Davranışçı Terapi: Birinci Kuşak Yöntemler

Bu Yazıyı Tahmini Okuma Süresi: 3 Dakikadır.

Davranışçılara göre insan, dürtülerin oluşturduğu gerilimi azaltmak amacıyla tepkide bulunmaktadır. Yaşamın ilk yıllarında birey açlık, susuzluk gibi bedensel dürtüler tarafında gerilime sokularak davranışa zorlanmaktadır. Daha sonra bunların arasın, öğrenme ile kazanılan başarma, sevilme gibi toplumsal-ruhsal güdüler de katılmaktadır (Bakırcıoğlu, 2005).

Organizma bir uyarıcıya nasıl koşullanmaktadır? Bu soruya verilen cevaplar davranışçı yaklaşımın ilkelerini oluşturmaktadır (Ulusoy, 2011).  Bitişiklik ilkesine göre koşullu uyarıcı ile koşulsuz uyarıcı arasındaki zamansal yakınlık koşullanmayı sağlamaktadır. Koşullu uyarıcı koşulsuz uyarıcının geleceğini ya da bittiği ile ilgili bir nitelik taşıdığı zaman haber vericilik ilkesini sağlamış olur ve öğrenme daha kolay ve çabuk gerçekleşecektir. Koşullanmayı etkileyen bir diğer ilke pekiştirmedir. Organizma önce pekiştireci alır ve bu pekiştirece bağlı olarak tepkide bulunur. Koşullanan uyarıcıya benzer diğer uyarıcılara da tepki gösterme durumuna genelleme denir. Genellemenin tam tersi olan ayırt etmede, organizma uyarıcıya benzeyen uyarıcılara tepki göstermez. Ayırt etme iki benzer uyarıcıya farklı davranmayı ifade eder. Uyarıcı ortamdan çekildiğinde organizmada tepkinin de ortadan kalkmasına sönme denir. Sönmeden sonra ortama tekrar uyarıcının girmesi uyarıcı-tepki bağının başlangıçtan daha hızlı gerçekleşmesi kendiliğinden geri gelme olarak adlandırılır (Ulusoy, 2011).

Davranışın tekrarlanmasını belirleyen şey davranışı izleyen tepki yani pekiştirme ya da ceza vermedir. Pekiştireç davranışın görülme sıklığını artırırken, ceza davranışı azaltmaktadır (Ulusoy, 2011).

Klasik Koşullanma İlkeleri

  • Bitişiklik
  • Haber verme
  • Pekiştirme
  • Genelleme
  • Ayırt etme
  • Sönme
  • Kendiliğinden geri gelme (Gerrig ve Zimbardo, 2014).

Edimsel Koşullanma ilkeleri

  • Pekiştirme
  • Ceza
  • Genelleme
  • Uyarıcı kontrolü
  • Sönme
  • Kendiliğinden geri gelme (Gerrig ve Zimbardo, 2014).

Davranışçılığın kurucusu Watson istediği çevresel olanaklarla birlikte kendisine verilecek bir düzine sağlıklı bebeği yetenek ve eğilimleri, soyları ne olursa olsun, seçeceği herhangi bir alanda yetiştirebileceğini ileri sürmüştür. Bunları, istenirse doktor, sanatçı, tüccar; istenirse hırsız yapabileceğini belirtmiştir (Bakırcıoğlu, 2005).

Yaşam boyu yeni davranışlar nasıl öğrenme ile kazanılıyorsa psikolojik danışmada da danışana, öğrenme aracılığı ile gerekli yeni davranışlar kazandırılabilir. Psikolojik danışma için belirli bir çevrede, “uyarıcı-tepki”, “tepki-uyarıcı” ilişkisinin kurulması yeterlidir. Davranışçı yaklaşımda danışman, çevresel koşulları denetim altına alarak bir koşullandırma makinesi gibi çalışmakta; gereksinime göre pekiştirme tekniklerinden yararlanmaktadır. Gerektiğinde ölçme aracı da kullanmaktadır. Sürekli etkin olmak zorunda olan danışman, bu uygulamada danışan için bir uyarıcı durumundadır (Bakırcıoğlu, 2005). Davranışçı yaklaşımdaki bu görüşlerden dolayı teknik kullanımına en çok ihtiyaç duyan tekniklerden biri halini almıştır.

Gevşeme eğitimi: Kaslarda ve zihinde rahatlama sağlamak amaçlı yapılan bir yöntemdir.

Sistematik duyarsızlaştırma: Joseph Wolpe’un geliştirdiği davranışçı yöntemde; danışanlar bir taraftan kaygıya yol açan durumları zihinlerinde canlandırırken, diğer taraftan da kaygıyla mücadele eden bir davranışta bulunurlar.

EMDR: Hayali taşırma, bilişsel yerinden yapılandırma, hızlı ve ritmik göz hareketleri kullanımı ve travmatik stres yaşayan danışanların tedavisinde kullanılan bir tür yüzleştirme terapisidir.

Atılganlık (Güvengenlik) eğitimi: Öfkelerini veya kızgınlıklarını ifade edemeyenler, hayır demekte zorlananlar, aşırı kibar olup başkalarının kendisini kullanmasına olanak tanıyanlar, sevgilerini veya diğer olumlu tepkilerini ifade etmekte zorluk yaşayanlar, düşüncelerini veya inançlarını ifade etme hakkı olmadığını düşünenler ve sosyal fobi yaşayanlar için gerekli ve yararlı bir eğitimdir.

Yerinde duyarsızlaştırma: Danışanı gerçek yaşamdaki kaygı hiyerarşisi kapsamında aşamalı olarak gerçekten korkuya neden olan durumlara maruz bırakmaktır (Cüceloğlu, 2006).

Diğer Davranışçı Terapi tekniklerinden bazıları:

  • Maruz bırakma
  • Biçimlendirme
  • Markayla ödülleme
  • Model alma
  • Sanal gerçeklik terapisi
  • Kendi davranışını kontrol etme
  • Davranış provası
  • Biyofeedback
  • Kendini denetim
  • İtici uyarıcıya koşullanma(Cüceloğlu, 2006).

   KAYNAKÇA

  1. Bakırcıoğlu, R. (2005). Rehberlik ve Psikolojik Danışma (ss. 88). Ankara: Anı Yayıncılık.
  2. Cüceloğlu, D. (2006). İnsan ve Davranışı (ss. 489-196). İstanbul: Remzi Kitabevi.
  3. Gerrig, Richard., & Zimbardo, Philip. (2014). Psikoloji ve Yaşam. İçinde, Özdoğru, A.(Çev: Ed.), Psikolojiye Giriş (ss. 417-418). Ankara: Nobel Yayıncılık.
  4. Ulusoy, A. (Ed.), (2011). Eğitim Psikolojisi (ss. 250-298). Ankara: Anı Yayıncılık.

                                                                                           Ferhat Bayoğlu

                                                                                      Psikolojik Danışman