‘‘Taklitler Aslını Yaşatır’’

Bu Yazıyı Tahmini Okuma Süresi: 3 Dakikadır.

İnsanların sergilediği birçok davranış, diğer insanların yaptıkları davranışları gözlemleme ve onları model almaları yoluyla kazanılmaktadır. Birçok davranış, en azından bir parça da olsa modelleme yoluyla öğrenilebilir. Örneğin, öğrenciler ebeveynlerini kitap okurken izleyebilirler, matematik problemlerinin çözümlerini izleyebilirler ya da bir kişinin cesurca ve korkusuzca hareket ettiğini gözlemleyebilirler. Saldırganlık da model alma yoluyla öğrenilebilir. Birçok araştırma göstermektedirki çocuklar agresif ve vahşi modelleri gözlemlediklerinde daha da saldırganlaşmaktadırlar. Ahlaki düşünce ve ahlaki davranış da gözlem ve modellemeden etkilenir. Buna göre bir kişinin ahlaki yargıları doğru veya yanlış modeller aracılığıyla gelişmektedir (Rutledge, 2000; Akt., Bayrakcı, 2007). Davranışçı yaklaşım, gelişip yaygınlaştıkça insan davranışlarını açıklama çabalarında gözlenebilir davranışların ötesine geçmeyi uygun bulmayan radikal davranışçı anlayıştan farklı olarak içsel süreçlere ve kişilik özelliklerine değinen eklektik yaklaşımlar ortaya çıkmıştır. Albert Bandura’nın davranışın bilişsel ve kişisel nedenleri üzerine odaklandığı ve koşullanmadan ziyade gözlem yoluyla öğrenmeye dikkat çektiği sosyal bilişsel kuram bu yönde atılmış önemli bir adımdır. Bandura, klasik ve edimsel koşullanma ilkelerini sosyal öğrenmeye uygulamıştır. Bandura, doğrudan yaşantıların yanı sıra öğrenmenin ve sonrasında meydana gelen davranış değişiminin başka insanların davranışlarını gözlemleyerek dolaylı bir şekilde meydana gelebileceğini ortaya koymuştur (Yerlikaya, 2021). Davranışçılık yaklaşımı içerisinde değerlendirilen ancak klasik davranışçılığa eleştirileriyle, psikoloji bilimine yeni bakış açıları kazandıran Bandura, Sosyal Öğrenme Teorisi ile davranışçılık ve bilişsel psikoloji arasında köprü kurmuştur. Bandura; Robert Sears, Kenneth Spence, Skinner, Miller ve Dollard gibi davranışçılıkla ilgilenen, psikoloji alanındaki hatırı sayılır düşünürlerden etkilenerek çalışmalarını deney ve teori inşası yöntemleriyle yürütmüştür. Davranışçılık yaklaşımının varsayımlarını reddetmemekle beraber yetersiz bulmuş ve geliştirmeye çalışmıştır. İnsan davranışının diğer insanlarla etkileşim yoluyla öğrenildiğini savunan Bandura, daha bütünsel bir araştırma perspektifine sahip olması ve sosyal öğrenme teorisini ortaya koyması nedeniyle “sosyal davranışçı” olarak da anılmıştır (Cüceloğlu, 2016; Akt., Tatlıoğlu, 2021). Modelleme, sosyal öğrenme kuramı içerisinde yer alan önemli bir öğrenme ilkesini oluşturur. Bandura’nın temel önermesi, “Biz diğerlerini gözlemleyerek öğreniriz.” şeklinde ifade edilebilir. Sosyal öğrenme kuramına göre, insan kendi tecrübelerinden değil, başkalarının bilgi ve tecrübelerinden faydalanarak, onları taklit ederek öğrenir. Konuşmada, cinsiyet rollerinde, giyinmede, yemede-içmede ve başka birçok konuda örnek kişi ve davranışlar taklit edilir. Bu taklitlerde ödül ve ceza, takdir ve yerme önemli rol oynar (Çelik, 2003; Akt., Erjem ve Çağlayandereli, 2006). Köklerini davranışçı yaklaşımdan alan sosyal öğrenme modelinin öğrenme ile ilgili genel ilkeleri şunlardır:

  • İnsanlar diğerlerinin davranışlarını ve sonuçlarını gözlemleyerek öğrenebilirler. Pek çok erken davranışçı kuramcı öğrenmeyi deneme-yanılma konusu olarak görmektedir. Herhangi bir yeni durumda insanlar pek çok tepkiyi dener, istendik sonuçları artırır ve işlevsel olmayanları bırakır. Sosyal öğrenme modeline göre ise çoğu öğrenmenin deneme yanılma yerine hem modellerin davranışlarını hem de bu çeşitli davranışların sonuçlarını gözlemleme yoluyla meydana geldiğini ileri sürmektedir.
  • Öğrenme davranışta herhangi bir değişiklik olmadan gerçekleşebilir. Davranışçılar, öğrenmeyi geleneksel olarak davranışta bir değişim olarak tanımlarken sosyal öğrenmecilere göre gözlemleme yolu ile öğrenmede öğrenmelerin eylemlere yansıtılma zorunluluğu yoktur.
  • Biliş, öğrenmede önemli rol oynar. Dikkat ve hatırda tutma (hafıza) gibi bilişsel süreçler öğrenmede etkilidir.
  • İnsanlar çevreleri ve kendi eylemleri üzerinde hatırı sayılır ölçüde kontrole sahiptir. İnsanlar çevrelerini kurma ve değiştirmede kişisel eylemliliğe sahiptirler.

Bandura, bireyin başka birinin davranışını model almadan önce gerekli dört koşul öne sürmüştür.

Dikkat:  Bir davranışı taklit edebilmek için birey öncelikle modele ve model olunan davranışın belirgin yönlerine dikkat göstermelidir. Örneğin, tenis raketinin nasıl tutulacağını öğrenmek isteyen biri, profesyonel bir tenisçinin nasıl durduğunu, bacaklarını nasıl konumlandırdığını, raketi nasıl tuttuğunu ve benzeri davranışları incelemelidir.

Hatırda Tutma: Dikkat gösterdikten sonra öğrenenler davranışı hatırlamak zorundadır. Görülenin hatırlanmasının basit bir yolu en azından kısa bir süre için tekrarlamadır. Hatırlanması gereken her ne ise defalarca tekrarlanmasıdır.

Yeniden Üretme: Modelin gösterdiği davranışı tekrarlayabilme yeteneğidir. Bu, gözlemcinin gözlemlediği davranışı tekrarlayabilmek zorunda olduğu anlamına gelir ve eğer öğrenici birey gözlemlediği davranışı gelişimsel olarak tekrarlayamayacak durumda ise problem yaşayabilir.

Motivasyon: Modelleme için son gerekli öge motivasyondur, çünkü öğrenenler öğrendiklerini uygulamaya, göstermeye istekli olmalıdırlar (Şahin, 2015).

Bu dört öge bireyler arasında değişiklik gösterebileceği için her birey aynı davranışı farklı biçimlerde davranışlarına yansıtacaklardır (Malone, 2002; Akt., Bayrakcı, 2007). Sonuç olarak model alma yoluyla hem işlevsel hem de işlevsel olmayan davranışlar öğrenilebilir. Örneğin, ebeveynler sergiledikleri olumlu davranışlarla çocuklarının bu davranışları model almalarını sağlayabilirler. Diğer yandan ebeveynlerin ya da başka önemli modellerin sergiledikleri olumsuz davranışlar da çocuklar tarafından model alınabilir (Yerlikaya, 2021). Bu nedenle insanın sosyal bir varlık olduğu da göz önünde bulundurularak gerek ailede gerekse okullarda çocuklara uygun birer model olunmalıdır.

KAYNAKÇA

Bayrakcı, M. (2007). Sosyal öğrenme kuramı ve eğitimde uygulanması. SAÜ Eğitim Fakültesi Dergisi, 14, 198-210.

Erjem, Y., ve Çağlayandereli, M. (2006). Televizyon ve gençlik: Yerli dizilerin gençlerin model alma davranışı üzerindeki etkisi, C.Ü. Sosyal Bilimler Dergisi,  30 (1), 15-30.

Ormrod, J. (2015). Bilişselciliğe Giriş. İçinde, (Çev., R. Şahin, M. Baloğlu. (Ed.) Öğrenme Psikolojisi (ss.111-140). Nobel Akademik Yayıncılık.

Tatlıoğlu, S.,S. (2021). Öğrenmeye sosyal bir bakış: Albert Bandura. Sosyoloji Notları Dergisi, 5(1), 15-30.

Yerlikaya, E.,E. (2020). Davranışçı Terapiler.İçinde, Z.Karataş ve Y.Yavuzer (Eds.) Psikolojik Danışma ve Psikoterapi Kuramları (Örnek Uygulamalarla Temel ve Güncel Kuramlar) (ss.231-273). Pegem Akademi Yayıncılık.

GÖRSEL KAYNAKÇA

https://www.kampustenevar.com/kategori-egitim/sosyal-ogrenme-kuraminin-temeli-bobo-doll-deneyi

https://tr.sainte-anastasie.org/articles/psicologia/aprendizaje-social-la-interesante-teora-de-albert-bandura.html

                                                                                                   Çağrı BAŞ

Psikolojik Danışman