça etkileyebilen bu duygu da neyin nesidir? Birlikte biraz daha yakından inceleyelim.
Romantik ilişkilerdeki kıskançlık veya romantik kıskançlık (romantic jealousy), cinsel (sexual) ve duygusal (emotional) boyutları ile de literatürde yer alır ve birçok farklı isme sahiptir.
White (1981), romantik kıskançlığı bireyin kendilik değerine veya ilişkisine yönelik tehditler içeren karmaşık duygu, düşünce ve davranışlar bütünü olarak tanımlar (Akt. Kızıldağ, 2017). Clanton ve Smith (1998) ise romantik kıskançlığı, bireyin yaşadığı ilişkiye gerçek veya hayali olarak üçüncü bir kişinin dahil olmasıyla ortaya çıkan partneri kaybetme korkusu olarak tanımlamaktadır (Akt. Hoşoğlu ve Sevim, 2019).
Kapsamlı bir tanım yapacak olursak, romantik kıskançlık, bireyin yaşadığı ilişkinin gerçek veya hayali bir rakip tarafından tehdit edildiğini hissetmesiyle birlikte benlik saygısının ve romantik ilişkisinin olumsuz bir şekilde etkilenmesi ve bireyin bu durum karşısında gösterdiği bilişsel, duygusal ve davranışsal tepkilerdir, diyebiliriz (White ve Mullen, 1989; Hoşoğlu ve Sevim, 2019).
Romantik kıskançlık, genellikle olumsuz duygularla eşleştirilmektedir. Örneğin, Pfeiffer ve Wong (1989) romantik kıskançlığı korku, öfke, güvensizlik ve üzüntü gibi hislerle ilişkilendirir; Wreen (1989) ise güvensizlik, kaybetme korkusu ve duygusal soğukluk ile ilişkilendirmektedir. Bu duyguların ilişkinin niteliğini de olumsuz etkileyebileceği söylenebilir. Sağlıklı bir ilişki güvensizlik, korku, ilgisizlik, değersizlik gibi durumların aksine; güven, ilgili olma, değerli hissetme gibi duygu durumlarını içermektedir. Bu sebeple, ilişkide güvenli bağlanma gerçekleştirmiş bireylerin romantik kıskançlıklarının da daha düşük düzeylerde olması beklenir (Akt. Kızıldağ, 2017).
Benlik saygısı ve bağlanma değişkenlerinin yanında bir de cinsiyet değişkeni ile romantik kıskançlığa göz atalım. Bu konuda birçok farklı görüş ve araştırma bulunmaktadır. Evrim kuramına göre kadınların erkeklerden daha çok duygusal, erkeklerinse kadınlardan daha çok cinsel kıskançlık yaşadıkları hipoteziyle yola çıkılarak birçok araştırma gerçekleştirilmiş ve eleştiri yapılmıştır.
Örneğin, Pines (1998), kıskançlığın bir içgüdü olduğu, dolayısıyla doğal olarak ele alınması gerektiği, kontrol edilemez bir mekanizma gibi değerlendirilişi ve bu mekanizmanın kadınlar ve erkekler için farklı işlediği yönünde açıklamalar yapmıştır (Akt. Madran-Demirtaş, 2008).
Mead (1977) ve White (1981) öncülüğünde gelişmiş olan bir görüşe göre ise, kadınlarla erkeklerin farklı kıskançlık türlerini sergiliyor olmaları evrime değil iki cins arasındaki güç farklılıklarına dayanmaktadır. Bu güç farklılıkları kıskançlıkla nasıl baş edileceğini dahi etkilemektedir (Akt. Madran-Demirtaş, 2008).
Birçok çalışmada kıskançlık durumunda verilen tepkiler açısından anlamlı cinsiyet farklılıkları ortaya konmuştur (Buunk ve ark. 1996, Erber ve Erber 2001, Shettel-Neuber, Bryson ve Young 1978). Bu araştırmalar, genel olarak kadınların daha çok duygusal ve yapıcı olduklarını, erkeklerinse saldırganlığa eğilimli olduklarını ve fiziksel tepkiler verdiklerini göstermektedir (Demirtaş ve Dönmez, 2006).
KAYNAKÇA
Demirtaş, H. A. ve Dönmez, A. (2006). Yakın İlişkilerde Kıskançlık: Bireysel, ilişkisel ve durumsal değişkenler. Türk Psikiyatri Dergisi, 17 (3), 181-191.
Hoşoğlu, R. ve Sevim, S. (2019). Üniversite Öğrencilerinin Romantik İlişkilerinde Kıskançlıkla Başa Çıkma Biçimlerinin Çeşitli Değişkenler Açısından İncelenmesi. Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Dergisi, 9 (52), 149-179.
Kızıldağ, S. (2017). Duygusal Kıskançlık Ölçeği Üniversite Öğrencileri Formu: Geçerlik ve güvenirlik çalışmaları. Eğitimde ve Psikolojide Ölçme ve Değerlendirme Dergisi, 8 (1), 146-157.
Madran-Demirtaş, H. A. (2008). Duygusal ve Cinsel Kıskançlık Açısından Temel Cinsiyet Farklılıkları: Evrimsel yaklaşım ve süregelen tartışmalar. Türk Psikiyatri Dergisi, 19 (3), 300-309.
Gülçin ABACI
Aday Psikolojik Danışman
Ege Üniversitesi