BANANE İŞTE, YAPMICAM!

Bu Yazıyı Tahmini Okuma Süresi: 3 Dakikadır.

Kimi çocuklar belirgin bir şekilde saldırgan özellik göstermez fakat yetişkine başkaldırır ve söz dinlemezler. Anne babasının buyruğu altına girmek istemezler ve onlara bir söz yöneltildiğinde duymazdan gelebilirler. Bazen de duydukları halde bildiklerini okurlar. İşte bu çocuklar, saldırganlık özelliklerini aktif olarak değil pasif bir direniş yoluyla, inat ederek, açığa vururlar (Yörükoğlu, 1992). Sergiledikleri davranışlarla çevresindekileri çileden çıkaran ve davranışlarıyla sert tepkiler gören inatçı çocukların aileleri, inat eden çocuklarına karşı ne yapacaklarını ve nasıl yaklaşacaklarını bilemeyebilirler. Çeşitli ceza yöntemlerine başvuran aile, bunun da bir işe yaramadığını gördükten sonra kendisini çıkmazda hissedebilir.

Yetişkine başkaldıran her çocuk inatçı değildir. Çocuğun inatçı ve güçlü bir eylemde bulunmadan önce kararlı olup olmadığını anlamak önemlidir. Çocukta var olan karakterin sağlamlığı ve inandığı şeylere sahip çıkma yeteneği mevcut inatçılığın destekleyicisi olmaktadır. Fakat inatçı çocuklar görüşlerine sadık kalırlar ve söylenenleri dinlemeye hazır değildirler.

Çocukların gelişim özellikleri incelendiğinde, inatçılık davranışının 1-3 yaş döneminde ortaya çıktığı gözlemlenmiştir. Mizaç olarak sinirli yapıda olan çocuklarda ve kardeşsiz olanlarda daha sık ve devamlı görülebilir. Kız çocuklarında iki yaş civarında daha yoğun olmakla birlikte erkek çocuklarında kız çocuklarına oranla daha fazla görülmektedir. Çocuklarda beş-dokuz yaşları arasında inatçılığın yerini itaat etme almaya başlamaktadır. Dokuz yaştan sonra ergenliğe girişle birlikte çocuklarda inatçılık davranışı tekrar kendini gösterebilir (Aytuna, 1962; Akt. Yılmaz, 2016).

Çocukların psikolojik gelişimine uygun olmayan yetiştirme yöntemleri ve anne-baba tutumları da çocukların inatçı davranışlar sergilemesine neden olabilmektedir. İnatçı çocukların genel tutumları çoğunlukla bu sebeplerden kaynaklı olmakla birlikte başlangıcı özerklik dönemine kadar gider. Annenin tuvalet eğitimi veya yemek konusunda çok katı ve ısrarcı oluşu çocuğu pasif direnmeye götürür. Yemekte nazlanarak, oturağına oturtulunca dışkısını tutarak anneye direnir. Anne-çocuk arasında bu dönemde başlayan mücadele başka alanlara da sıçrayarak sürüp giderse ortaya inatçı bir kişilik çıkar. Çok karışan, çok söylenen ve ayrıntılar üzerinde çok duran anne, çocuğunu böyle bir savunma yoluna kolayca iter (Yörükoğlu, 1992).

İnatçılık davranışının üstesinden gelebilmek için öncelikle bu davranışın kaynağını bulmak ve sabırlı olmak gerekmektedir. Çocuğun inatçılık davranışı esnasında anne babanın şiddet göstermesi ve kendi isteklerinde ısrarcı davranması çocuktaki inatçılığın derecesini daha da artırabilir (Aytuna, 1962; Akt. Yılmaz, 2016). Bununla birlikte çocuğun ebeveyni dinlemesi için ebeveynin çocuğu dinlemesi, ona saygı göstermesi ve ona bu konuda iyi bir rol model olması gerekmektedir.

Çocukların inat davranışlarının altında genellikle ebeveynlerinin inat etme davranışları yatmaktadır. Bu nedenle çocukları herhangi bir davranışa zorlamak onlarda karşıtlık davranışına neden olabilmektedir. Çocuğu bir konuda zorlamak yerine çocuğun ilgisini başka bir yöne çekme yöntemini kullanmak çözüm olabilmektedir. Özellikle bir konuda inat eden çocuklara direktif vermek yerine farklı seçenekler sunulmalı ve bu seçenekler de ikiden fazla olmamalıdır. Örneğin uyku saati gelen bir çocuğa yatması ve uyuması gerektiğini söylemek yerine yatmadan önce A hikâyesini mi yoksa B hikâyesini mi okumak isteyip istemediği sorulabilir.

İnatçı olmak bir kişilik özelliği olsa bile çocuğun ihtiyacını anlamak amacıyla onunla iletişimi güçlendirerek inatçı davranışın altında yatan sebeplere yönelik çözüm seçenekleri oluşturulabilir. İnatçı davranışlar üzerine unutulmaması gereken en önemli maddelerden biri de şudur; Çocukların gelişimsel değişiklikleri her zaman onlarla veya ebeveynlik becerileriyle ilgili bir şeylerin yanlış gittiği anlamına gelmez. Çocuklarda farklı yaş gruplarında davranış değişiklikleri meydana gelebilir. Önemli olan değişim dönemlerindeki krizlere karşı hazırlıklı olmak ve soğukkanlı davranabilmektir.

Kaynakça

Yılmaz, S. (2016). Okul Öncesi Eğitim Kurumlarına Devam Eden Uyum Sorunu Olan Ve Olmayan Çocukların Anne Tutumlarının İncelenmesi (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Gazi Üniversitesi, Ankara.

Yörükoğlu, A. (1992). Çocuk Ruh Sağlığı. İstanbul: Özgür Yayınları.

Görsel Kaynakça

https://www.parentune.com/parent-blog/hacks-to-handle-stubborn-child/3020

https://www.parentmap.com/article/parenting-solutions-strong-willed-stubborn-kids

Ayşe Sena ÇELİK

Yıldız Teknik Üniversitesi

Okul Öncesi Öğretmeni & Aday Psikolojik Danışman