Çözüm odaklı danışma yaklaşımı; klinik uygulama olarak Toplum Ruh Sağlığı hareketi ile birlikte başlayan ve Milton H. Ericson’un öncülüğünde gelişen bir tedavi yöntemidir. Çözüm odaklı danışma, “çözülmesi gereken sorun” üzerinde yoğunlaştığı için sıklıkla “sorun çözme terapisi” olarak bilinir(Doğan, 1999).
Çözüm odaklı model başlangıçtan insanın doğal birtakım öz-kaynaklarla donanık olduğu şeklinde formüle edilen Eriksonian görüşün geçerliliğini sınama çabası içindeyken postmodernizmden sonra bu yaklaşımdan ayrılarak danışanın dilini değiştirmeye doğru yönelmiştir. Bu durum, danışanın “sorun üzerinde konuşmaktan” çözüm üzerinde konuşmak”a doğru yönelmesini kolaylaştıran bir takım tekniklerin geliştirilmesi ve kullanılması gereğini ortaya koymuştur(Doğan, 1999).
Bu modele göre sorun odaklı düşünce, bireyin sorunlarını çözerken halen uyguladığı ve gelecekte de uygulayabileceği bir takım seçenekleri keşfetmesini engeller niteliktedir. Çözümün genellikle sorunun ortaya çıkış nedeni ile ilişkili olmadığı ve etiyolojik etmenleri incelemenin “sorun üzerinde konuşmakla” ilgili olduğu, bunun ise kaçınılması gereken bir durum olduğu ileri sürülmektedir. Terapi şimdiki an ve geçmiş üzerinde odaklanmaktan çok sorunun çözülebilme olasılığının olduğu gelecek üzerinde odaklanmaktadır. Terapi, sorunun ya da yakınmanın “olmadığı anlar” üzerinde yoğunlaşmakta; sorunun olmadığı anlar ise “nadir durumlar(istisnalar)” olarak nitelendirilmektedir. Çözüm odaklı terapistler, iflah olmaz şekilde iyimserdirler. Gerçeğin yaratılmasında ve ifade edilmesinde dilin gücüne inanmaktadırlar ve bu nedenle de onlar için mutlak doğru diye bir şey yoktur(Murdock, 2016).
Çözüm odaklı terapinin üç temel kuralı bulunmaktadır;
- Bozulmamışsa onarma
- İşe yarayan çözüm yollarına başvurmada ısrarcı olma
- İşe yaramayan çözüm yollarına başvurmaktan vazgeçme ve farklı çözüm yolları deneme(Doğan, 1999).
Temel kavramlar
- İstisnalar
Çözüm odaklı bir psikolojik danışman danışanın getirmiş olduğu problemin şiddeti ne olursa olsun problemini yaşamadığı zamanlar da mutlaka vardır temel varsayımıyla işe başlar çözüm odaklı bir danışman danışana karşı eğer şikayetinin olmadığı istisna durumlar yoksa o benim için bir sürpriz olur şeklinde bir tutum içindedir.
- Değişmeye yönelik konuşma
Çözüm odaklı görüşmenin amacı, danışanın değişime yol açacak şekilde problemi hakkında konuşmasını sağlamaktır. Danışanın şikâyetleri, olumsuz bir değer atfederek etiketleme yapılmadan, yalnızca değişmek için uygun spesifik davranışlar bakımından ele alınmaktadır.
- Çözümler
Çözüm odaklı danışmanı, danışanın şikâyetlerinin ne olduğuna odaklanmaktan ziyade, danışan tarafından neyin problemin çözümü olarak algılanacağına yoğunlaşır.
- Güçlü yanlar ve kaynaklar
Çözüm odaklı Danışman olmak isteyen birisinin, insanlarla ilgili olarak özel bir bakış açısını kabul etmesi gerekmektedir. Onların zayıflıklarının ne olduğuna bakmak (çünkü eğer patoloji için hangi taşın altına bakarsan onu mutlaka bulursun) yerine, çözüm odaklı psikolojik danışman, danışanların güçlü yanlarının ve halihazırda ulaşabilecekleri kaynaklarının üzerinde durmaktadır(Murdock, 2016).
Çözüm odaklı yaklaşımın savunucuları, kişilik gelişimi kuramı ya da işlev bozukluğu bakımından bir kuram öne sürmezler. Bu kuram, insanın doğası hakkında bir kuram olmaktan daha çok bir psikolojik danışma kuramıdır. Bir çözüm odaklı psikolojik danışman, problemin nereden geldiği ile ilgilenmez ve de çok özel ve nadir durumlar dışında kişinin ve probleminin geçmişi ile de ilgilenmez (Murdock, 2016).
Kuramın temel ilkeleri
- Herkes için geçerli tek bir yaklaşım yoktur
- Pek çok olası çözüm yolu vardır
- Sorunun ve çözümün mutlaka birbiri ile ilişkili olması gerekmez
- En basit ve en somut yaklaşım en iyi ilaçtır
- İnsanlar hemen düzelirler, düzelebilirler
- Değişme kaçınılmazdır ve süreklidir
- Güçsüz ve eksik yönlerden çok güçlü yönler üzerinde odaklanma
- Geçmişten çok gelecek üzerinde odaklanma
- Küçük değişmeler daha büyük değişmelere yol açar
- Terapistten çok danışan uzmandır
Çözüm Odaklı Danışma, danışanı terapiye yönlendiren sorunların niteliğine odaklanmak yerine, danışma süreci sonunda elde etmek istedikleri ve başarmak istedikleri hedefler üzerine odaklanan 50 yıllık bir danışma yöntemidir. Geleneksel danışma yaklaşımları, büyük ölçüde geçmişe, geçmişte yaşanan olaylara, ilişkilere odaklanır. Çözüm Odaklı danışma ise, hedefleri netleştirmeye ve danışanın aynı sorunlarla geçmişte başa çıkabildiği durumlara odaklanır. Kısacası, bu danışma yaklaşımında önemli olan danışanın geçmişi değil, şu andaki durumu ve geleceğidir.
KAYNAKÇA
Doğan, S . (1999). Çözüm-Odaklı Kısa Süreli Terapi: Kuramsal Bir İnceleme . Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Dergisi, 2 (12), 28-38. https://dergipark.org.tr/tr/pub/tpdrd/issue/21432/229636, adresinden erişilmiştir.
Murdock, N. L. (2016). Psikolojik danışma ve psikoterapi kuramları (Çev. Füsun Akkoyun). Ankara: Nobel Yayınları.
Ferhat Bayoğlu
Psikolojik Danışman