Türk Dil Kurumu’nun Güncel Türkçe Sözlüğünde evlenme, “erkekle kadının, aile kurmak için yasaya uygun olarak birleşmesi, izdivaç etmek” olarak tanımlanmıştır. Burada ‘yasaya uygun olmak’ ifadesi evliliğin temelini oluşturmaktadır. Evlilik için ülkemizde Türk Medeni Kanunu’nda evlenme ehliyeti ve engelleri belirtilmiştir. Evlenme ehliyetleri şunlardır: yaş, ayırt etme gücü, yasal temsilcinin izni. Evlenme engelleri ise hısımlık, önceki evlilik, akıl hastalığı şeklindedir. Burada evlenme engelleri arasında olan “akıl hastalığı” konusu çeşitli şekillerde sosyal hizmetin konusu olmaktadır.
Türk Medeni Kanunu’nda evlenme engellerinden akıl hastalığı için madde 133’te “akıl hastaları, evlenmelerinde tıbbî sakınca bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla anlaşılmadıkça evlenemezler.” şeklinde tanımlanmıştır. Kanun koyuculara göre akıl hastalığının evlenmeye engel bir durum olması için bu durumun evliliğin birliğine olumsuz etki eden ve kalıtsal olarak alt soya geçecek bir nitelik taşıması gerekmektedir (Güdücü, 2011). Ancak bu durum yalnızca bir kanun maddesi ile açıklanamayacak, insanı ve toplumu ilgilendirilen sosyal bir konudur.
Evli bireylerin kısmen daha düzenli bir yaşam sürmesi göz önüne alındığında, yapılan araştırmalar akıl hastalıklarının bekârlarda, evlilere göre daha fazla görüldüğünü ortaya koymuştur (Pehlivan, 2006). Ancak evlilik öncesi var olan akıl hastalıkları nedeniyle bireyler evlenememekte ve belki de ihtiyaçları olan düzenli yaşama sahip olamamaktadırlar. Çünkü psikiyatrik hastalıklar evlilik, aile kurma ve ebeveyn olma konusunda bireyi etkilemektedir (Pehlivan, 2006). Bu nedenle evlilik konusunda bireyin değerlendirilmesi aşamasında, bireyin yüksek yararının sağlanıyor olmasının göz önünde bulundurulması önem kazanmaktadır.

Akıl hastalığı konusu yalnızca evlilik öncesi aşamada bireyi etkilememektedir. Evlilik öncesi veya evlilik sırasında ortaya çıkmış olsun, birey psikiyatrik bir hastalığı olduğunda bunu gizleme davranışı gösterebilmektedir. Çünkü bu durum boşanma davalarını da etkilemektedir. Boşanma sürecinde hasta; muayenelere gitmeme, ilaçlarını kullanmama, yatarak tedaviyi reddetme şeklinde davranışlar gösterebilmekte ve eşinin bu durumu mahkemede aleyhine kullanacağından korkmaktadır (Bariboğlu, 2019). Bu da tedavi sürecini zorlaştıran bir unsur olmaktadır.
Akıl hastalığı olan bireylerin evlenebilmesi için resmi bir sağlık kurulu raporu olması gerektiğine değinmiştik. Bu rapor bireyin yaşamının tümden değiştirebilecek bir güçte olduğundan rapor yalnızca bir formalite olarak görülmemeli, muayene ciddi ve eksiksiz olarak yapılmalıdır (Güdücü, 2011). Bu aşamada bireyin bir akıl hastalığının olup olmadığı, varsa yaşamını ne şekilde etkilediği, hastalığın evlilik için bir engel olup olmadığı ve bireyin evlilik için hazır olup olmadığı belirlenmelidir. Tüm bunlarda multidisipliner bir ekip çalışması ile hareket edilmesi çok yönlü bir değerlendirme sağlayacaktır. Bu ekibin en önemli üyelerinden biri de hastanelerdeki sosyal hizmet uzmanlarıdır. Sosyal hizmet uzmanları akıl hastalığı olan bireyler için hazırlanan sağlık raporlarına yaptıkları görüşmeler ve sosyal incelemeler ile katkı sağlayabilir.
Akıl hastalığı olan bireyler için evlilik konusu birçok yönden sosyal hizmetin değerlendirmesine muhtaçtır. Burada birçok soruya cevap aranmalıdır. Bu bireylerin evlenmesi bireyin ve toplumun yararına mıdır? Bu evlilik birliğinde doğan çocuklar sağlıklı bir ailede yetişebilecek midir? Yoksa anne-babasının ebeveynlik becerilerinin yetersiz olması durumunda çocuk için korunma ihtiyacı doğacak ve bu bir döngüye mi girecektir? Akıl hastalığı olan bireyin sahip olduğu engelli maaşı evlilik kararında etkili midir? Bireyin bu maaş ile geçinen ailesi olması nedeniyle aile evliliğe karşı mı çıkmaktadır? Ya da evlenecek karşı taraf bu maaş konusunda beklenti içinde midir? Akıl hastalarının evlenmesi konusunda bu ve bunun gibi çok özel konuları sosyal hizmet uzmanlarının incelemesi yerinde olacaktır. Bu ise adli psikiyatrik sosyal hizmet alanında kendini geliştirmiş, yeterli sayıda sosyal hizmet uzmanlarının istihdam edildiği bir sağlık sistemi ile mümkündür.
KAYNAKÇA
Pehlivan, K. (2006). Psikiyatrik Kadın Hastalarda Evlilik ve Ebeveyn Olma: Bir Gözden Geçirme. Düşünen Adam, 19(3), 143-154.
Güdücü, B. (2011). Evlilik, Akıl Hastalığı ve Hukuki Süreç. Anadolu Bil Meslek Yüksekokulu Dergisi, 22, 104-110.
Kaya Bariboğlu, S. (2019). “Ruh Sağlığı Evliliği Nasıl Etkiliyor.” Erişim 27 Nisan, 2021. https://www.e-psikiyatri.com/ruh-sagligi-evliligi-nasil-etkiliyor
Türk Dil Kurumu. “Güncel Türkçe Sözlük.” Erişim 25 Nisan, 2021. https://sozluk.gov.tr/
Resmi Gazete (2001). Türk Medeni Kanunu. https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.4721.pdf, adresinden erişilmiştir.
Emine Nur ERİM
Sosyal Çalışmacı