KANSER HASTALIĞINDA TIBBİ SOSYAL HİZMETİN ÖNEMİ

Bu Yazıyı Tahmini Okuma Süresi: 3 Dakikadır.

Kronik hastalıklar arasında kabul edilen kanser, sık görülmesi, yüksek oranda ölüme sebebiyet vermesi, artan çevresel kanser yapıcı nedenler ile çağımızın önemli sağlık sorunlarındandır. Kanser yarattığı fiziksel, psikolojik ve sosyoekonomik sorunlar nedeni ile bireyin yaşamını olumsuz etkilemektedir.  Kanser ile yüzleşen birey ve ailesi bir çeşit kriz ile karşı karşıyadır. Çünkü ömrünü tehdit eden bir hastalıkla mücadele ediyor olmak, insanların kaygı, korku, öfke, umutsuzluk, çaresizlik, huzursuzluk gibi psikolojik ve duygusal tepkiler içeren bir kriz sürecine girmesine neden olur. Kriz sürecinde yani hastanın hastalığıyla tanıştığı ilk andan itibaren ve tedavi süresi boyunca psikososyal destek mekanizmalarına ihtiyacı vardır. Bu destek mekanizmaları tedavi boyunca hastanın hem kendisine olan güvenini geliştirecek hem de hastalıkla baş etme stratejilerine yardımcı olabilecektedir. Psikososyal destek mekanizmalarının güçlü olması kanserli hastalarda stresi azaltmada, yaşam kalitesini arttırmada ve yaşam süresini uzatmada önemli bir yer tutmaktadır. Etkin destek mekanizması oluşturabilmek için hastaya yönelik kapsamlı psikososyal değerlendirmelerin, görüşmelerin yapılması, kayıtların tutulması gibi birçok işlemleri ise sosyal hizmet uzmanları gerçekleştirmektedir. Son zamanlarda yoğunlaşan sosyal hizmet çalışmalarının odağı, kanserli bireylerin aile, çevre ve sağlık çalışanları ile ilişkilerindeki çatışmaların incelenmesi, çözüm yollarının belirlenmesi, problemin çözümlenmesi ve karşılaşılacak olası sorunları önleme bakımından risk etmenlerinin belirlenmesi ve ardından ortadan kaldırılmasıdır.  Hastaların karşılaştıkları sorunlar genel olarak; sağlık hizmetlerine ulaşmada engeller, sağlık hizmetlerine ve hastaneye uyum problemleri, tıbbi tedavi planına uyum problemleri, karar verebilmek için bilgi eksikliği, gereksinimleri karşılayacak kaynak eksikliği, taburcu olabilme konusunda engeller olmak üzere ele alınabilir. Kanser hastalarının bakımında temel amaç, hastanın fiziksel ve ruhsal yönden rahatlığının sağlanması, bu süreç içerisinde de her hastanın kişiliğinin ve değerinin korunması, kendini güvende hissetmesi, yeterli tedavi ve bakımı alma hakkının sağlanmasıdır (Ülger, 2013).

Kanser hastası bireyin ailesi açısından bakıldığında; kanser, ekonomik yönden de pahalı bir hastalıktır. Ekonomik anlamda yatılı ve ayaktan tedavi sürecindeki harcamalar için lüks bir hastalıktır denilebilir.  Bu bağlamda sosyal hizmet burada da devreye girmekte olup hastalığın tedavi giderlerinin etkin bir şekilde karşılanmasıyla ilgili çalışmalara, programlara ve sosyal politikalara katkı vermektedir.  Ayrıca kanser hastalarına sunulan sosyal hizmette hasta birey ve ailesi müdahalenin ana öğeleridir. Dolayısıyla kanserli bireyin güçlenmesinde aile ve çevresinin rolü yadsınamayacağından aile desteklenmektedir. Bu yüzden sosyal hizmet uzmanları, mesleğin aracılık rolü vasıtasıyla birey ve ailesi arasında köprü görevini gerçekleştirmekle yükümlüdür. Bunun yanında kanser hastalarının tedavisinde aile ile işbirliği yapmak, sadece hastaya değil aynı zamanda aileye de destek olmak gerekmektedir. Sosyal hizmet uzmanı aileye destek olmanın yanında doktorun hastası ve ailesi ile olan ilişkisinde gözünden kaçırdığı psikososyal boyutlara da odaklanır. Tedavi sürecinde tedaviyi uygulayan doktor özellikle sosyal hizmet uzmanından geri bildirimler almalı, aldığı geri bildirimleri tıbbi tedavi süreci içerisine katmalıdır. Bu bağlamda tedaviyi uygulan doktor, sosyal hizmet uzmanı, hasta ve ailesi önemli bir sistem olarak değerlendirilmektedir (Acar, 2013).

Kanser, öncelikle hasta, sonra aile ve toplum üzerinde hem psikolojik hem ekonomik pek çok etki bırakır. Kanserin tedavisinde medikal tedavinin yanı sıra psikolojik yardım, sosyal destek, ekonomik yardım çok önemlidir. Tıbbi tedavi ile psikososyal destek bir uyum içerisinde yürümelidir. Bu uyumu sağlamak da tıbbi sosyal hizmet alanında çalışan sosyal hizmet uzmanlarına düşmektedir. Bundan dolayı sosyal hizmet uzmanları kendilerini her alanda geliştirmeli, görev, yetki ve sorumluluklarının bilincinde olarak hasta ve yakınlarına en iyi, kaliteli, insancıl hizmeti verebilmelidir. Hastanın hastalığıyla tanıştığı ilk andan tedavi süresini de içermekle birlikte taburcu olmasına kadar ve hatta sonrasında da psikososyal destek mekanizmalarına ihtiyacı vardır. Bu destek mekanizmaları tedavi boyunca hastanın hem kendisine olan güvenini geliştirecek hem de hastalıkla baş etme stratejilerine yardımcı olacaktır. Etkin destekler mekanizması oluşturabilmek için hastaya yönelik kapsamlı psikososyal değerlendirmelerin yapılması, görüşme sürecinin yapılandırılması, ölçeklerin kullanılması, önceki uygulamaların kayıtlarının tutulması gibi işlemler kanser alanındaki sosyal hizmet uygulamalarını güçlendirecektir.

Kaynaklar

Acar, M. (2013). Onkolojide Sosyal Hizmet: Vaka Örnekleri. Toplum ve Sosyal Hizmet Dergisi, 24(2), 231-252.

Ülger, E. (2014). Kanserde Psikososyal Sorunlar ve Psikososyal Onkolojinin Önemi. DEÜ Tıp Fakültesi Dergisi, 28(2), 85-92.

Görsel Kaynaklar

https://sagligim.gov.tr/index.php

https://www.sozcu.com.tr/hayatim/magazin-haberleri/hadi-ipucu-sorusu-20-30-sosyal-destek-hattinin-numarasi-kactir/

 

Ahmet BOSTANCI

                                                                                                                Sosyal Hizmet Uzmanı