“İnsanların talihsizlikten fayda sağlamalarını veya sefil bir duruma düşmelerini belirleyen şey sıkıntıya nasıl yanıt verdikleridir.”
Mihaly Csikszentmihalyi
Rasim Özdenören “Beklemek burada bir umut değil, endişedir.” derken beklemenin bireye olan etkisini etkili bir biçimde özetlemiştir. Birey 24 saate sığdırdığı günlük yaşamı veya yıl kavramı ile ifade edilen hayatı boyunca bir şeyleri beklemek durumunda kalmıştır, kalmaktadır ve kalacaktır. Sabır kavramı ile sıklıkla anılsa da beklemek, bireyde gerginlik, endişe, telaş, olumsuz duygulanım gibi duygulara ve “çok kötü olacak” gibi akılcı olmayan inançlara yol açabilmektedir. Birçok birey için beklenilen şeyin sonucundan ziyade bekleme süreci daha önemli ve problem yaratıcıdır. Tüm bunların ötesinde birey belirsizlikler karşısında belirli baş etme mekanizmalarına sahiptir ve olumsuz duygulanımdan kaçınmak için bu baş etme stratejilerini kullanarak beklenen zamanın daha kolay geçmesi için çabalamaktadır.
Kaliforniya Üniversitesi’nden Kyla Rankin, Lisa C. Walsh ve Kate Sweeny tarafından yürütülen “Daha İyi Bir Oyalanma: Belirsiz Bekleme Süreleri Sırasında Akışın Yararlarını Keşfetme” adlı araştırma bireyi bu denli etkileyen bekleme ve akış kavramının ilişkisini incelemektedir. Csikszentmihalyi’ye (2005, s. 6) göre akış, bireylerin bir faaliyeti yaparken olan biten başka hiçbir şeyi görmeyecek kadar kendilerini o faaliyete adamalarıdır. Bireylerin geçirdikleri bu yaşantı durumu bireye yoğun mutluluk verdiğinden birey bu yaşantıyı bir daha geçirmek için karşılığında büyük şeyler ödemeye isteklidir. Bu açıdan bakıldığında beklemenin yarattığı olumsuz duygulanım karşısında akış önemli baş etme yöntemlerinden biri olabilir.
Swenny ve çalışma ekibinin 3 aşamalı yürüttüğü beklenti ve akış arasındaki ilişkinin incelendiği araştırmada ilk iki aşama gözlemsel araştırmayken 3. aşama deneysel bir çalışmadır. İlk aşamada avukatlık sınav sonucunu bekleyen bireyler diğer aşamada ise iş başvurusunda bulunan doktora öğrencileri üzerinde çalışılmıştır. İki çalışma da haber beklerken daha fazla akış yaşayan bireylerin daha olumlu bir duygusal deneyime sahip olduğunu ve daha olumlu duygular yaşadıklarını ortaya koymuştur (Rankın, Walsh ve Sweeny, 2018).
Bireylerin akışı sağlayabilmek için TV izlemek, kitap okumak gibi kendilerinin nispeten pasif durumda oldukları baş etme stratejilerinin çok fazla işe yaramayabileceğini düşünen araştırma ekibi 3. aşamada deneysel bir çalışma yapmaya karar vermiştir. Toplam 309 Psikoloji lisans öğrencisi üzerinde yürütülen çalışmada katılımcılara fiziksel çekimin doğasını incelemek üzere laboratuvar ortamında bulundukları söylenmiştir. Bu aşamada katılımcıların onayı alınmış, bir anket doldurtulmuş ve kendilerinin birer fotoğrafı çekilmiştir. Fotoğrafları çekildikten sonra katılımcılara fiziksel çekiciliklerinin değerlendirileceği söylenmiş ancak katılımcıların yarısına bu puanlama sonucu hakkında seans sonunda bir geribildirim alabilecekleri iletilmiştir. Bu yolla bir deney-kontrol grubu kurulmuştur. Bu aşamada katılımcılar beklenti içerisine sokularak 1o dakika süresince tetris oyunu oynamaları sağlanmıştır. 110 katılımcı düşük zorluk seviyesinde, 104 katılımcı ideal zorluk seviyesinde (akışın sağlanacağı seviye olduğu söylenebilir) ve 95 katılımcı da yüksek zorluk seviyesinde oyunu oynamışlardır. Katılımcılar Tetris oyununu 10 dakika oynadıktan sonra, akış, endişe ve duyguları ölçen son bir anket doldurmuşlardır (Rankın ve diğerleri, 2018).
Sonuç olarak araştırma sonuçları akış ile olumlu duygular ve düşük negatif duyguları ilişkilendirmiştir. Buna göre artan akış daha olumlu duygulara yol açarken olumsuz duyguları (endişe dahil) da azaltmaktadır. Akışa yol açan kişinin beceri seviyesine uygun veya az yüksek bir durumken yüksek beceri durumlarında bireyde kaygı; düşük beceri durumlarında da kayıtsızlık ortaya çıkabilmektedir. Swenny’e göre (2018) tetris çalışması, akışın deneysel olarak harekete geçirilmesi ve bu harekete geçmenin etkilerini göstermesi açısından önemlidir. Bu durum akışın aslında iyi olma haliyle değil, bekleme süreleri sırasında iyi oluşa neden olduğuna dair ikna edici kanıtlar sağlamasıyla ilgilidir.
Bir şeyler ile oyalanmanın herhangi bir endişe durumunda işe yaraması bilinen bir başa çıkma yöntemidir. Birey, dikkatini bir başka yöne çevirerek endişe veya olumsuz düşüncesinden kurtulabilir. Ancak her zaman bu da doğru olmayabilir. Nitekim belirsizlikle savaşmak, düşünceyi ve dikkati başka bir yöne yönlendirmek yorucu ve daha fazla stres yaratıcı olabilir. Akılcı olmayan düşüncelerle boğuşurken akılcı inançlar üretmek yerine akılcı olmayan inançlarının nedenlerine boğulan bireyler daha büyük çıkmaza girebilmektedir. Araştırma sonuçları bireyin akış sürecinde olmasının önemine vurgu yapmaktadır. Akış tanımında yer alan, bireylerin bir faaliyeti yaparken olan biten başka hiçbir şeyi görmeyecek kadar kendilerini o faaliyete adamaları vurgusu akış konusunda herkes için ortak yöntemler olmadığını göz önüne sermektedir.
Herkes için ortak yöntemler olmasa da akışı deneyimlemenin özünde, yoğunlaşma ve dikkatini odaklayabilme, kontrol duygusu ve öz bilincin kaybı değişkenleri bulunmaktadır. Bu açıdan bakıldığında birey akış deneyimini yaşayabilmek için bir yandan kontrolün kendisinde olduğunu bilirken diğer yandan kendisi ve kendisiyle ilgili stres durumlarını düşünmemesi anlamına gelen öz bilincin de kaybı gereklidir. Bu da stres yaratan durumlardan uzak olmasına bağlıdır. Kısacası akış deneyimi stresle baş etmeyi kolaylaştırırken, akış deneyimini yaşayabilmek için de stresi kontrol etmek gerekmektedir (Sahranç, 2007).
Sahranç’ın ifadeleri düşünüldüğünde düşen yatay ve dikey çeşitli şekillerdeki blokları yatay bir biçimde boşluk bırakmadan yerleştirmenin amaçlandığı tetris oyunu akışı deneyimleme yoluna giden bir anahtar olabilir. Tetris oynayan birey, oyunu oynarken belirsizlikleriyle ilgili kendilerinde endişe yaratan düşüncelerini akıldan çıkarmaya, kendilerinden uzaklaştırmaya çalışıyor, bu sayede akışın sağlanabilmesi için gereken stresin kontrol edilebilmesi değişkenini sağlıyor olabilir. Kısacası tetris stresten kaçmak için anlık bir baş etme yöntemi olabilir.
Bunun yanında Tetrisin travma sonrası stres bozukluğunda ilk 6 saatte etkili bir terapi yöntemi olduğu ve uyuşturucu, yiyecek ve içecek ile egzersiz ve seks istemleri gibi durumları baskılayarak bu isteklerde azalmaya yol açtığı diğer araştırmalarca ortaya konmuştur (Roberts, 2017).
Tüm bunları ele aldığımızda başlangıçta da yer aldığı şekliyle bireyleri çeşitli durumlara düşüren olaylara verdiği cevaplar, tepkilerdir. Tıpkı tetris oyununda olduğu gibi birey de kendi yaşamını dikey veya yatay gelen bloklarla inşa etmeye çalışmaktadır. Günün sonunda ortaya hangi şekli çıkaracağı yine bireyin kendi elindedir. Irmağın, derenin, hayatın kendi akışı içerisinde aktığı günümüzde bireylerde kendi akışını tespit edebilmeli, kendilerinin farkına varabilmelidir. Freud’un ünlü “Bir puro, sadece bir purodur” sözüne ithafen, “Bazen basit bir tetris, sadece tetris değildir” diyerek yaşamda bireye iyi gelebilecek birçok değişkenin olduğu gerçeğini hatırlatmakta fayda var.
Okan USLU
Psikolojk Danışman
Kaynakça:
Csikszentmihalyi, M. (2005). Akış mutluluk bilimi (1.baskı). (S. Kunt, Çev.) Ankara: Hekimler Yayın Birliği.(Orijinal çalışma basım tarihi: 1990)
Rankin, K., Walsh, L. C., Sweeny, K. (2018). A Better Distraction: Exploring the Benefits of Flow During Uncertain Waiting Periods. Emotion. Erişim adresi: http://dx.doi.org/10.1037/emo0000479
Roberts, M. (2017, 28 Mart). Tetris hangi hastalıkların tedavisine yardımcı oluyor? BBC Türkçe. Erişim adresi: https://www.bbc.com/turkce/haberler-39417247
Sahranç, Ü. (2007). Stres kontrolü, genel öz-yeterlik, durumluk kaygı ve yaşam doyumuyla ilişkili bir akış modeli (Doktora tezi). YÖK Tez veri tabanından erişildi (Erişim No: 206997).
Özdenören, R. (2007). Gül yetiştiren adam. İstanbul: İz Yayıncılık.
Görsel Kaynakça:
- https://edition.cnn.com/2017/03/29/health/ptsd-tetris-computer-games-trnd/index.html