Bilişsel ve duygusal zekaya sahip olan birey, bu yönüyle rasyonel ve irrasyonel düşüncelere de sahip olmaktadır.
“İrrasyonellik, ancak rasyonellik üzerinden açıklanabilir; genelde rasyonel düşünce, süreklilik gösteren olguları saptayarak, bu olguları geleceği tahmin etmek ya da bugünün veya geçmişin henüz bilinmeyen yönlerini açığa çıkarmak için kullanmaktır (Sutherland, 2007)”. Örneğin, neden-sonuç ilişkisine bakıldığında nedenin her zaman sonuçtan önce ortaya çıkacağını tahmin etmek rasyonel bir düşüncedir; çünkü neden-sonuç ilişkisi, süreklilik gösteren ve geleceği tahmin edecek görüşleri içeren bir olgudur. “İrrasyonellik ise, mevcut zaman diliminde ve kanıtlar ışığında ulaşılabilecek en iyi karardan ya da sonuçtan sapan tüm düşünce süreçleridir (Sutherland, 2007).” Bu süreçte birey, kendisine ait görüşlerini zamanla çarpıtmakta ve çevreye uyum sağladığını düşünmektedir.
“Bilişsel süreçler, çevreye daha fazla uyum sağlamak ve böylece varlığımızı sürdürmek için evrim geçirmiştir. İnsanlar dünyayı anlamak ve yaşadıkları olaylara bir anlam vermek için mücadele etmektedirler, bunu yaparken de etkili uyum sağlama stratejilerini geliştirebilirler (Civelek, 2018).” Bireyler, uyum sağlama stratejileri sonucunda ya olumlu sonuçlar almakta ya da irrasyonel düşünceye dayalı psikopatolojik problemlerle karşılaşmaktadır. Olanın olduğu gibi algılandığı bilişsel süreç rasyonel düşünce ile ilerlemekte ve uyum sağlanmaktadır; ancak olanın farklı şekillerde algılanması eğiliminin var olduğu bilişsel süreçler sonucunda duygu, düşünce ya da davranışta bir bozukluk ortaya çıkmaktadır. Bu bozukluklara yol açan ve yaygın olarak görülen bilişsel çarpıtmalar Bayalan (2019)’a göre; ya hep ya hiç tarzı düşünme, zihin okuma, felaketleştirme ve aşırı genellemedir.
Ya hep ya hiç tarzı düşünmede birey, her şeyi siyah ya da beyaz olarak görmekte ve bireyin kesin sonuca çıkan düşünceleri olumsuz duyguları da beraberinde getirmektedir: “Mutlu bir evlilik için, eşimle hiç kavga etmemeliyiz.” düşüncesine sahip birey, herhangi bir tartışma durumunda mutlu bir evliliği olmadığını düşünmekte ve mutlu olduğu anlar onun için hiçbir şey ifade etmemektedir. Zihin okumada birey, diğer insanların ne düşündüğünü bildiğini ve kendi düşüncelerinin de diğer insanlar tarafından bilindiğini savunmaktadır: kişi yakın arkadaşını sessiz görüyor, çünkü çalıştığı için yorgundur. Ancak o, arkadaşının ona kızgın olduğunu ve hata yaptığını düşünmektedir. Felaketleştirmede birey, gerçekçi verileri düşünmeden olmakta olan ya da olacak olan olayların daima olumsuz sonuçlanacağına inanmaktadır: içtiği ilacın yan etkilerine odaklanan kişi bununla ilgili senaryolar düşünerek panik atak yaşayabilmektedir. Aşırı genellemede birey, tek veya sınırlı sayıda yaşantıya dayanarak aynı durumun yineleneceğine inanmaktadır: bir dersten kalan öğrencinin o dersten bir daha geçemeyeceğini düşünmesi sonra da o hocanın hiçbir dersinden geçemeyeceğine inanması buna örnek olmaktadır.
Bilişsel çarpıtmalardan rasyonel düşünceye dönebilmek için; iç konuşmalar, endişeler, kişisel değerlendirmeler yazılarak duruma verilen duygusal tepkiler isimlendirilmekte ve düşüncenin yanlışlığına dair rasyonel dayanaklar aranmaktadır. Son olarak, belirlenen irrasyonel düşünceler ile rasyonel düşünceler karşılaştırılarak alternatif bir iç diyalog oluşturulmakta ve sağlıklı bir uyum süreci ortaya çıkmaktadır.
Kaynakça
Bayalan, Y. (2019). Bilişsel Çarpıtma Nedir? Erişim tarihi: 04.05.2019 https://yusufbayalan.com/bilissel-carpitma-nedir/.
Civelek, M. (2018). Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık. Ankara: Kariyer Yayınevi.
Sutherland, S. (2007). İrrasyonel. (G. Ekinci, Çev.) İstanbul: Domingo Yayıncılık.
Görsel Kaynakça
https://psychcentral.com/lib/15-common-cognitive-distortions/adresinden alındı.
https://blog.cognifit.com/cognitive-distortions/ adresinden alındı.
Özge ÇANKAYA
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi
Aday Psikolojik Danışman