Gün içerisinde defalarca nasılsın sorusuyla muhatap oluruz. Cevaplarımız ise genellikle iyiyim sözcüğünün çeşitli şekillerinden oluşur. Çoğu zaman sorunlarımızı anlatmak istemediğimiz veya anlatmanın gereksiz olacağını düşündüğümüz için bir baştan savma olarak nasılsın sorusunu iyiyim sözcüğüyle yanıtlarız. Peki nedir bu iyi olmak?
Psikoloji literatüründe iyi olmayı anlatan birden fazla kavram vardır. Bunlardan biri öznel iyi oluştur. Öznel iyi oluş, kişinin yaşamına dair olumlu değerlendirmelerinin, olumsuz değerlendirmelerine oranla daha fazla olmasıdır. Halk arasındaki kullanıldığı haliyle mutluluk kavramıyla aynı anlama gelmektedir (Diener, 1984; Diener ve Myers, 1995; Akt., Doğan, 2013). Bir diğer kavram ise iyi oluştur. İyi oluş, bireyin yaşantısında sahip olduğu değerleri, bu değerler doğrultusundaki davranışları, topluma faydalı olması ve evrensel psikolojik değerleri de kapsamasıyla daha bütüncül bir iyilik halidir (Deniz ve Satıcı, 2017).
Hayatımızda sürekli farklı sorunlarla karşılaşırız. Sınavlarımızla, ailemizde veya arkadaşlık ilişkilerimizde ortaya çıkan problemlerle baş etmemiz, yani strese neden olan durumları ortadan kaldırmaya yönelik çabalamamız gerekir. Dolayısıyla iyi olabilmemiz, karşılaştığımız veya karşılaşabileceğimiz olumsuzluklara, strese neden olan durumlara karşı bakış açımızı değiştirmemiz ve bu zorluklarla baş etme stratejilerimizle bağlantılıdır (Deniz ve Satıcı, 2017). Stresli durumlarla baş edebilme, uyum gösterebilme ve çabuk toparlanabilme becerisini açıklayan kavram olarak psikolojik sağlamlık bu noktada öne çıkmaktadır.
Psikolojik sağlamlığı saptayan yedi faktörden bahsedilebilir. Bu yedi faktörden biri de mizahtır. Mizah, bireylerin zor durumlarla başa çıkabilme becerileri üzerinde koruyucu işleve sahiptir (Wolin ve Wolin, 1993; Akt., Açıkgöz, 2016). Mizah, psikolojik sağlamlığımız ve öznel iyi oluşumuz (mutluluğumuz) ile bağlantılıdır. Freud’a (1905) göre mizah bireyin olumsuzluklar karşısında olumsuz duygulara sahip olmaktan kaçınmasına yardımcı olması sebebiyle sağlıklı bir savunma mekanizmasıdır (Akt., Akdur ve Batıgün, 2017).
Mizahın psikoloji literatüründe geçen 4 farklı türünden bahsedilebilir. Bunlar; katılımcı, kendini geliştirici, saldırgan ve kendini yıkıcı mizahtır. (Açıkgöz, 2016). Katılımcı mizah; saldırganlık içermeyen, diğer bireylerin de ihtiyaçlarına dikkat edilerek yapılan şakalarla hoşgörülüdür. Kendini geliştirici mizah, kişinin kendi ihtiyaçlarının farkındalığıyla kendisine ve başkalarına saygı duyarak geliştirdiği mizah türüdür. Saldırgan mizah, bireyin başkalarına saygı duymaksızın kendi üstünlüğünü sağlamak amacıyla yapılır. Kendini yıkıcı mizah ise kişinin sosyal ortamda kabul edilmek amacıyla kendi ihtiyaçlarını yok sayarak, kendiyle alay etmesiyle gerçekleştirilir (Martin, Puhlik-Doris, Larsen, Gray ve Weir, 2003; Akt., Arslan, Taş ve Traş, 2011). Dört mizah türünün iki tanesi olumlu, diğer iki mizah türü olumsuz mizah türleridir.
Mizah genel anlamda koruyucu niteliktedir. Örneğin, Açıkgöz’ün (2016) yaptığı çalışmada; psikolojik sağlamlık ile katılımcı mizah ve kendini geliştirici mizah arasında pozitif yönde bir ilişki, saldırgan ve kendini yıkıcı mizahla ise zayıf da olsa negatif yönde bir ilişki olduğu araştırma sonucu olarak elde edilmiştir. Yani olumlu mizah türlerinin kullanımı psikolojik sağlamlığı artırırken olumsuz mizah türlerinin kullanımı azaltmaktadır. Yine Açıkgöz’ün (2016) çalışmasının bir diğer sonucu olarak olumlu mizah türlerinin öznel iyi oluşa (mutluluğa) pozitif yönde etkisi varken olumsuz mizah türlerinin negatif yönde etkisi olduğu saptanmıştır.
Ayrıca mizahın danışmada da kullanılmasının faydalı olacağına dair görüşler mevcuttur. Freud, psikanalitik kuram çerçevesinde danışmada mizaha en çok yer veren kişidir. Yazmış olduğu “Espriler ve Bilinçdışı İlişkileri” (1905) adlı eseri bunun en net kanıtıdır (Akdur ve Batıgün, 2017). Ayrıca psikoterapide rüyalar kişinin bilinçaltının bir yansıması olarak kabul edildiği gibi mizah da toplumun bilinçaltının bir dışavurumu olarak kabul edilmektedir (Richman, 1996; Akt., Gündüz ve Zorlu, 2019). Mizahın sosyal ve kültürel altyapısını göz önüne alırsak Türkiye toplumunda cinsel içerikli mizah yapılmasının ve talep görmesinin bu kadar yaygın olması yine toplumdaki bastırılmış cinselliğin bir sonucu olarak kabul edilebilir (Chapman ve Foot, 1997; Akt., Gündüz ve Zorlu, 2019). Ayrıca varoluşçu yaklaşım, akılcı duygusal davranışçı terapi (ADDT), gerçeklik terapisi, bireysel terapi gibi terapilerde de mizahın bir araç olarak kullanılabileceği belirtilmektedir. Bireysel danışmaların yanında grup danışmalarında da mizahın kullanılabileceği literatürde karşımıza çıkmaktadır (Gündüz ve Zorlu, 2019). Mizahın doğası gereği plansız olarak gerçekleşmesi gerektiğinden kullanımıyla ilgili sistematik bir inceleme söz konusu değildir, bu durum kullanılan araçlar veya yöntemler gibi mizahın danışmada kullanımında hassas davranılmasını gerektirmektedir. Danışanın veya grup üyelerinin kültürüne uygun düşmeyen, yanlış anlaşılmaya sebebiyet verecek mizahi cümlelerden uzak durmak, ciddiyetsiz tutum sergileniyormuş hissi yaşatmadan mizahı kullanmak önemlidir. Aksi durumlarda mizahın olumsuz türleri danışmaya dahil edilmiş olur, danışma sürecine zarar verebilir (Gündüz ve Zorlu, 2019).
Özetle mizahın psikolojideki yerinin çoğunluğunu önleyici/koruyucu hizmet oluşturmaktadır. Olumlu mizah türlerinin zorluklarla baş edebilme becerilerine dahil edilmesi sonucunda mutlu olabilmek için kullanılabileceği unutulmamalıdır. Fakat olumsuz mizah türlerinin kullanımı önleyici olmak yerine kişinin baş etmesi gereken ayrıca sorunlar veya durumlarla karşılaşmasına sebebiyet verebilir. Bu hususta mizah türlerinin kullanılmasında kendimiz ve başkalarına saygı duymak önemli bir yere sahiptir. Önleyici özelliği dışında danışmada da yeri olan mizahın kişinin duygu ve düşüncelerinin ifade edilmesi ve akılcı olmayan düşünceleriyle yüzleştirilebilmesi, içerisinde bulunulan duruma farklı açılardan bakabilmesini sağlama gibi önemli durumlarda etkili bir yol olarak kullanılabilmektedir (Gündüz ve Zorlu, 2019). Günlük yaşantıda ise “iyiyim” sözcüğünün altını doldurabilmek için olumlu mizah türlerini kullanmaya, kullananlarla ilişki kurmaya çalışılması öznel iyi oluşa (mutluluğumuza) ve bütüncül anlamda iyi oluşumuza faydalı olabilir.
Kaynakça
Açıkgöz, M. (2016). Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencilerinin psikolojik sağlamlık ile mizah tarzları ve mutluluk düzeyi arasındaki ilişkinin incelenmesi. (Yayınlanmamış yüksek lisans tezi). Çukurova Üniversitesi, Mersin.
Akdur, S. ve Batıgün, A. D. (2017). Mizah tarzları ile kişilik özellikleri, kişilerarası ilişki tarzları ve psikolojik sağlık arasındaki ilişkiler. Türk Psikoloji Yazıları, 20(39), 1-10.
Arslan, C., Taş, A. M. ve Traş, Z. (2011). Öğretmen adaylarında mizah tarzları, problem çözme ve benlik saygısının incelenmesi. Uluslararası İnsan Bilimleri Dergisi, 8(2), 716-732.
Deniz, M. E. ve Satıcı, S. A. (2017). Mizahla başa çıkma ve iyilik hali: Psikolojik sağlamlık ve iyimserliğin aracılık rolünün incelenmesi. Elementary Education Online, 16(3), 1343-1356.
Doğan, T. (2013). Beş faktör kişilik özellikleri ve öznel iyi oluş. Doğuş Üniversitesi Dergisi, 14 (1), 56-64.
Gündüz, Ö. ve Zorlu, H. (2019). Psikoterapide mizah. Bilişsel Davranışçı Psikoterapi ve Araştırmalar Dergisi, 8(3), 190-199.
GÖRSEL KAYNAKLAR
https://steemit.com/tr/@oliverbix/iyiyim-ben-2017118t14319993z
Derya Ecem AYRANCI
Aday Psikolojik Danışman / Hacettepe Üniversitesi