BOŞANMA VE ÇİFTLER ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

Bu Yazıyı Tahmini Okuma Süresi: 3 Dakikadır.

Çoğu insan için yıllarca hayali kurulan ve hayalin gerçekleşmesi adına aylarca belki de yıllarca emek verilen bir müessesedir, evlilik. Toplumumuzda da önem verilir; törenlerle, kutlamalarla gerçekleştirilir. Evliliği planlama sürecinde yorulan çiftler evlilik sonrasında da maddi veya manevi olarak yorulmaya devam ederler. Birbirlerine alışma süreci, evliliğin getirdiği sorumluluklar, ailelerin de işin içine dâhil olması gibi sebepler özellikle evliliğin ilk beş yılını kritik hâle getirir. Bu dönemde veya sonrasında evliliğe, birbirlerine uyum sağlayamayan çiftler ciddi bir çelişki yaşarlar: Verilen emek ve varsa çocuklar için evliliğe devam mı edilmeli, boşanma kararı mı verilmeli?

Boşanma kararı, hem maddi hem de manevi anlamda çiftleri olumsuz etkileyen bir süreçtir. Bütün olumsuzluklara rağmen ülkemizdeki boşanma oranları artış göstermektedir. Bu durum boşanmanın önemini gözler önüne sermektedir. Bu yazımda ülkemizdeki boşanma oranlarından, sebeplerinden ve boşanmanın çiftler üzerindeki etkilerinden bahsedeceğim.

Ülkemizde özellikle zorlu bir süreç olan boşanmalar, gün geçtikçe artmaktadır. Türkiye İstatistik Kurumu (2019)’nun verileri aşağıdaki grafikte gösterilmiştir.

 TÜİK (2019)

Boşanma hızının gün geçtikçe artması, ülkemizdeki sosyal yapının değişmesinin bir sonucudur. Gün geçtikçe ayrılıkların, boşanmaların kabul görüldüğü bir gerçektir (Yıldırım, 2004). Ayrıca şehirleşme, kadının ekonomik özgürlüğünü kazanmış olması, geleneklerin aşınması, kültürdeki bireyselleşmenin önemli hâle gelmesi gibi sebepler de sıralanabilir. Bu sebepler, artış hızının en büyük belirleyicilerindendir TÜİK (2019) verilerine göre boşanma hızının en yüksek olduğu yıl ‰ 1,75 oranıyla 2018’dir. Bu yıl içerisindeki boşanma nedenlerine bakıldığında 139481 kişinin geçimsizlik, 1852 kişinin bilinmeyen, 161 kişinin terk, 98 kişinin zina,  46 kişinin akıl hastalığı, 45 kişinin cürüm ve haysiyetsizlik ve 40 kişinin de cana kast ve fena muamele sebepleriyle boşandıkları görülür.

Her yıl “şiddetli geçimsizlik” boşanma sebeplerinde birinci sırada yer almaktadır (TÜİK, 2019). Şiddetli geçimsizliğin yanı sıra boşanmanın çok farklı sebepleri olabilir. Yıldırım (2004), ülkemizdeki boşanma sebeplerini şu şekilde sıralar: eşler arasındaki kültür farklılığı, evlilikte saygısız davranışlar, toplumumuzdaki ataerkil yapı, aile içi şiddet, özellikle alkol problemi, kıskançlık, kadın evinde durmalıdır anlayışıyla gerçekleştirilen baskılar, çocuk sahibi olamama…

Evlilik süresince yaşanan bu olumsuz sebepler evliliği yıpratmakta, boşanma kararını almayı kolaylaştırmaktadır. Bu kararın alınmasıyla zorlu bir süreç başlar. Özellikle boşanmanın ilk iki-üç ayı en zorlu dönemdir. Çiftler yeni bir hayata uyum sağlamak zorundadırlar (Cüceloğlu 2014). Bu hayat, kadın ve erkek için genellikle farklı problemlerle doludur.  Bu nedenle erkeğin ve kadının yaşadığı sorunları ayrı ayrı incelemekte fayda vardır.

Boşanan erkek maddi ve manevi problemlerle karşı karşıya kalır. Maddi problemlerin başında nafaka ve çocukların ihtiyaçları için harcanan para gelmektedir. Manevi olarak ise erkeklerin karşılaştıkları en büyük problem çocukların velayetini annenin almasıyla birlikte hissedilen yalnızlıktır. Baba, çocuklarını özler ve aile sıcaklığından mahrum kalır. Bu mahrumiyet erkeklerde kendini içe kapanma, gizli gizli ağlama, iş performansındaki düşüklük şeklinde kendini gösterir (Aktaş, 2018).

Boşanan kadının ise en büyük endişesi çocuklarıdır. Onlara maddi ve manevi olarak yetebilme düşünceleri ağır basmaktadır. Üstelik maddi bir geliri olmayan kadınları kaygılı bir süreç bekler. Düşündükleri diğer bir konu ise çevre baskısıyla baş etmektir. “Dul” damgası yapıştırılan kadının bu sürece uyum sağlaması oldukça zordur. Bahsedilen problemlerle karşı karşıya kalan kadınlar, erkeklere göre boşanmanın olumsuz etkilerini daha yoğun yaşarlar (Can ve Aksu, 2016).

Ciddi problemlerle karşı karşıya kalan kadın ve erkek yeni hayatlarına uyum sağlamaya çalışırlar. Bu süreçte onları olumlu etkileyebilecek bazı etkenler söz konusudur. Bunlar: İyi ekonomik koşullar, çocuk sayısının azlığı ve destekleyici çevredir. Boşanma sürecinin; ekonomik olarak rahat, çocuk sahibi olmayan ve destekleyici bir çevreye sahip olan kişiyi en az düzeyde olumsuz etkilemesi beklenir (Cüceloğlu, 2014).

Boşanmanın en az düzeyde olumsuz etkilediği bireyler bile ciddi problemlerle karşı karşıya kalırlar. Boşanmanın olumsuz etkilerini azaltmak veya boşanma oranlarını azaltmak adına bazı önerilerden bahsedilebilir: Evlilik sürecinde yaşanan çatışmaları çözmek için çatışma çözme stilleri, empatik yaklaşım, etkili ve sağlıklı iletişim gibi konular önemlidir. Bu konularla ilgili alınan eğitimler, yaşanan problemlere etkili çözüm yolları sağlayabilir. Ciddi çatışmalar yaşayan bireylerin ise çift terapisi almaları fayda sağlar. Boşanma sonrasında da bireyler psikolojik yardım alarak süreçle sağlıklı bir şekilde başa çıkabilirler.

KAYNAKÇA

Aktaş, Ç. (2018). Boşanmanın erkekler üzerindeki etkisi: İstanbul örneği. Dergi İmgelem, 2, 25-54.

Can, Y. ve Aksu, N. B. (2016). Boşanma sürecinde ve sonrasında kadın. Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 15 (58), 888-902.

Cüceloğlu, D. (2014). İnsan ve davranışı. İstanbul: Remzi Kitabevi.

Türkiye İstatistik Kurumu. (2019). Boşanma istatistikleri 2001-2018. Ankara.

Yıldırım, N. (2004). Türkiye’de boşanma ve sebepleri. Bilig Türk Dünyası Sosyal Bilimler Dergisi, 28, 59-81.

GÖRSEL KAYNAKÇA

GÖRSEL 1: https://www.hukukihaber.net/makale/bosanma-nedir-bosanma-ne-degildir-h432793.html

GÖRSEL 2: https://indigodergisi.com/2014/02/anlasmali-bosanma-davasi-ve-protokolu/

Şeyma Küçük

Psikolojik Danışman