Zekâ; algılama, ayırt etme, mantık, muhakeme, problem çözme, soyut düşünebilme gibi birçok zihinsel yeteneğin kullanılması şeklinde daha çok bilişsel boyutu ile öne çıkmaktadır. Ancak zekanın yalnızca bilişsel boyutu bulunmamaktadır; salt düşünme faaliyetinden farklı olarak hisseden bir zihnimiz de vardır. Zekanın bilişsel boyutunun büyük bir bölümü genler aracılığı ile aktarılmaktadır. “Kalıtımla gelen zekâ düzeyi, duygusal algılar tarafından etkilenmektedir” (Tarhan, 2006). Bu durum zekanın bilişsel ve duygusal boyutunun etkileşim halinde olduğunu göstermektedir.
Duygusal zekâ, bireyin kendisinin ve başkalarının hislerini gözlemleme ve düzenlemenin yanında hisleri, düşünce ve eyleme rehber olacak şekilde kullanabilmesi olarak değerlendirilmektedir (Bağcı, 2014). Bu değerlendirmeye bağlı olarak birey; kendinin ve başkalarının duygularını daha iyi anlayarak ne yönde hareket edeceğinin bilincinde olup karar alırken his ve düşüncelerinin dengesini sağlayabilmektedir. Bu denge durumu aynı zamanda etkili bir iletişim ortamı yarattığından kişiler arası ilişkilere olumlu bir şekilde yansımaktadır.
Kişiler arası ilişkilerin beyni duygusal zekadır. Alan uzmanlarınca, duygusal zekanın boyutları ile ilgili farklı yaklaşımlar öne sürülse de temel iki boyutunu oluşturan farkındalık ve duygu kontrolü sayesinde empati duygusu da gelişmektedir. Birçok sorun ve çatışmanın çözümünü sağlayan empati, duygusal zekanın en temel bileşenidir. Birey, sahip olduğu farkındalık ile çevresindeki bireylerin o an neden o psikolojide olduğunu anlar ve anladığını doğru bir şekilde aktarabilir. Bu da kişiler arası ilişkilerde niteliği artırır.
Duygusal zekanın etkili olduğu bir diğer konu ise, başa çıkma becerilerinde destekleyici bir rol oynamasıdır. Birey, yaşadığı stres ve güçlükler karşısında farkındalıkla hareket ederek duygularını kontrol edebilmektedir. Anlamak ve anlaşılmanın sağladığı motivasyon bireyin stres, kaygı, depresyon gibi zorlukları kolayca aşmasını sağlamakta ve uyum sürecini kolaylaştırmaktadır.
Goleman (2011), duygusal zekânın; duyguları tanıyıp adlandırmak, duyguların şiddetini değerlendirmek, doyumu ertelemek gibi duygusal becerilerle; kendi kendisiyle konuşmak, diğerlerinin bakış açılarını anlamak, özbilinç geliştirmek gibi bilişsel becerilerle; sözsüz iletişim, başkalarını dinlemek, eleştirilere etkili tepki vermek gibi davranışsal becerilerle geliştirilebileceğini savunmuştur.
Duygu her bireyde vardır; ancak duyguları doğru bir şekilde algılayıp ifade edebilmek duygusal zekanın gelişimi ile ilişkili olmaktadır. Bilişsel ve duygusal bilgeliğe sahip olan birey gerek psikolojik gerekse duygusal anlamda sağlıklı bir şekilde hayatına devam edebilmektedir. Rasyonel ve irrasyonel düşünme potansiyeline sahip birey; zekanın yalnızca bilişsel boyutuyla hareket ettiğinde sağlıklı kararlar alamayabilir. Bilişsel ve duygusal zekâ etkileşim halinde olduğunda duygu ve düşünceler de etkileşimde olacak; böylelikle birey denge haline ulaşarak duygu, düşünce ve davranış tutarlılığı ortaya çıkacaktır. Bu durumun uzun süreli etkisi; farkındalık, amaçlılık, güçlü baş etme becerisi ve bireysel gelişim kapsamında psikolojik iyi oluşu destekleyecektir.
Rasyonel ve irrasyonel düşünme potansiyeline sahip bireyler için psikolojik iyi oluşu ön gören akılcı-duygusal terapide de bireye yaklaşım bu şekildedir; akılcı duygusal terapi sürecinde danışanlar, sahip oldukları irrasyonel inançları belirleme ve değiştirme için gerekli becerileri öğrenirler. Bu beceriler duygusal zekanın gelişiminde de etkili olabilir. Akılcı olmayan inançları tartışma, duygusal özbilincin gelişimi ile eşgüdümlü ilerler; “Önemli bir işi başaramadığımda nasıl genel olarak değersiz biri olabilirim?” diye sorgulayan bir birey, duygusal özbilinci sayesinde akılcı olmayan inancını fark eder ve bunu değiştirmek için duygu yönetimini verimli bir biçimde kullanır. Duygusal zekâsı yüksek bireylerde özbilinç sayesinde terapiler daha etkili olduğundan duygusal zekanın gelişimini sağlayan becerilerin kullanıldığı terapi teknikleri iyileştirici etkiyi artıracaktır.
Kaynakça
Bağcı, Z. (2014). Duygusal Zekâ ve Örgütsel Vatandaşlık Davranışı İlişkisi. Hitit Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 7 (2), 261.
Goleman, D. (2011). Duygusal Zeka. (Yüksel, B.S., Çev.) İstanbul: Varlık Yayınları.
Tarhan, P. D. (2006, Haziran 17). Çocuklarda Zeka. Zekanın Tanımı ve Gelişimi: https://www.e-psikiyatri.com/Zekanin-Tanimi-ve-Gelisimi adresinden alındı.
Özge ÇANKAYA
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi/Aday Psikolojik Danışman