Bir yanda deli ve dahi sürrealist Salvador Dali bir yanda ise psikolojinin babası olarak tanınan Freud…
Dünyanın en büyük ressamlarından biri sayılan Salvador Dalí, klasik sürrealistler gibi bilinçaltının dışavurumuyla ilgilendiği için Freud’un yazılarını ve kitaplarını dikkatle okuyordu. O zamanlar Freud, narsisizm teriminin bastırılmış cinsellikle bağlantılı bir kişilik bozukluğunun potansiyel bir nedeni olduğu fikrini ortaya atmıştı. Dalí’nin bu konuda kendi adına korkuları vardı belki de bu yüzdendir bilinmez Freud’a karşı olan hayranlığı oldukça büyüktü. Resimleri, genellikle psikanalistlerin fikirlerine göndermelerle dolup taşıyordu. Ancak Freud tarafında işler başlangıçta tam olarak böyle değildi. Sanatsal zevkleri biraz muhafazakârdı. Üstelik sürrealistlere güvenmemek için iyi bir nedeni de vardı. 1921’de sürrealist hareketin elebaşı André Breton Sürrealis Manifestosunda reud’a yönelik sert bir saldırıda bulunmuş ve onu “zarafeti olmayan yaşlı bir adam” olarak nitelendirmişti (Esman, 2011). Bu sebepten midir bilinmez Freud Dali’ye karşı oldukça temkinli yaklaşmıştı.
Dalí, tanışmayı çok istediği, hatta Viyana’ya birkaç kez onun için gitse de tanışamadığı Freud ile Nazi işgali altındaki Viyana’dan kaçmasının ardından nihayet Londra’da tanıştı. Bu buluşmayı ayarlayan kişi ise hepimizin yakından tanıdığı ünlü yazar Stefan Zweig idi. Dali’nin çalışmalarına hayran olan Zweig, Freud’a Salvador Dali’nin çağın tek dahi ressamı olduğunu söyleyip “Sanatında sana herkesten daha fazla şey borçlu olduğunu söylüyor ve tanışmak istiyor’’ diyerek buluşmaya ikna etti. Dali, yanında götürdüğü Nergis Netamorfozu adlı resmi ile Narsisizm teorisi üzerine bir tartışmada Freud’u kışkırtacağına ve eleştirel paranoya kavramını sunmasına yardımcı olacağına inanıyordu. Freud kesinlikle Dalí’nin tuhaf fantezilerini tatmin etmeyecekti, ama sanatçının asıl istediği işinin ve belki de varlığının onaylanmasıydı. Resmin yanında ona paranoya üzerine yazdığı bir dergi makalesi de getirmişti ancak Freud dergiye de resme de aldırış etmemişti.
Buluşma sırasında Dalí, Freud’un birkaç eskizini de yapmıştı. Dalí anılarında, portre için ilhamın bir restoranda salyangoz yerken geldiğini ve o şekilde çizdiğini söylüyor. Bu portreyi, belki de daha sonra bir hediye olarak göndermeyi umarak yapmıştı. Ancak Zweig, portrenin bir salyangoza değil, Freud’un yaklaşmakta olan ölümünün bir sembolü olan bir kafatasına benzediğini düşünüyordu ve bu yüzden hiç Freud’a göstermedi (Küng, 1979).
Dali, Freud’la çok az konuştukları için bu görüşmeden mutsuz ayrılmış, hayal kırıklığına uğramıştı. Freud’u etkilemeyi bırakın, alay konusu olduğunu düşünüyordu. Ancak Freud, Dalí’nin korktuğundan çok daha fazla etkilenmişti (Rose, 1983).
Buluşmadan sonraki gün Zweig’e şunları yazdı:
“O zamana kadar beni görünüşte koruyucu azizleri olarak seçmiş olan sürrealistleri yüzde yüz aptal olarak görmeye meyilliydim. Bununla birlikte, o genç İspanyol, samimi fanatik gözleri ve inkâr edilemez teknik ustalığıyla fikrimi yeniden düşünmemi sağladı.”
Dalí’nin yanında götürdüğü Nergis Metamorfozu belki de psikanalist fikri en yoğun yaşattığı resmidir. Bu eserinde, daha önceki yazımızda bahsettiğimiz, narsizm mitolojik hikayesinin baş kahramanı olan Narsis’i kendi yorumuyla deyim yerindeyse yeniden hayal etmiştir. Tuvalin bir yarısında Nergis suya bakarken temsil edilir. Diğer yarısında, aynı form tekrarlanır, ancak bu sefer Nergis çiçeğinin filizlendiği çatlak bir yumurtayı tutan bir el olarak nergisi temsil eder (Finkel, Campbell, Buffardi, Kumashiro & Rusbult, 2009). Bu eser, modern sanatın ve antik mitin iki karşıt türünün nasıl bir araya getirilebileceğinin en güzel örneğidir. Freud, Dalí’nin teknik usta olduğunu söylerken gerçekten haklı olabilir, onun muazzam eserleri bunu fazlasıyla kanıtlıyor.
Kaynakça
Esman, A. H. (2011). Psychoanalysis and Surrealism: André Breton and Sigmund Freud. Journal of the American Psychoanalytic Association, 59(1), 173-181.
https://doi.org/10.1177/0003065111403146
Finkel, E. J., Campbell, W. K., Buffardi, L. E., Kumashiro, M., & Rusbult, C. E. (2009). The metamorphosis of Narcissus: Communal activation promotes relationship commitment among narcissists. Personality and Social Psychology Bulletin, 35, 1271-1284. https://doi.org/10.1177/0146167209340904
Küng, H. (1979). Freud and the Problem of God. The Wilson Quarterly (1976-), 3(4), 162-171.
Retrieved May 1, 2021, from http://www.jstor.org/stable/40255732
Rose, G. (1983). Sigmund Freud and Salvador Dalí: Cultural and Historical Processes. American Imago, 40(4), 349-353.
Retrieved May 1, 2021, from http://www.jstor.org/stable/26303571
Elif CEYLAN
Aday Psikolojik Danışman/Ege Üniversitesi