ACABA ÇOCUĞUM “ŞEY” Mİ? ÇOCUKLARDA CİNSEL KİMLİK KARMAŞASI

Bu Yazıyı Tahmini Okuma Süresi: 3 Dakikadır.

Günümüzde sosyal medyanın hayatımıza çokça girmesi, toplumun değişmesi, kültürel etkileşimin artması, farklı yönelim ve tercihleri olan bireylerin sosyal medyada çokça karşımıza çıkması gibi çeşitli etkenler ailelerde bir korku durumu oluşturdu. Acaba çocuğum şey mi?

İsmini bile söylemeye korktuğumuz bu kavram geleneksel Türk ailelerinde kesinlikle konuşulmamakta; ayıp, günah olarak görülmektedir. Cinsel eğitim ve davranışlar yok sayılmaktadır. Ailelerin bu katı tutumundan dolayı ülkemizde bu konuyla alakalı çok fazla bilimsel çalışma bulunmamaktadır.

Özellikle okul öncesi dönemdeki çocukların toplumsal cinsiyet bilincinin temellerini attığı bu dönemde, çocukların toplumsal cinsiyet özelliklerini öğrenmeleri biraz zaman alabilmektedir. 3-6 yaş döneminde çocuk hem kadınsı hem de erkeksi eylemleri taklit etmeyi sürdürürken, dönemin özelliği olan Elektra ve Oedipus karmaşasının yaşanmasıyla cinsel kimlik oluşmaya başlar. Bu süreçte çocukların davranışlarını gözlemleyen anne ve babalar, çocukların yaptığı kadınsı ve erkeksi eylemleri dikkatlice izlerler.

      Psikologlara ve Psikolojik Danışmanlara çokça sorulan:

Erkek çocuğum oyunlarında sürekli yemek yapan, evi temizleyen taraf oluyor. Sizce bu bir sorun mu?

Kız çocuğum sürekli arabalarla oynuyor ve ben büyüyünce babam gibi şoför olacağım diyor. Sizce bu bir sorun mu?

Erkek çocuğum sürekli kızlarla oynuyor ve ablasının kıyafetlerini giymek istiyor. Sizce bu bir sorun mu?

Bu gibi sorular ailelerde kaygıya ve çocuğa karşı olumsuz tepkilere yol açıyor.  Çocuklarımızda gördüğümüz bu davranışların bir noktaya kadar normal olduğunu unutmamamız gerekir. Ailelerin koruyucu tutumlarından dolayı bu durum bazen yanlış anlaşılabilmekte ve çocuğu etiketlemeye kadar gidebilmektedir. Dönemin özelliği olarak çocuğun görerek, deneyerek, taklit ederek gösterdiği bu normal davranışlar en az 6 ay süreyle devam eder ve DSM-V ‘de yer alan 8 maddenin 6’sını karşılarsa cinsel kimliğinden hoşnut olmama durumu söz konusu olabilir. Bunlar:

  1. Karşı cinsten olmayı çok isteme ya da karşı cinsten olduğu konusunda diretme.
  2. Erkeklerde, karşı cinsin giysilerini giymek isteme ya da kadınsı giyime ileri derecede öykünme vardır; kızlarda, yalnızca erkek giysilerini giymek isteme, kadınsı giysiler giymeme konusunda çok diretme vardır.
  3. İmgesel ve düşlemsel oyunlarda karşı cinsin yerine geçmeyi çok ister.
  4. Genelde karşı cinsin oynadığı oyuncakları, oyunları ya da etkinlikleri oynamayı çok ister (Oyuncaklar cinsiyetsizdir. Sağlıklı cinsel kimlik gelişimi için çocukların karşıt cinsin oyuncaklarına da sahip olmaları gerekmektedir. Burada söz edilen karşıt cinsin oyuncakları ile yoğun ve uzun süreli oyunlardır.).
  5. Oyun arkadaşlarını karşı cinsten seçmeyi çok ister.
  6. Erkeklerde, erkeksi oyuncaklara, oyunlara ve etkinliklere karşı çıkma ve itiş̧-kakış̧ oyunlardan belirgin kaçınma vardır; kızlarda, kızların oynadığı oyuncaklara, oyunlara ve etkinliklere belirgin karşı çıkma vardır.
  7. Cinsel anatomisinden hiç hoşlanmama.
  8. Kişinin yaşadığı cinsel kimlikle eşleşen birincil ve/veya ikincil cinsel özelikleri çok isteme.

Bu duruma klinik açıdan belirgin bir sıkıntı eşlik eder veya bu durum toplumsal işlevsellikte, okulda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında düşmeye neden olur.

       Çocuğun cinsel gelişiminde çocuğu olumsuz etkileyen bu durum genellikle Anne-Baba ve Çocuk ilişkilerindeki yanlış tutumlardan kaynaklanmaktadır.

  • Çocuğun rol model aldığı anne-baba ilişkilerindeki yanlış davranışlar,
  • Çocuğun aile fertleriyle çok fazla zaman geçirememesi,
  • Anne ve babanın çocukla yeteri kadar ilgilenmemesi,
  • Anne ve babanın kız ya da erkek çocuk beklentilerinden dolayı farklı yetiştirmek istemesi (kız gibi, erkek gibi yetiştirme),
  • Anne ve babanın olmaması ya da pasif olması,
  • Toplumsal ve kültürel olarak kadınlık-erkeklik rolünün çocuğa hissettirilmemesi,
  • Çocuğun cinsel gelişim ve cinsellikle ilgili sorularına verilen olumsuz ve bastırıcı cevaplar bu tür davranışlara yol açmaktadır.

     Anne Babalara Öneriler

Çocuğa; anne, baba, kadınlık ve erkeklik davranışlarında örnek olmalıdır. Giyinişi ile konuşmasıyla, ilgileri ile takdirleri ile kısaca tüm yaşamında çocuğa rol model olmalıdır.

Çocuklara alınacak oyuncaklar, giysiler, dışarıda yapacağı etkinlikler çocuğun cinsiyetine ait tipik eşya ve etkinlikler olmalıdır. Bunları yaparken erkekleri tam bir maço, kızları sadece ama sadece hanım hanımcık yetiştirmemeye dikkat edilmelidir.

Erkeği kadından üstün ve ya kadını erkekten üstün gösterecek davranış ve tutumlar sergilenmemeli kesinlikle eşitlikçi bir yapıda çocuğa örnek olunmalıdır.

Çocukla alay edilmemeli, bu davranışlar görülürse cezalandırılmamalı, bunlar utanç verici bir davranış olarak göstermemelidir.

Çocukların mümkün olduğu kadar kendi hemcinsleri ile olumlu ilişkiler kurması için uygun şartlar hazırlanmalıdır. Kız, kızlığından; erkek, erkekliğinden memnun olacak şekilde yetiştirilmelidir.

Bilimsel bir temele dayanan kitap, film ve resimlerden yararlanılabilir.

Ailelerin, ilerde düzelir diyerek bu konuyu geçiştirmesi, saklaması hiçbir çözüm getirmeyecektir.

Eğer bu durum hala devam ederse mutlaka ama mutlaka profesyonel bir destek alınması gerekmektedir.

KAYNAKÇA

Doğan, Ç. (1997). Uyumsuz Çocuklar ve Eğitimi, Ankara: A.Ü. Eğitim Fakültesi Yayınları.

Eser, M. (2008). Ana-Babaların Cinsel Kimlik Gelişimiyle İlgili Tutumların Çocuğun Cinsel Kimlik Kazanmasına Etkisi (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Selçuk Üniversitesi, Konya.

Https://pedagojidernegi.com/cocuk-ve-cinsel-kimlik-gelisimi/

GÖRSEL KAYNAKLAR

https://www.uplifers.com/app/uploads/2016/05/oyun-oynayan-cocuk-2.jpg

http://guldogananaokullari.com/wp-content/uploads/2019/04/13.jpg

Hüseyin KIZILAY

Psikolojik Danışman

Okul Öncesi Öğretmeni