SOSYAL MEDYAYA AKSEDEN BEN İLE NARSİZMİ FARKETMEK

Bu Yazıyı Tahmini Okuma Süresi: 4 Dakikadır.

“Gösteri, mutsuzluğun dingin merkezindeki yıkım ve korkuyla çevrili mutlu bir birleşme imajından başka bir şey değildir.” (Debord, 2014).

Neredeyse uyandığımız her gün yenilikleriyle karşımıza çıkan iletişim teknolojilerinin en büyük devrimlerinden biri şüphesiz ki interneti kullanıcılar arası etkileşime açık hale getiren web 2.0 teknolojileridir. O güne dek adminler tarafından yüklenen içeriklere ulaşabilmeyi ve tek yönlü içerik aktarımını destekleyen internet, web 2.0 teknolojileri ile birlikte kişilere çevrimiçi olarak yazılar, fotoğraflar ve videolar paylaşabilen içerik üreticileri olma fırsatı vermiştir (Alanka & Cezik, 2016). Bu fırsatı kullanıcılara sağlayan platformların başında gelen sosyal ağların bugün hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olduğunu görmekteyiz.

Günümüzde sadece bireysel değil toplumsal ölçekte de birçok etkisini gözle görülür biçimde hissettiren sosyal medya, birçok sosyal bilimler alanında olduğu gibi psikoloji alanında da önemli bir yere sahiptir (Özkaya, 2018). Sosyal medyanın psikolojinin araştırma konuları arasına girmesinin nedenlerini anlayabilmek için bu yeni mecraların toplum ve bireyler üzerinde değişen güç dengeleri üzerine etkisini anlamak durumundayız. Geleneksel medyanın elinde bulundurduğu tek taraflı güç, sosyal medyanın doğuşu ile birlikte bireylerin de söz sahibi olduğu yeni bir medya anlayışına yol açmıştır. Bireylerin daha fazla güç elde etme isteğinin yanısıra her şeyiyle mükemmeli temsil eden sahte kendiliklerini inşa ederek sosyal ağlarda sunma davranışı göstermeleri sosyal medyanın narsizmi besleyen yönünü ortaya çıkarmıştır (Özkaya, 2018; Alanka & Cezik, 2016). Peki, narsizm nedir ve neden sosyal medya narsizmin besleyicisi olarak tanımlanmaktadır?

Narsizmi –diğer bir deyişle özseverlik- anlayabilmek için mitolojik bir öyküden bahsetmek faydalı olacaktır. Ovidius tarafından yazılan bu mitolojik öyküde, kusursuz güzelliğiyle bilinen genç adam Narkisos, ona aşık olan su perisi Eko’yu sert bir biçimde reddeder. Tanrılar, Narkisos’u karşılıksız bir aşk yaşamakla cezalandırırlar. Bu kararın ardından Narkisos, bir su birikintisine bakarken kendi yansımasını görür ve aşık olur. Yansımadan herhangi bir karşılık alamayarak cezasını çeken Narkisos, kendi yansımasına sarılmak isterken suya düşer ve ölür. Bu mini mitolojik öyküdeki başkahramınımız olan Narkisos’a bakarak narsist bireyin özelliklerini tanımlamak mümkündür (Özkaya, 2018).

Narsist birey, kendisinin fiziksel ve psikolojik özelliklerini –statü, zeka, yaratıcılık, güzellik vb- abartılı derecede olumlayarak kendine hayranlık duyan kişi olarak tanımlanmaktadır (Çakmak, 2017; Alanka & Cezik, 2016). Sosyal medya kullanan bireyler de kendileri ile ilgili görüntü ve davranışları abartılı bir şekilde bu mecralara aktararak narsistik davranışlar sergilemektedirler. Bu durum tıpkı Narkisos’un sudaki yansımasına aşık olması gibi bireylerin sosyal medyadaki yansımalarına beğeni duymalarına neden olmaktadır (Çakmak, 2017). Sosyal medyada bireyler görünür olma çabası içerisinde kişisel yaşamlarına dair her şeyi paylaşabilmektedirler (Alanka & Cezik, 2016). Bu görünür olma çabasının temelinde onay ve beğenilme ihtiyacı yatmaktadır. Maslow’a göre temel ihtiyaçlarımız arasında bulunan sevgi, saygı ve ait olma ihtiyaçlarının karşılanamadığı, duygusal aktarımın azaldığı günümüz dünyasında sosyal medya bu ihtiyaçları doyurmak için bireylerin tutunduğu dal konumundadır. Narsist bireyin kendini sergileme, beğeni alma ve çok sayıda arkadaşa sahip olarak onaylanan kişi konumunda olma gibi eğilimleri sosyal medya tarafından ödüllendirilmektedir. Sosyal medyadaki varoluşunu hayranlıkla izleyerek başka hayranlar bulma yolunda takipçi sayısını arttırma gibi çabalara girilmektedir (Alanka & Cezik, 2016).

Sosyal medya, sadece narsist bireyler için tatmin edici bir platform olmakla kalmayıp narsistik özellik taşımayan bireyleri de bu “sahte benlik” girdabına çekmektedir. Instagram gibi fotoğraf paylaşım sitelerini kullanan kullanıcılar, fotoğraf yüklerken basit filtrelerden profesyonel fotoğraf düzenleme programlarına kadar birçok araç kullanarak mükemmel gönderiyi oluşturmaya çalışmaktadır. Bu gönderilerdeki sahte kendiliğimiz, benliğimiz için büyük tehdit oluşturmaktadır. Sosyal medyaya aksettirdiğimiz kendimiz ile aynaya baktığımızda karşılaştığımız gerçek kendimiz arasındaki farklar temelde özsaygısını yitiren bireyler ortaya çıkarmaktadır.

Narsistik semptomlar sosyal medya aracılığıyla neredeyse her bireye yayılırken kendini göstermenin ve “stalk” olarak nitelendirdiğimiz röntgenciliğin bir sonucu olarak egosantrik bireyler yetişmektedir (Alanka & Cezik, 2016). Toplumsallığın giderek yok olduğu ve bireyselliğin ön plana çıktığı günümüzde bu durumun sonuçlarını görebilmek zor değildir. Bu bağlamda kendiliğimize sosyal medyanın müdahale etmesine izin vermemek ruh sağlığımız bakımından faydalı olacaktır. Bunu başarabilmek sosyal medyada geçirdiğimiz zamanı sınırlandırmak ve kontrolü elimizde tutmakla mümkündür. Sanal hayranlar ve sanal yaşantılar inşa etmek yerine yaşamımızın her anını haz alarak ve öğrenerek geçirmeye çabalamakla birlikte kendimizi olduğumuz gibi ve yapabileceklerimizin sınırlarıyla kabul etmek sosyal medyanın ruh sağlığını tehdit eden etkilerinden bizi koruyabilir.

Öte yandan, sosyal medyanın sağladığı imkânları en doğru şekilde kullanarak çocuklarımıza da bu bilinci aşılamak gelecek nesillerimiz ruh sağlığını korumak adına en doğru yaklaşım olacaktır. Zira sosyal bir varlık olan insan, model alma yoluyla birçok davranışı edinmektedir. Çocuklarımızın ilk modelleri olarak biz anne-babalar, abi-ablalar, çocuklara sosyal medya kullanımı konusunda ne yansıtırsak onlarda benzer şekilde aksedecektir.

Sosyal medyaya akseden “ben”i değil, bize verilen en büyük hediye olan yaşamımızdaki “ben”i sevip kucaklamak, bilginin gücünü her daim kalbimizde hissetmek dileğiyle…

Kaynakça

Alanka, Ö. & Cezik, A. (2016). Dijital kibir: Sosyal medyadaki narsistik ritüellere ilişkin bir inceleme. Dijital Medya Sayısı, 1.

Çakmak, V. (2017). Online benlik sunumu ve narsisizm arasındaki ilişki: Üniversite öğrencileri üzerinde bir araştırma. Online Academic Journal of Information Technology, 9(30).

Debord, G. (2014). Gösteri Toplumu. (Çev. Ayşen Ekmekçi ve Okşan Taşkent). İstanbul: Ayrıntı Yayınları.

Özkaya, S. (2018). Sosyal medyayı çok kullanan gençlerde narsistik kişilik yapılanması. Yüksek lisans tezi. İstanbul: Maltepe Üniversitesi.

Görsel Kaynakça

 http://www.onurarsel.com/degisen-toplum-degisen-insan-narsisizm-kulturu/

http://debuglies.com/2017/04/19/networks-of-narcissists-social-media-and-narcissism

https://favpng.com/png_view/social-media-social-media-narcissistic-personality-disorder-narcissism-psychology-facebook-png/Cu6La5V3

Psikolojik Danışman

Sibel UYANIK