Kökeni Yunanca misein (nefret/ düşmanlık) ve gyne (kadın) kelimelerinden gelen mizojini terimi literatürde kısaca kadın düşmanlığı, kadın nefreti olarak geçmektedir. Kültürel bir tutum şeklinde, kadına sırf kadın olmasından dolayı nefret duyulmasını ifade eden bu söylem; kadına yönelik şiddet, kadının metalaştırılması, cinsiyet ayrımcılıkları gibi çok farklı biçimlerde kendini göstermektedir (Etyang, 2012, Akt., Baydar, 2013).
Aklımıza gelebilecek hemen hemen her alanda, tarihin en eski ön yargılarından birisi olan kadın düşmanlığına ilişkin izler bulmak mümkündür. Bu yüzden mizojiniyi “Erkeğin her alanda hakimiyetini ön gören bir toplum projesi” şeklinde nitelendirmek mümkündür. Bu nitelendirme savını güçlendiren, kadın düşmanlığını pekiştiren popüler kültür unsurlardan birisi de popüler televizyon dizileridir (Baydar, 2013).
Peki dizilere nasıl yansımaktadır kadın düşmanlığı?
Toplumsal yapının erkek hegemonyası pençesinde şekillenmesi şüphesiz ki dizilerdeki kadın düşmanlığını da belirgin hale getirmiştir. Baydar (2014) feminist sosyal hizmet perspektifinden popüler olan yabancı dizilerde var olan kadın düşmanlığını incelemek amacıyla bir araştırma yapmış ve Breaking Bad, Game of Thrones, How I Met Your Mother, Spartacus: War of The Damned, Supernatural, Vikings, Da Vinci’s Demons, Arrow, Dexter, The Vampire Diaries dizilerini incelenmiştir. Toplumun her tabakasında mizojinik ögelere rastlamanın mümkün olduğunu ortaya çıkartan bu araştırma kapsamında mizojinik içerikler en çok Spartacus: War of The Damned ve ‘Game of Thrones’ dizisinde görülmüştür. Bu dizilerde çoğunlukla şiddet, argo ve cinsellik içeren sahnelerin olduğu anlaşılmıştır. ‘Kadınları Cinsel Açıdan Nesneleştirme’ ‘Kadınların Kimlik Bütünlüğünün/Kişiliğinin Zedelenmesi ve Değersizleştirilmesi’, ‘Kadına Yönelik Şiddetin Kullanımı ve Meşrulaştırılması’ temalarının bu dizilerde en çok tekrarlandığı tespit edilmiştir.
Başka bir araştırmada popüler televizyon dizilerinde mizojinik temaların ne sıklıkla işlendiğini tespit etmek, popüler dizliler aracılığıyla toplumdaki eril zihniyetin, kadınlara yönelik negatif tutum ve davranışları nasıl pekiştirdiğini belirlemek amacıyla Paramparça dizisi incelenmiştir. Araştırmada ortaya çıkan 16 mizojinik temanın toplamda 448 kez (bölüm başına ortalama 18 kez) tekrarlandığı anlaşılmıştır. Bu bulgu her hafta çıkan, en çok izlenen dizilerden biri olan programın mizojini perspektifini izleyici kitlesine aşıladığına işaret etmektedir (Tuna-Dur, 2018). Televizyon dizilerinde toplumsal cinsiyet eşitliğini ele alan bir diğer araştırmada ise incelenen 12 dizide toplumsal cinsiyet kalıp yargılarını pekiştiren unsurlara rastlanmıştır. Araştırma kapsamında elde edilen bulgulardan birisi erkeklere atfedilen kadınlık özelliklerinin neredeyse hepsinin aşağılayıcı tarzda olduğu, kadınlara atfedilen erkeklik özelliklerininse iltifat sayıldığı gerçeğidir (İnceoğlu ve Akçalı 2018). Yine “Kadın” dizisinde ataerkil söylemlerin ışığında toplumsal cinsiyet eşitsizliğini pekiştirici imajın oluşturulması (Şakrak, 2020), uzun yıllar yüksek izlenme reytinglerine ulaşan “Yaprak Dökümü” dizisinde yaygın kadın stereotiplerinin kullanılması (Aytekin, 2018) mizojinik bakış açısının dizilere olan yansımaları niteliğindedir.
Kişilerin anlam dünyasını şekillendirme konusundaki etkisi düşünüldüğünde, dizilerde çizilen kadın resminin kritik önemi anlaşılmaktadır. Senaristlerin bu resmi mizojinik bakış açısından uzakta çizmeleri gerekmektedir (Aktaş, 2020). Fakat verilen araştırma örneklerinden de anlaşılacağı üzere dizilerde kadınlara yüklenen anlamların mizojinik bakış açısıyla şekillendiği, mizojiniden beslendiği ortadadır.
Simone de Beauvoir’un dediği gibi bizler “Kadını götürüp mutfağa ya da süslenme odasına kapatıyor, sonra da ufkunun darlığına şaşıyoruz; kanatlarını kesiyoruz, sonra uçamıyor diye yakınıyoruz.” Eğer kadınların uçmasını istiyorsak, kanatlarını kesen kadın düşmanlığından (mizojiniden) onları kurtarmalıyız değil mi?
Kadınları bu ağır yükten kurtarma misyonunu üstlenen yaklaşımlardan birisi feminist sosyal hizmet yaklaşımı olmuştur. Feminist sosyal hizmet yaklaşımı mizojiniye karşıt bir felsefeyi benimsemeyen, kadın düşmanlığına karşıt bir toplum inşasını oluşturmak için mücadele eden bir yaklaşımdır (Genç ve ark., 2019). Bu yaklaşım doğrultusunda feminist sosyal hizmet platformları STK’larla iş birliği içinde çeşitli proje ve faaliyetler yürütmekte, kadın düşmanlığını mikro, mezzo ve makro boyutta çeşitli müdahaleler yaparak ortadan kaldırmaya çalışmaktadır (Baydar, 2014). Bu çalışmaların yanı sıra disiplinler arası iş birliği ile yapılacak daha fazla farkındalık çalışmalarına ihtiyaç vardır. Farkındalık çalışmalarının en küçük yaş grubundan başlayarak toplumun her kesimini kapsayacak şekilde yapılması gerekmektedir. Yerli ve yabancı tüm dizilerde kadın düşmanlığı içeriklerinin oluşturulmaması için yasal yaptırımlar olmalıdır. Bu konuda RTÜK de daha hassas davranmalıdır. Ayrıca anaokulundan itibaren çocuklara toplumsal cinsiyet eşitsizliğini önlemeye, kadın düşmanlığını ortadan kaldırmaya yönelik eğitici dersler verilmesi faydalı olacaktır. Son olarak konu ile ilgili araştırmaları ve projeleri teşvik edici çalışmaların yapılması ise son derece elzemdir.
Belki de yıllar yıllar sonra… Kadın düşmanlığı hastalığından, nefret söylemleri içine hapsolmuş zihinlerimizden kurtulursak şayet… Belki uçabilir kadınlar. Kim bilir?
Kaynakça
Aktaş, G. (2020). Toplumsal Cinsiyet Rollerinin Televizyon Dizilerine Yansıması Üzerine Sosyolojik Bir Değerlendirme. Sosyolojik Bağlam Dergisi, 1(1), 1-12.
Aytekin, P. E. (2018). Yerli Dizilerde Kadın Kimliğinin Temsili Üzerine Bir Örnek; “Yaprak Dökümü” Dizisi. Erciyes İletişim Dergisi, 5(4), 447-463.
Baydar, V. (2013). Popüler Kültürde Mizojini. Electronic Turkish Studies, 8(12), 151-165.
Baydar, V. (2014). Feminist sosyal hizmet perspektifinden popüler yabancı dizilerde kadın düşmanlığının incelenmesi. (Yayınlanmamış doktora tezi). Ankara Üniversitesi.
Çetin, Z. (9 Ocak 2016). Öteki cinsin varoluş mücadelesinde bir kadın: Simone de Beauvoir. 01.12.2021 tarihinde https://gaiadergi.com/oteki-cinsin-varolus-mucadelesinde-bir-kadin-simone-de-beauvoir/ adresinden alınmıştır.
Genç, Y., Solmaz, U., ve Akalın, H. (2019). Erkeğin Başarı Trendinde Kadının Yeri ve Feminist Sosyal Hizmet Kuramı Açısından Değerlendirilmesi. Adam Akademi Sosyal Bilimler Dergisi, 9(1), 229-265.
İnceoğlu, İ. ve Akçalı, E. (2018). Televizyon Dizilerinde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Araştırması. TÜSİAD Televizyon Dizilerinde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Projesi. 1-58.
Şakrak, B. E. (2020). Dizi Filmlerde Toplumsal Cinsiyet Bağlamında Kadının Temsili Örnek İnceleme: “Kadın” Dizisi. Avrasya Uluslararası Araştırmalar Dergisi, 8(22), 420-434.
Tuna Dur, G. (2018). Popüler Kültürde Mizojini: Bir Yerli Dizide Mizojini Etkilerinin İncelenmesi. (Yayınlanmamış yüksek lisans tezi). Akdeniz Üniversitesi.
Görsel Kaynakça
http://www.ipsnews.net/2019/01/combatting-systematic-misogyny/ adresinden erişildi.
https://vivaglammagazine.com/less-force-more-freedom-living-life-in-the-flow/ adresinden erişildi.
Aliye Beyza BAYYAR
Sosyal Hizmet Uzmanı/ Yüksek Lisans Öğrencisi