SEVGİNİN EN BÜYÜK BELİRTİSİ KISKANÇLIK (MI?)

Bu Yazıyı Tahmini Okuma Süresi: 2 Dakikadır.

Toplumumuzda romantik ilişkilerden bahsedilirken çok sık duyduğumuz bir kalıp cümledir “seven kıskanır” cümlesi. Peki gerçekten kıskançlık bir sevgi belirtisi midir yoksa romantik ilişkiyi bitirme sebebi de olabilir mi? Gerçekten sevgi, kıskançlığı da gerektiriyorsa ve bu durum normal bir ilişkide olması gereken bir durumsa haberlerde sık rastladığımız “kıskançlık kavgası kanlı bitti” , “kıskançlık krizine girdi sevgilisini bıçaklayarak öldürdü” gibi manşetler neyin göstergesi?

Romantik ilişkilerde şiddetin ve hatta kadın cinayetlerinin sebeplerinden biri de kıskançlıktır (Atakay, 2014). Kıskanma duygusu her insanda var olan doğal bir duygudur. Fakat bireysel ve tek başına ortaya çıkan bir duygu değildir. Kıskançlık, duyguların ve tepkilerin karmaşasından oluşur (Demirtaş, 2004). Bu karmaşanın içinde kaybolan insanlarınsa olumsuz haberlere konu olması muhtemeldir. Yani kıskançlığın kontrolsüzlüğü sevginin değil, olumsuz sonuçların hatta istismarın habercisidir. Bu nedenle doğal kıskançlıkla istismarın getirisi olan zarar verici kıskançlık birbirine karıştırılmamalıdır.

 

Özellikle ergenlerde romantik ilişkiler incelendiğinde birçoğunda kıskançlığın şiddetle sonuçlandığı gözlenmiştir. Ortak sosyal medya hesabı açmak için zorlamak; giydiğine, yediğine, içtiğine, arkadaşlarına, hareketlerine karışmak bunlardan yalnızca bir kısmıdır.  Bu tarz durumlara karşı çıkan taraf ise çoğu zaman sevmemekle suçlanmış, küfürlere ve şiddete maruz kalmıştır. Buna rağmen ergenler tarafından bu durum normal karşılanmış, sevginin ve ilginin belirtileri olarak görülmüştür. Kıskançlık çoğunlukla zarar verse dahi sevgi belirtisi olarak yorumlanmıştır. Bu yanlıştır. Çünkü romantik bir ilişkide kıskançlığın karşı tarafa zarar verdiği, istemediği şeyleri yapmaya zorladığı, istediği şeyleri ise yapmaya engel olduğu noktada sevgiden değil istismardan bahsedilir (Bugay ve Çok, 2015 ; Demirtaş ve Dönmez 2006). İstismarın önlenmesi ise fark edilmesi ile mümkündür. Bu nedenle sağlık kuruluşlarının, okullarda rehberlik servislerinin ve ailelerin bu farkındalığı bireylere aşılamaları gerekmektedir. Çalışmalarında bu konuya yer vermeleri önem arz etmektedir (Kılınçer, 2012).

 

KAYNAKÇA

Atakay, C. (2014). Romantik Yakın İlişkilerde Şiddetin Öncülleri. Nesne, 2 (3), s.1-9.

Demirtaş, H. A. (2004). Yakın İlişkilerde Kıskançlık (Bireysel, İlişkisel ve Durumsal Değişkenler) (Doktora Tezi). Ankara Üniversitesi, Ankara.

Bugay, A. ve Çok, F. (2015). Gençlikte Romantik İlişkilerde Şiddet ve İstismar. Okul Psikolojik Danışmanı E-Bülteni, 5(1), s.15-20.

Demirtaş, H. A. ve Dönmez A. (2006). Yakın İlişkilerde Kıskançlık: Bireysel, İlişkisel ve

Durumsal Değişkenler. Türk Psikiyatri Dergisi, 17(3), s.181-191.

Kılınçer, A. S. (2012). Üniversite Öğrencilerinin Romantik İlişkilerinde

Algıladıkları İstismar (Yüksek Lisans Tezi). Hacettepe Üniversitesi, Ankara.

 

Resim 1: https://www.gundemkibris.com/saglik/asiri-kiskanclik-iliskinin-kanseridir-h247517.html

Resim 2: http://sosyobaz.com/en-komik-kiskanc-sevgili-karikaturleri

Şeyma KÜÇÜK

Psikolojik Danışman