Birçok çalışma intihar ile intihar girişimin iki farklı durum olduğunu, intihar girişiminin intihar için risk faktörü olduğunu ve bu iki davranışın genellikle iç içe geçmiş olduğunu ifade etmektedir (Bronisch, 2004; Akt., Alptekin ve Duyan, 2012; Retterstol, 1993; Okti̇k, Top, Sezer ve Bozver, 2003).
Ölen kişi tarafından ölümle sonuçlanacağı bilinerek yapılan olumlu ya da olumsuz bir edimin doğrudan ya da dolaylı sonucunda gerçekleşen her ölüm olayı intihar olarak tanımlanmaktadır (Şeker, 2019). Cılga (2002) intiharı; içsel ve dışsal stres faktörlerinin etkileşimi içerisinde olumsuz yaşam olaylarına karşı bir tepki biçiminde ortaya çıkan bir durum olarak ifade etmektedir. İntihar girişimi ise; ölüm ile sonuçlanmamış ancak ölme isteği ile ilişkili bir eylem olarak ifade edilmektedir (Alptekin ve Duyan, 2014).
İntihar girişimi genellikle ölümle sonuçlanmayan intihar davranışı olarak ifade edilse de; intihar ve intihar girişiminin sonuç, amaç, bilinç bağlamında dinamikleri birbirinden farklıdır. Somut bir dayanak olmasından dolayı eylemin özellikle sonucu göz önünde tutularak intihar eden ile intihar girişiminde bulunan kişiler iki ayrı grup şeklinde değerlendirilmektedir (Alptekin ve Duyan, 2014; Fenning, Geva, Zalsman, Weizman, Fenning, ve Apter, 2005; Retterstol, 1993). Bu iki davranışın sadece sonucu bakımından değil amacı bakımından da farklılaştığını öne süren Shneidman (1985, Akt., Odağ, 2002) intiharı ve intihar girişimini iki ayrı davranış olarak ele almış ve intiharda yaşamın yok edilmesinin; intihar girişiminde ise yaşam değişiminin amaçlandığını öne sürmüştür. Buna karşılık Retterstol (1993) sadece intihar girişiminde değil intiharda da bilinçli olarak kendine yönelik yıkıcı davranışın amacının belirsiz olabileceğini ve bu duruma şüpheli ve çelişkili duyguların eşlik edebileceğini vurgulamıştır.
İntihar ve intihar girişimi arasındaki ayrımın amaç ve sonuç kadar, bilinç dışı başka psikolojik faktörlere de dayandırılması gerekir. Kişinin nereden güdülendiği, istemleri, sorunlarını nasıl çözdüğü, yaşantıları, kurulan ilişki biçimleri, ölüm hakkındaki bilinç dışı tasarımları ve eylemin bilinç dışı nedenleri ayrım yapmada kullanacağımız önemli ölçütlerdir. Ölümünden sonra kurbanın amacı, güdüleri ve nedenleri hakkında bilgi almaktan yoksun oluşumuz “intihar” ile “intihar girişimi” arasındaki ayrımı güçleştiren bir başka nedendir. Odağ’a (2002) göre asıl güçlük eyleme iten dinamik güçlerin birbirleri ile iç içe geçmiş olmasından kaynaklanmaktadır.
İntihar ve intihar girişimi şeklinde keskin bir ayrıma taraftar olunması intihar olgusunun anlaşılması ve tedavisi açısından sakıncalı bir durum oluşturabilmektedir. Böyle keskin bir ayrım tedavide genellikle intihar girişimi tanısı konmuş eylemlere daha az korku duyularak yaklaşılması sonucunu doğurabilmektedir. Bireyin ölüme intiharda olduğu kadar yakın olmaması bir rahatlık sağlayarak bazen girişime gereken önemin verilmesini engelleyebilmektedir.
KAYNAKLAR:
Alptekin, K. ve Duyan, V. (2012). İntihar ve intiharı önleme (2. baskı). İstanbul: Yeni İnsan Yayınevi.
Alptekin, K. ve Duyan, V. (2014). İntihar ve intihar girişimi: Kavramlar, yaygınlık, müdahale, önleme ve öyküler. İstanbul: Yeni İnsan Yayınevi.
Cılga, İ. (2002). Batman’da genç kız intiharları. Toplum ve Sosyal Hizmet, 13(1), 36-54.
Fenning, S., Geva, K., Zalsman, G., Weizman, A., Fenning, S. ve Apter, A. (2005). Effect of gender on suicide attempters versus none at tempters in an adolescent inpatient unit. Comprehensive Psychiatry,46, 90-97.
Odağ, C. (2002). İntihar (özkıyım): Tanım-kuram-sağaltım (2. Baskı). İzmir: Halime Odağ Psikanaliz ve Psikoterapi Vakfı Yayınları.
Okti̇k, N., Top, A., Sezer, S. ve Bozver, Ü. (2003). Muğla ili intihar ve intihar girişimlerinin sosyolojik olarak incelenmesi. Kriz Dergisi, 11(3), 1-19.
Retterstol, N. (1993). Suicide: A European perspective. New York: Cambridge University Press.
Şeker, A. (2019). Durkheim’in sosyolojisinde intihar ve intiharla mücadelede sosyal hizmetin işlevi, Mavi Atlas, 7(1), 90-110.
Ahmet TÜRK
Sosyal Hizmet Uzmanı