Geçtiğimiz ay netflix platformu üzerinde yayınlanan, birçoğumuzun çoktan izlemiş olduğu ya da izlemek için sıraya koyduğu filmlerden biri oldu Kağıttan Hayat’lar. Peki bir mücadele çıkmazında, kağıt toplayarak hayatını idame ettirme çabası içerisinde olanların yaşantısından bir kesit sunan filmin konusuna bir de sosyal hizmet penceresinden bakmaya ne dersiniz?
Kağıttan Hayatlar filminin “atık madde toplayıcılığı” konusunu üzerinden gözler önüne serdiği çocuk işçiliği olgusu, Türkiye’de sosyal hizmet uzmanlarının sık sık karşılaştığı vakalar içerisinde de dikkat çekmektedir. ILO’ya göre çocuk işçiliği “çocukları çocukluklarını yaşamaktan alıkoyan, potansiyellerini ve saygınlıklarını eksilten, fiziksel ve zihinsel gelişimlerine zarar veren işlerde çalıştırılmaları” olarak tanımlanmaktadır. Çocuk işçiliğinin bir formu olarak karşımıza çıkan atık madde toplayıcılığı ise ne yazık ki ülkemizin neredeyse hemen her şehrinde karşılaşabildiğimiz bir çalışma şeklidir (Erbay ve Akbaş, 2020).
İnsanlık tarihi kadar eski olan çocuk işçiliği sorununun ortadan kaldırılması noktasında 2000’li yıllardan itibaren önemli bir ilerleme kaydedilmiştir. Bu ilerlemede mevzuat ve uygulamalarla desteklenen ulusal seferberliklerin etkisi vardır. 2000-2016 yılları arasında dünyada çocuk işçiliğinde %40 oranında bir azalma olmuştur. Fakat bugün halen 72 milyonu tehlikeli işlerde olmak üzere, 152 milyon çocuk çalışmaya devam etmektedir (ILO, 2021). Ülkemizde ise TÜİK’in 2019 yılında yapmış olduğu Çocuk İşgücü Araştırması’na göre, 5-17 yaş grubunda ekonomik faaliyetlere katılan 720.000 çocuk bulunmaktadır. Bu yaş grubundaki çocukların aynı yaş grubundaki çocuklar içinde payını gösteren istihdam %4,4 olmuştur. Kağıt toplayarak geçimini sağlayanların oranı yaklaşık olarak yarım milyonu bulduğu tahmin edilmektedir (https://yesilgazete.org/kagit-toplayicilari-biz-viruslu-de-degiliz-pislik-de/ Erişim: 25.03.2021). Yarım milyonu bulduğu düşünülen kağıttan hayatların yüzde kaçını minik bedenlerin oluşturduğu ise bilinmemektedir. Bilinen gerçek sosyal hizmet mesleğinin sosyal sorunlarla mücadele eden akademik bir disiplin olduğu ve çocuk işçiliği sorunuyla savaşmada ciddi bir katkı sunduğudur. Nitekim ILO’nun yayınlamış olduğu “COVID-19 ve Çocuk İşçiliği: Kriz Zamanı, Harekete Geçme Zamanı” isimli belgede sosyal hizmet uzmanlarının çocuk işçiliği ile savaşma noktasında vazgeçilmez bir aktör olduğunun kabul edilmesi gerektiği şu şekilde vurgulanmıştır; “Kendini adamış, nitelikli sosyal hizmet çalışanları, yoksulluğu hafifletmek, riskleri tespit etmek ve yönetmek, temel sosyal hizmetlere erişimi kolaylaştırmak suretiyle çocukları ve ailelerini desteklemektedir. Çocukların çocuk işçiliğine başlamalarını önleme, çocuk işçiliğinden kurtarma söz konusu olduğunda, sosyal hizmet çalışanları ön saflardadır.” Bu açıdan ILO’nun da vurgulamış olduğu gibi ön saflarda çalışan sosyal hizmet uzmanlarını, çocuk işçileri ve kağıttan hayatları birbirinden bağımsız düşünmek mümkün değildir.
Yoksunluk ve yoksulluğu çoğu zaman bir arada deneyimlemek zorunda kalan çocuk işçiler, çok farklı sebeplerle çalışmaya başlamaktadır. Genellikle çocuk işçiliğinin kaynağı ekonomik sebepler olarak görülse de Diyarbakır’da 30 çocuk atık madde toplayıcıları ile derinlemesine görüşmeler yoluyla yapılan araştırmada; çocukların sokaklarda olmasının sadece yaşadıkları aşırı yoksulluktan değil aynı zamanda okul sisteminin müdahale, değerlendirme ve izleme konusundaki yetersizliğinden de kaynaklandığı tespit edilmiştir. Bundan dolayı dünyada gelişmiş ülkelerde de yıllardır uygulanan okul sosyal hizmeti projesinin Türkiye’de acil olarak faaliyete geçirilmesi gerekmektedir. Çünkü “sokakta çalışan çocuklar” sorununu çözmek farklı sistemleri bir araya getiren bütüncül ve sistemik bir yaklaşımı gerektirir. Bu da sosyal hizmet uzmanlarının müdahale ve uygulamaları ile mümkündür (Erbay ve Akbaş, 2020). Çocuk koruma sistemi aracılığıyla çocukların ihtiyaçlarının karşılanması hususunda mesleki rolleri bulunan sosyal hizmet uzmanları (Yolcuoğlu, 2009) bilirler ki sebebi ne olursa olsun sokakta yaşayan ya da çalışan/çalıştırılan çocuklar fiziksel ve psikolojik olarak birçok tehdit unsuruyla karşı karşıya kalmaktadır. Bundan dolayı mikro, mezzo ve makro boyutta kalıcı hasarlara neden olan çocuk işçiliğine etkili çözüm sunmak için çocuğun içinde bulunduğu tüm sistemlerin kapsamlı olarak incelenmesi ve değerlendirilmesi gerekmektedir (Güngör ve Erdurak, 2016). Bu yüzden hemen hemen her gün hepimizin sokakta yürürken karşılaştığı çocuk işçilerin tamamen ortadan kaldırılması için genelci sosyal hizmet anlayışıyla uygulamalar yürütmek, sosyal hizmette benimsenen çevresi içinde birey anlayışıyla çocuğun çalıştırılma nedenlerinin anlaşılmasına yönelik alan araştırmaları yapmak oldukça kıymetlidir.
Tüm bunlar düşünüldüğünde aslında sosyal hizmet mesleğinin ve kağıttan hayatların yakından ilişkili olduğu anlaşılmaktadır. Sosyal hizmet mesleği amaç ve hedeflerine ulaştığında kağıttan hayatların yalnızca filmlerde kalması mümkün olacaktır. Çünkü sosyal hizmet uzmanlarının temennileri ortaktır. Bu temenniler; filmde “Ne dilek diledin?” sorusuna “Ben ölmeyi diledim” diyen çocukların tamamen kurgu olması, çocukların yaşama hakkı için ulusal ve uluslararası düzeyde etkili politikaların yapılması, minik bedenlerin sokakların tehlikeli ve soğuk gölgesinden uzak durması, çocukların iş için değil yalnızca oyun oynamak ve sosyalleşmek için sokaklara çıkması, Mehmet’lerin ve Ali’lerin gerçek hayattan uyarlanmaması, tamamen hayal ürününe dönüşmesi ve en çokta Mehmet ve Ali’ler için ülkemizde sosyal hizmet uygulamalarına gereken önemin verilmesi şeklinde sıralanabilir. Temennilerimizin, gerçeklerimiz olması umuduyla…
İnanıyoruz çocuklar, güzel günler göreceğiz.
Kağıttan hayatların olmadığı günlerde motorları maviliklere süreceğiz…
Kaynakça
Erbay, E. ve Akbaş, E. (2020). Child waste pickers in a south-eastern city in Turkey. Toplum ve Sosyal Hizmet, 31(2), 554-577.
Güngör, F., ve Erdurak, Y. (2016). Çocuk hakları ve uygulama stratejileri bağlamında sokakta çalıştırılan çocuklar. Yalova Sosyal Bilimler Dergisi, 6(12), 1-35.
ILO, (2020), COVID-19 ve Çocuk İşçiliği: Kriz Zamanı, Harekete Geçme Zamanı. 25 Mart 2021 tarihinde https://www.ilo.org/wcmsp5/groups/public/—europe/—ro-geneva/—ilo-ankara/documents/publication/wcms_751230.pdf adresinden alındı.
ILO. (2021, Mart 12). BM Türkiye Mukim Koordinatörü ve ILO Türkiye Direktörü’nden Çocuk İşçiliğini Sona Erdirmek İçin Eylem Çağrısı. 26 Mart 2021 tarihinde https://www.ilo.org/ankara/areas-of-work/child-labour/WCMS_775277/lang–tr/index.htm adresinden alındı.
TÜİK. (2019). Çocuk İşgücü Anketi Sonuçları, 2019. 26 Mart 2021 tarihinde https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Child-Labour-Force-Survey-2019-33807 adresinden alındı.
Yılmaz, E. (2020, Haziran 25). Kağıt toplayıcıları: Biz virüslü de değiliz, pislik de…. 25 Mart 2021 tarihinde Yeşil Gazete: https://yesilgazete.org/kagit-toplayicilari-biz-viruslu-de-degiliz-pislik-de/ adresinden alındı.
Yolcuoğlu, İ. G. (2009). Türkiye’de Çocuk Koruma Sisteminin Genel Olarak Değerlendirilmesi. Aile ve Toplum, 5(18), 43-58.
Görsel Kaynakça
https://gazetekarinca.com/2021/03/12-martta-netflixte-kagittan-hayatlardan-ilk-fragman adresinden alındı.
https://listelist.com/kagittan-hayatlar-filmi/ adresinden alındı.
Aliye Beyza BAYYAR
Sosyal Hizmet Uzmanı
Yüksek Lisans Öğrencisi