Eskiler bilmediğini bilmenin, bir konu hakkında bilgiye sahip değilse kişinin susmasının erdem olduğunu söylemişlerdir. Erich Fromm, Sevme Sanatı (1995) dlı kitabında şöyle bir ifadeye yer vermiştir “Bilmek ve hala bilmediğimizi düşünmek en yüce marifettir. Bilmemek ve buna rağmen bildiğimizi düşünmek bir hastalıktır.” Sokrates’in o meşhur sözünü hatırlıyorsunuzdur belki de “bildiğim tek bir şey var o da hiçbir şey bilmediğimdir”. Bir şeyler bildiğini bilmek değil de çok şey bildiği halde bilmediğini düşünmek, öğrenmek için gayret etmek daha önemli görülmüştür. Ancak bazı insanların az şey bildikleri veya herhangi bir konu hakkında bir bilgiye sahip olmadıkları halde çok şey biliyormuş gibi davrandıkları görülmektedir. Bu çokbilmiş bireylerin soru sorulduğunda bilmediğini ifade etmelerinin zor olduğu, kendi bildiklerinin tek doğru olduğu, doğruyu arama ya da öğrenme çabasında olmadıkları gibi tutumları fark edilmektedir. İşte bu bilmediğini kabullenmemek hatta doğru bilmediği halde biliyormuş gibi davranmak durumunu bazı araştırmacılar araştırmıştır. İnsanlar neden bir konu hakkında yeterli ve doğru bilgiye sahip olmadıkları halde cesurca kendi düşüncelerini savunur ve tek doğrunun kendi söyledikleri olduğunu iddia eder? İşte bu tarz sorulardan yola çıkarak Cornell Üniversitesi’nden sosyal psikolog olan Justin Kruger ve David Dunning adlı iki bilim insanı, 1999 yılında bir teori ortaya atmışlardır. Ortaya attıkları bu teori bu iki bilim insanının 2000 Ig Nobel ödülü almasını sağlamıştır. Bu ödülü almalarını sağlayan çalışmaları ise “Vasıfsız ve farkında değil” adlı çalışmadır. Bu çalışmada bazı bireylerin herhangi bir konu hakkında bilgileri, yetenekleri, tecrübeleri yetersiz olduğu halde çok fazla bilgi ve beceriye sahip olduklarına inanma eğilimi göstermeleridir. Bu iki bilim insanı diğer bu eğilime “hayali başarı sanrısı” demişlerdir. Literatürde ise bu duruma Dunning-Kruger sendromu denilmiştir. Bu durum zamanla halk arasında cahil cesareti olarak adlandırılmıştır (Somyürek ve Çelik, 2018).
Dunning-Kruger sendromunun odak noktasında belli bir konuda yetersiz bilgi ve beceriye sahip olmasına rağmen o konu hakkında çok fazla bilgi ve tecrübeye sahipmiş gibi davranan ve böyle olduğunu düşünen bireyler yatmaktadır (Küçün, Güngör ve Eroğlu, 2020). Bu sendromdaki kişiler kendi kişilik özelliklerini, alışkanlıklarını, bildiklerini ve yaptıklarını doğru bir şekilde değerlendirememekte ve bilgi ve becerilerini abartmaktadırlar. Dunning-Kruger sendromunun temelinde aşırı güven vardır (Somyürek ve Çelik, 2018). Aşırı güven ifadesi ise literatürde şu şekilde tanımlanmaktadır: bireyin başarı, yetenek, olaylara karşı kontrol düzeyinin var olandan fazla göstermesi, başkalarıyla kendisini kıyasladığında kendisinin hep daha iyi olduğunu düşünmesi ve bilgi, beceri, inançlar konusunda hatalı olabileceğine ihtimal vermemesidir( Moore ve Healy, 2008; Akt., Somyürek ve Çelik, 2018 ).
“Cahillik, daha sıklıkla bilgiyi değil, güveni doğurur; ısrarla şu veya bu problemin bilimle çözülemeyeceğini iddia edenler, çok bilenler değil, az bilenlerdir.” der Charles Darwin. Bir konu hakkında uzman olmadığı halde o konunun uzmanıymış ve o konuda eğitim almış gibi davranan veya konuşan birileri vardır. Örneğin uzay bilimleri hakkında yeterli kaynak okumamış, yeterli eğitim almamış birinin sosyal medya veya internetten gördüğü veya öğrendiği kadarıyla uzman biri gibi söylediklerini savunması ve söylediklerinin doğruluğu için karşı tarafa ikna etmeye çalışması Dunning-Kruger sendromu kapsamında ele alınabilir. Justin Kruger ve David Dunning adlı bu iki bilim insanı cahilliğin, bilgi eksikliğinin bazı bireylerde güveni arttırdığı ve o bireylerin yapmaması gereken hataları yapmasına neden olduğunu belirtmişlerdir. Bu iki bilim insanının bu çalışmayı yapmasına ilham olan olay ise 19 Nisan 1995’te McArthur Wheeler adlı bir şahsın limon suyunu yüzüne ve tüm vücuduna sürerek görünmez olduğuna inanıp iki banka soyması ve yakalanıp ceza almasına neden olan davadır. Buradaki olay, bu bireyin limon suyunun görünmez mürekkep gibi işlev görmesine inanarak limon kimyasındaki yanlış bilgisinden kaynaklanmaktadır (Vikipedi, 2021).
Bu iki sosyal psikolog yaptığı çalışmalar sonucunda şu sonuca ulaşmışlardır:
- Niteliksiz insanlar, ne ölçüde niteliksiz olduklarını fark edemezler.
- Niteliksiz insanlar, niteliklerini abartma eğilimindedirler.
- Niteliksiz insanlar, gerçekten nitelikli insanların niteliklerini görüp anlamakta zorlanırlar.
- Eğer nitelikleri, belli bir eğitimle arttırılırsa, aynı niteliksiz insanlar, niteliksiz olduklarının farkına varmaya başlarlar (Bal ve Hassülün, 2016).
Dunning-Kruger Sendromu, araştırmacılarına göre (Kruger ve Dunning, 1999) eğitimle etkileri azaltılacak bir sendromdur. Kişinin kendi eksikliklerini fark etmesi, bilgi ve tecrübelerinin yetersiz oluşunun farkına varması kendini geliştirebilmesinin tek yoludur. Birey alacağı eğitimle niteliksizliğinin farkına varacaktır ve abartı ve gereksiz özgüven içerisine girmeyecektir (Küçün, Güngör ve Eroğlu, 2020).
Kaynakça
1- Bal, V. ve Hassülün P. (2016). Öğrenilmiş çaresizliğin Dunning Kruger Sendromu ile ilişkisi: Celal Bayar Üniversitesi son sınıf öğrencileri üzerine bir uygulama. Uluslararası İşletme, Ekonomi ve Yönetim Perspektifleri Dergisi. 1(3), 41-53.
2- Fromm, E., (1995). Sevme Sanatı (Y. Salman, Çev.). Payel Yayınevi.
3- Küçün, N.T., Güngör S. ve Eroğlu S. (2020). Dunning-Kruger Sendromu çerçevesinden girişimcilik eğitimlerinin girişimci adayları üzerindeki etkisinin incelenmesi. Girişimcilik ve İnovasyon Yönetimi Dergisi, 1(9), 1-29.
4- Somyürek, S., ve Çelik İ., (2018). Dunnıng-Kruger Sendromu ve öznel değerlendirmeler. Eğitim Teknolojisi Kuram ve Uygulama. 8(1), 141-157.
5- Vikipedi (2020, 12 Eylül). Dunning Kruger etkisi. https://tr.wikipedia.org/wiki/Dunning_Kruger_Etkisi adresinden 29 Eylül 2021 tarihinde alınmıştır.
GÖRSEL KAYNAKÇA
- Görsel : http://blog.milliyet.com.tr/cahil-cesareti/Blog/?BlogNo=577972
- Görsel : https://evrimagaci.org/cehaletten-dogan-cesaret-dunningkruger-etkisi-nedir-2799
Gülsüm YILMAZ
Psikolojik Danışman