Gerçeklik terapisi kelimesi akıllara William Glasser’i getirir. Glasser, gerçeklik terapisinin; bireylerin ruh sağlığının yerinde olmayı sürdürebilmesi için en büyük engelin, bireylerin genetik yapılarında yer alan ihtiyaçların karşılanmasındaki başarısızlık olduğunu kabul etmekte ve danışanların kendi yaşamlarının sorumluluğunu alarak daha gerçekçi seçimler yapmaları konusunda cesaretlendirmekte olduğunu savunur (Glasser, 1975, 2005; Akt., Türkdoğan, 2015). Bireylerin genetik yapılarında bulanan ve onları yönlendiren ihtiyaçlar; hayatta kalma, sevgi ve ait olma, güç, özgürlük ve eğlencedir (Corey, 2015). Gerçeklik Terapisi içerisinde geçen önemli kavramlardan bir diğeri de “Kalite Dünyası”dır. “Kalite Dünyası” insanın ihtiyaçlarını gideren herhangi bir insan veya nesnenin beyinde sakladığımız yerin hayali olduğu söylenmektedir (Glasser ve Wubbolding, 1995; Akt., Uygarer, 2019).
Gerçeklik terapisi birey ve grupla psikolojik danışma alanlarında tercih edilir ve yaygın olarak küçük yaşta yasa dışı faaliyetlerde bulunmuş, suça sürüklenmiş çocuklarla yürütülen psikolojik danışma çalışmalarında yararlanılmaktadır. Glasser’in yaklaşımı problem çözümüne somut ve aşamalı bir yaklaşım olduğundan, oldukça basit ve kullanışlı bir modeldir. Bu nedenle sadece psikolojik danışmanı değil, gençlerle çalışan herkesi sürece dahil olmaları konusunda cesaretlendirmesi açısından diğer modellerden ayrılmakta ve öğrencilerin problem davranışlarını çözmede en etkili yöntemlerden biri olarak görülmektedir (Jones ve Jones, 2012; Passaro, Moon, Wiest ve Wong, 2004; Akt., Erbaş ve Kağnıcı, 2017). Aynı zamanda evlilik, aile ve krize yönelik müdahale çalışmalarında da kullanılmaktadır (Corey 2008; Akt., Türkdoğan, 2015). Ülkemizde gerçeklik terapisiyle yapılan çalışmaların az olduğu görülmektedir. Aşağıda gerçeklik terapisi ile ilgili yapılmış bu çalışmalara ve bu çalışmaların bir değerlendirmesine yer verilmiştir.
Ülkemizde gerçeklik terapisiyle ilgili ilk çalışma Kaner tarafından yapılmıştır. Kaner (1991), gerçeklik terapisi ve psikodramanın antisosyal davranış gösteren gençlerin benlik algıları ve empati düzeyleri üzerine etkisini incelemiştir. Yapılan araştırmada gerçeklik terapisi grubu, psikodrama grubu ve kontrol grubu olmak üzere üç farklı grup oluşturulmuştur. Araştırma sonucu gerçeklik terapisi ve psikodrama yaşantılarının çocukların benlik saygıları üzerinde olumlu etkisinin olmadığı görülmüştür. Psikodrama yaşantılarına katılan çocukların gerçeklik terapisine katılan çocuklara göre empati düzeylerinde artış olduğu bildirmiştir (Deniz, 2017).
Gül, (1996) gerçeklik terapisi yaklaşımlı psikodrama uygulamasının, lise öğrencilerinin mesleki gelecekle ilgili problemlerin çözümüne etkisini incelemiştir. Deney ve kontrol grupları tesadüfi olarak oluşturulmuştur. Araştırma sonucu gerçeklik terapisi yaklaşımlı grupla psikolojik danışma uygulamalarının deney grubu bulanan öğrencilerin kaygı azaltmada ve problemlerini çözmelerinde etkili olduğunu göstermiştir (Ünüvar, 2012).
Palancı (2004), üniversite öğrencilerinin sosyal kaygılarını azaltmak için gerçeklik terapisine dayalı 10 oturumluk bir program geliştirmiştir. Araştırma deney ve kontrol grubu ön test-son test ve izleme (3. ve 6. ay) modeli kullanılmıştır. Araştırmanın sonucunda gerçeklik terapisi uygulanan bireylerin uygulanmayan kontrol grubuna göre sosyal kaygı düzeyleri anlamlı bir şekilde azalmıştır ve yapılan izleme testlerinde (3. ve 6. ay) de bu değişimin korunduğu gözlemlenmiştir. Kontrol grubunda herhangi bir değişiklik görülmemiştir (Deniz, 2017).
Bellici (2012), gerçeklik terapisine dayalı 7 oturumluk eğitim programını, ortaokul öğrencilerinin okula bağlanma, okula devam ve sosyal duygusal öğrenme düzeyleri üzerindeki etkisini izlemiştir. Araştırmada deney ve kontrol gruplu ön test-son test modeli kullanılmıştır. Araştırma sonucunda gerçeklik terapisine dayalı eğitim programına katılan öğrencilerin okula bağlanma, okula devam ve sosyal-duygusal öğrenme düzeylerinin arttığı kontrol grubunda ise okula bağlanma, okula devam ve sosyal duygusal öğrenme düzeylerinde herhangi bir değişme olmadığı bildirilmiştir (Deniz, 2017).
Tanrıkulu (2013), gerçeklik terapisine dayalı geliştirdiği 10 oturumluk programın lise öğrencilerinin siber zorba davranışları üzerinde etkisini incelemiştir. Araştırmada deney- kontrol gruplu ön test-son test ve izleme modeli kullanılmış. Siber zorbalık ölçeğinden yüksek alan öğrenciler deney ve kontrol gruplarına yerleştirilmiştir. Araştırma sonucunda deney grubun siber zorbalık ölçeği puanlarının azaldığı, izleme testlerinde de bu azalmanın korunduğu buna karşılık kontrol grubunda herhangi bir değişme olmadığı bildirilmiştir.
Erbaş ve Kağnıcı (2017), gerçeklik terapisine dayalı geliştirilen program ergenlerin riskli davranışları ve iyilik hali düzeyleri üzerindeki etkisi incelenmiştir. Araştırmada deney, karşılaştırma ve kontrol gruplu ön test-son test ve izleme modeli kullanılmıştır. Araştırma sonucunda seçim kuramı ve gerçeklik terapisine dayalı psikoeğitim programa katılan ergenlerin antisosyal davranışlar, alkol kullanımı, intihar eğilimi, sağlıksız beslenme alışkanlıkları ve okul terki düzeylerinin azaldığı bildirilmiştir (Erbaş ve Kağnıcı, 2017).
Alan yazını incelendiğinde seçim kuramı ve gerçeklik terapisiyle ilgili ülkemizde yapılan çalışmaların sınırlı olduğu görülmektedir. Çalışmaların bu kadar az olmasının nedenlerinin başında Glasser’ in kuramını test etmeye yönelik araştırmalarda kullanılabilecek ve gerçeklik terapisine yönelik geliştirilmiş ölçme araçları sayısının az olduğu söylenebilir (Deniz, 2017). Bir diğeri de gerçeklik terapisi uygulayıcılarının azlığı olabilir. Gerçeklik terapisine dayalı yapılan araştırmaların niteliğine bakıldığında ise araştırmalar da belirli bir problem alanı tespit edilmesi ve bu probleme yönelik bir program geliştirildiğini görüyoruz. Yapılan çalışmalar da geliştirilen programın etkisinin incelenmesi şeklinde bir hedef belirlendiği görülmektedir. Programlar da problem davranış ile ilgili bilgi verme ve grup etkinlikleri aracılığıyla katılımcılara eğitim verilmiştir. Yapılan çalışma sonucunda ise katılımcılara farkındalık kazandırarak değişimi gerçekleştirme şeklinde bir yöntem tercih edilmiştir. İngilizce alan yazının da gerçeklik terapisinin yaygın olarak suça sürüklenmiş çocuklarla yönelik kısa süreli müdahaleler de kullanılmaktadır. Ülkemizde yapılan çalışmaların da bu yönde olduğu söylenebilir. Özetle gerçeklik terapisine dayalı yapılan çalışmaların ruh sağlığıyla ilgili çeşitli değişkenler üzerinde olumlu etkisinin olduğu görülmektedir.
Kaynakça
Corey, G.(2015). Psikolojik danışma, psikoterapi kuram ve uygulamaları (Sekizinci basım). Ankara: Mentis Yayıncılık.
Deniz, İ. (2017). Gerçeklik terapisine dayalı psikoeğitim programının geliştirilmesi ve etkililiğinin değerlendirilmesi. (Yayınlanmamış doktora tezi). Ankara Üniversitesi, Ankara.
Erbaş, M.M. ve Kağnıcı, D.Y. (2017). Seçim kuramına dayalı psikoeğitim programının ergenlerin riskli davranışları ve iyilik hali üzerindeki etkisinin incelenmesi. Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 16(64), 1594- 1615.
Tanrıkulu, T. (2013). Siber zorbalıkla ilgili değişkenlerin incelenmesi ve gerçeklik terapisi yönelimli bir müdahale programının siber zorbaca davranışlar üzerinde etkisi (Yayınlanmamış doktora tezi). Sakarya Üniversitesi, Sakarya
Türkdoğan, T. (2015). Gerçeklik terapisi temelli müdahalelerin etkililiği: Ortaokul ve ilkokul öğrencilerine yönelik bir inceleme. Ege Eğitim Dergisi, 16(1), 81-105.
Uygarer, G. (2019). Çocuk ve ergenlerde siber zorbalıkla başa çıkmada gerçeklik terapisinin etkililiğinin incelenmesi. Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Dergisi, 9(53), 297-315.
Ünüvar, A. (2012). Gerçeklik kuramına dayalı psikoeğitim progranın lise öğrencilerinin denetim odağı ve yılmazlık düzeyi üzerindeki etkisinin incelenmesi.(Yayınlanmamış doktora tezi).Dokuz Eylül Üniversitesi, İzmir.
Başak KILINÇ
Psikolojik Danışman