“Yaşamak için bir nedeni olan kişi, hemen her nasıla dayanabilir.” Nietzsche bu sözleriyle insanın yaşamında anlamın ne kadar önemli olduğunu bizlere özetlemiştir. Böylesi bir zaman diliminde ise anlam üzerine konuşmak her zamankinden daha fazla anlamlı hale gelmiştir. Peki nedir bu anlam? Neden bu kadar önemli?
İnsanlar her zaman kendilerini ve çevrelerini anlamak için güçlü bir istek duymuşlardır ve bu isteği bilişsel ve davranışsal yollarla ifade etmişlerdir (Ryff ve Singer, 1998; Steger, Kashdan, Sullivan ve Lorentz, 2008). Antik çağlardan günümüze kadar filozoflar, teologlar, sanatçılar ve bilim adamları yaşamın anlamına dair görüş öne sürmüşlerdir. Doğal olarak yaşamın anlamı sorusuna verilen cevaplar da sübjektif olmuştur. Yaşamın genel, nesnel bir anlamından bahsetmek mantıksal olarak mümkün görünse de yaşantı anlamında bu pek mümkün değildir. Yaşamın anlamı sorusuna tatmin edici bir yanıt yazılı tarih boyunca bütün büyük düşünürlerin kavrayışından kaçmayı başarmıştır (Yalom, 2001). Bununla birlikte hâlâ literatürde yaşamın anlamına dair birçok açıklama bulunmaktadır. Bazı kaynaklarda yaşamın anlamı ile yaşamın amacı birlikte ya da birbirinin yerine kullanılmıştır. Bazı kaynaklarda da bu iki kavramın arasındaki farka dikkat çekilmiştir. Yalom anlam ve amacın farklı çağrışımları olduğunu ifade etmiştir. ‘Anlam’ mana ya da tutarlılığa göndermede bulunur. Anlam arayışı bir ‘tutarlılık’ arayışıdır. Amaç ise hedef ve işleve göndermede bulunur. Bu farklılığa rağmen günlük hayattaki kullanımla birlikte hayatın anlamı ve amacı birbirlerinin yerine kullanılabilir ve Yalom da bu iki sözcüğü eşanlamlı kullanma yolunu tercih etmiştir.
Frankl ise yaşamın anlamı kavramını öznel boyutta ele alır. O, herkes için nesnel bir yaşam anlamının olamayacağını, her birey için yaşamın anlamının farklı olduğunu belirtir (Frankl, 2010). Nihai anlamda yaşam, sorunlara doğru çözümler bulmak ve her birey için, kesintisiz olarak var olan görevlerini yerine getirme sorumluluğunu üstlenmek anlamına gelir. Bu sebeple yaşamın anlamı, insandan insana ve anbean değişir. Yaşamın anlamına ilişkin sorular, genel ifadelerle yanıtlanamaz. Tıpkı yaşamdaki işlerin son derece gerçek ve somut oluşu gibi, yaşam da bulanık bir şey değil, son derece gerçek, son derece somut bir şey anlamına gelir (Frankl, 2010).
Bireylerin yaşam anlamına sahip olup olmaması onun hayata karşı nasıl durduğunu da şekillendirir. Yaşamda anlamın varlığı ruh sağlığı ile pozitif yönde ilişkilidir. Yaşamlarını anlamlı ve değerli gören bireylerin zorlu olaylar karşısında daha güçlü olduğu, depresif, zorlayıcı duygularla kolayca baş edebildikleri görülür. Yaşamında bir anlama sahip olan birey yaşamdan doyum sağlar ve olumlu benlik algısı da geliştirebilir. Aynı zamanda yaşamda anlamın mutluluk (Chamberlain ve Zika 1988; Steger, Oishi ve Kesebir 2011), iyi-oluş (Bonebright, Clay ve Ankenmann 2000) ve sosyal yakınlık (Ryff 1989) gibi olumlu psikoloji bileşenleri ile pozitif yönde ilişkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Kişinin yaşamında anlam olmaması ise “anlamsızlık” olarak adlandırılmıştır (Frankl 2010). Anlamsızlık, kişilerin kendilerini hedefsiz, plansız hissetmeleri ve hangi yöne gittiklerini bilmeme durumudur (Harlow ve Newcomb 1990). Anlamsızlık, varoluşsal boşluk ya da varoluşsal nevroza neden olur (Yalom, 2001). Varoluşsal boşluk, kişinin can sıkıntısı, duygusuzluk, duyarsızlık yaşaması, ne yapacağını bilememesi yaptıklarının amacını sorgulamasıdır. Anlamsızlık, ruh sağlığı ile negatif yönde ilişkilendirilir (Battista ve Almond 1973; Zika ve Chamberlain 1992; Frankl 2010). İnsanların yaşamlarında anlam eksikliği yaşadıklarında yüksek düzeyde sıkıntı olduğu (Harlow, Newcomb ve Bentler 1986) ve sağlıklarının olumsuz yönde etkilendiği (Ishida ve Okada 2006) görülür.
Peki yaşamda anlamı nasıl sağlayabiliriz? Bu soruyu tek bir cümle ile açıklamak imkansızdır. Çünkü anlam insandan insana, günden güne farklılık göstermektedir. Bu anlama başkalarının hayatlarına bakarak, stratejilerini uygulayarak ulaşmamız imkansızdır. Bireyin anlamını kendisi bulması gerekir. Ancak o zaman kendi anlam sistemi içinde önem kazanır. Psikoterapi ekollerinde bu alan üzerine çalışmalar yapan Logoterapi kişinin anlam bulma arayışı üzerine odaklanmıştır ve üç farklı yoldan yaşamın anlamını keşfedebileceğimizi söylerler.
- Eser yaratmak ya da iş yapmak (başarı). Bu eylemde başkasının hayatına katkıda bulunma daha çok öne çıkmaktadır.
- Deneyim yaşamak ya da bir insanla etkileşmek (sevgi). Başka bir deyişle sadece işte değil sevgide de anlam bulmaktır.
- Kaçınılmaz acıyı çekmek ve değişmez ölüme karşı bir tutum sergilemek. Başka bir değişle zor durumlar karşısında acıdan kaçmamak, onunla yüzleşmek ve ondan utanmamak gerekir.
Kaynakça
Battista J. ve Almond R. (1973). The development of meaning in life. Psychiatry 36, 409-427. doi: 10.1177/0040571X7908200403.
Bonebright C. A., Clay D. L. ve Ankenmann R. D. (2000). The relationship of workaholism with worklife conflict, life satisfaction, and purpose in life. Journal of Counseling Psychology, 47 (4), 469-477. doi: 10.1037/0022-0167.47.4.469.
Chamberlain K. ve Zika S. (1988). Measuring meaning in life: an examination of three scales. Personality and Individual Differences 9 (3), 589-596. doi: 10.1016/0191- 8869(88)90157-2
Frankl, V. E. (2010). İnsanın anlam arayışı (S. Budak, Çev.). Okuyan Us Yayınları.
Harlow L. L. ve Newcomb M. D. (1990). towards a general hierarchical model of meaning and satisfaction in life. Multivariate Behavioral Research. 25 (3), 387-405. doi: 10.1207/s153279 06mbr2503_9.
Harlow L. L., Newcomb M. D. ve Bentler P. M. (1986). Depression, self-derogation, substance use, and suicide ıdeation: lack of purpose in life as a mediational factor. Journal of Clinical Psychology 42 (1), 5-21.
Ishida, R ve Okada, M. (2006). The effects of a firm purpose in life on anxiety and sympathetic nervous activity caused by emotional stress: assessment by psycho-physiological method. Stress Health, 22, 275–281.
Ryff C. D. (1989). Happiness is everything, or is it? explorations on the meaning of psychological well-being. Journal of Personality and Social Psychology 57 (6), 1069- 1081. doi: 10.1037//0 022-3514.57.6.1069.
Ryff, C. D. ve Singer, B. (1998). The contours of positive human health. Psychological Inquiry, 9, 1–28.
Steger M. F., Oishi S. ve Kesebir S. (2011). Is a life without meaning satisfying? the moderating role of the search for meaning in satisfaction with life judgments. The Journal of Positive Psychology 6 (3), 173-180. doi: 10.1080/17439760.2011.569171
Steger, M. F., Kashdan, T. B., Sullivan B. A. ve Lorentz, D. (2008). Understanding the search for meaning in life: Personality, cognitive style, and the dynamic between seeking and experiencing meaning. Journal of Personality, 76 (2), 206-226.
Yalom, I. (2001). Varoluşçu psikoterapi (Z. İ. Babayiğit, Çev.). Kabalcı Yayınevi.
Zika S. ve Chamberlain K. (1992). On the relation between meaning in life and psychological wellbeing. British Journal of Psychology 83 (1), 133-145.
Görsel Kaynakça
https://tr.pinterest.com/pin/746049494526316588/
https://www.google.com.tr/search?q=varolu%C5%9F%C3%A7u+terapi&source=lnms&tbm=isch&sa=X&ved=2ahUKEwiTrczco6_2AhXsQvEDHYPECzkQ_AUoAXoECAIQAw&biw=1536&bih=754&dpr=1.25#imgrc=uISu7aqMLH2RmM&imgdii=IrGJarUa4-v8KM
Başak Kılınç
Psikolojik Danışman