ERTELİYORUM, ÖYLEYSE YARIN!

Bu Yazıyı Tahmini Okuma Süresi: 4 Dakikadır.

İnsanlar olarak, günlük yaşamdaki işlerimizi, belirli bir sıra ve düzen doğrultusunda gerçekleştiririz. Bazı günlerin gecelerinde, yatağımıza uzanıp kendimize “Bugün ne yaptım?” sorusunu sorduğumuzda, o günün içerisine ne kadar çok şey sığdırmış olduğumuzu fark ederiz. Böyle günlerde tüm sorumluluklarımızı yerine getirecek gücü kendimizde buluruz, yapılması gereken iş ile eylemlere kolayca başlar ve bitiririz. Ancak insan olmamızın, yani kapasitemizin ve yeterliliklerimizin sınırlı olmasının doğal bir sonucu olarak, her birimiz bir işe başlayacak veya onu tamamlayacak enerjiyi kendimizde bulamadığımız dönemlerden de geçeriz. Böyle dönemlerde ise sorumluluklarımızı erteleriz; örneğin ödevlerimizi tamamlamayı, arkadaşlarımızla görüşmeyi, mevcut sağlık sorunumuz için doktora gitmeyi, bir yakınımızı ziyaret etmeyi bir süreliğine öteleriz. Her zaman aynı enerji ve motivasyona sahip olmak elbette mümkün olamaz ancak erteleme dediğimiz olgu, bir davranış kalıbına dönüşmüşse artık basitçe “tembellik” olarak nitelendirmemek gerekir. Zira sosyal bir olgu da olan erteleme davranışı, modern çağın önde gelen sorunlarından birisi olarak görülmektedir.

Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlük’e göre: “sonraya bırakmak, tehir etmek, tecil etmek, talik etmek” gibi anlamları karşılayan “ertelemek” kelimesi; Latince “mantığa aykırı bir şey yapmak/yarına bırakmak” anlamlarına gelen “proscrastinare” kelimesinden gelmektedir. Knaus (1998) ertelemeyi, zamanında yapılması gereken öncelikli bir işi gereksiz yere geciktirmek ya da son ana bırakmak olarak tanımlarken; Lay (1986), tamamlanması gereken işleri akıl dışı bir biçimde öteleme eğilimi olarak nitelendirmektedir (Akt., Blankstein, Flett, Hewitt ve Koledin, 1992). Tuckman (1991) erteleme tanımında, kişideki öz-düzenleme performansının yoksunluğundan bahsetmektedir. Tanımlar farklılaşsa da her tanımın ortak olarak “geciktirme” kavramına işaret ettiği görülmektedir. Literatür incelendiğinde; kararları erteleme,  kişilik özelliği olarak erteleme,  rutin işlerde erteleme, kaçınmacı erteleme, durumsal erteleme ve akademik erteleme gibi sınıflandırmalarla, erteleme davranışının farklı şekillerde ele alındığı; bu sınıflandırmalar içerisinde ise kişilik özelliği olarak erteleme, durumsal erteleme ve akademik erteleme konularındaki çalışmaların sayıca fazla olduğu görülmektedir.

Araştırmalar, ertelemenin farklı bileşenlerden oluştuğunu göstermektedir (Rothblum ve Solomon, 1984). Ferrari, Johnson ve McCown (1995), ertelemenin yalnızca bir davranış olmadığını, davranışsal, bilişsel ve duygusal özellikleri de olan karmaşık bir yapısının olduğunu ifade etmektedir (Akt., Baltacı, 2017). Ertelemenin davranış boyutu, yapılması planlanan işten kaçınılıp daha çok keyif alınan başka bir işin yapılmasıdır. Davranışsal bileşen; görevin başlatılması, yürütülmesi ya da tamamlanması üzerine odaklanmaktadır (Ferrari, 1992). Kişinin ders çalışmaktansa telefonuyla ilgilenmesi, ertelemenin davranış boyutuna örnek olarak gösterilebilir. Ertelemenin bilişsel bileşeni, bireyler üzerindeki olumsuz etkilerine rağmen erteleme davranışına bilinçli olarak devam etme sebepleriyle ilgilenmektedir (Karas ve Spada, 2009). Kişinin patronundan azar yiyeceğini bildiği hâlde sürekli olarak alarmı ertelemesi ve işe geç kalması, ertelemenin bilişsel boyutuna örnek olarak gösterilebilir. Ertelemenin duygusal bileşeni ise erteleyicinin öznel rahatsızlığına odaklanmaktadır. Kişinin yapması gereken işi başlatamama, sürdürememe ya da tamamlayamama konusunda kişisel bir sıkıntı hissetmesi, ertelemenin duygusal boyutunu içermektedir (Rothblum ve Solomon, 1984).

Erteleme davranışını açıklamada yol gösterici birçok kuram bulunmaktadır. Bu kuramlar, davranışın nedenlerine ve sonuçlarına odaklanmıştır. Söz konusu kuramlar, erteleme sürecini bir bütün olarak ele almış ve kişilerin farklı özellikleriyle birlikte çevresel faktörlerin de erteleme davranışında etkili olduğu sonucuna varmıştır (Demir ve Uzun, 2015). Örneğin psikoanalitik kurama göre erteleme, egonun tehdit edici durumlardan korunmak amacıyla kullandığı bir kaçınma davranışıdır. Albert Ellis’in akılcı duygusal davranışçı kuramı erteleme davranışını, akla yatkın olmayan inanışların davranışa dönüştürülmesi olarak ele almaktadır. Kurama göre, kişinin karşılaştığı durumlar aklına yatkın olmadığında, bu durumları erteleme eğilimi görülmektedir (Orpen, 1998). Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisi kuramına göre erteleme davranışı, alt düzey ihtiyaçların karşılanması için üst düzey ihtiyaçların ötelenmesi durumudur (Sacks ve Saddler, 1993). Özellik kuramı ise erteleme davranışını, kişiliğin farklı özelliklerinden kaynaklanan bir süreç olarak görmektedir. Erteleme davranışının nedenleri arasında kişinin zaman yönetimi konusundaki yetersizliği, bireysel korku ve kaygılar, karar verme becerilerinden yoksunluk, sorumluluk almada isteksizlik, rasyonel olmayan beklentiler veya mükemmeliyetçi tutum, diğer kişisel sorunlar; sonuçları arasında ise zihin yorgunluğu, depresyon, suçluluk duygusu, kaygı, akıl dışı düşünme yatkınlığı, kişiler arası iletişimin bozulması, düşük özgüven ve ilerleyen dönemlerde iş/itibar kaybı sayılabilmektedir.

Fiilen bir şey yapmamak ve sorumlulukları devamlı suretle ötelemek, zamanla çok yorucu olabilir ve erteleme döngüsü kronikleşebilir. Bu yönüyle bakıldığında erteleme davranışı yalnızca zamanımızı değil, kendimizi yönetmekle de yakından ilgilidir. Duygu, düşünce, davranış ve eylemlerimizle ilgili farkındalık kazanmak çoğu zaman kolay değildir ve belirli bir çabayı gerektirir. Yapabileceğimizden fazla sorumluluk almamak, işimizi küçük parçalara ayırmak, kendimize gerçekçi ve belirgin bir zaman sınırı koymak ve gerekli anlarda yardım almak, erteleme davranışının önüne geçebilir. Ayrıca zamanımızı neleri yaparak geçirmeye niyetlendiğimiz ile ne yaparak geçirdiğimiz konusunda sorgulama yapmak da engelleyici bir faktör sayılabilir. Unutmayalım ki işleri ertelemek veya sorumlulukları ötelemek diye bir şey yoktur. İşleri yapmamak veya sorumlulukları yerine getirmemiş olmak vardır. Don Marquis’e göre: “Ertelemek, düne ayak uydurma sanatıdır.” Windy Dryden’ e göre ise: “Ertelemek, yaşamı kaçırmaktır.”  Şimdi dönelim ve kendimize soralım: “Ben değilsem, kim? Şimdi değilse, ne zaman? Yarın, öbür gün, gelecek hafta: peki, ya zaman yoksa?”

Kaynakça

Baltacı, A. (2017). Erteleme Davranışı Eğilimi ve Beş Faktörlü Kişilik Özellikleri Arasındaki İlişkiler: Okul Yöneticileri Üzerine Bir Araştırma. Uluslararası Güncel Eğitim Araştırmaları Dergisi (UGEAD), 3 (1), 56-80.

Blankstein, K. L., Flett, G. L., Hewitt, P. L., & Koledin, S. (1992). Components of Perfectionism and Procrastination in College Students. Social Behaviour and Personality, 20 (2), 85-94.

Demir, A., ve Uzun, B. (2015). Erteleme: Türleri, Bileşenleri, Demografik Etkenler ve Kültürel Farklılıklar. Ege Eğitim Dergisi, 16 (1), 106-121.

Ferrari, J. R. (1992). Procrastinators and Perfect Behavior: An Exploratory Factor Analysis of Self-Presentation, Self-Awareness and Self-Handicapping Components . Journal of Research in Personality, 26, 75-84.

Karas, D., & Spada, M. M. (2009). Brief Cognitive-Behavioural Coaching for Procrastination: a Case Series. Coaching: an International Journal of Theory, Research & Practice, 2 (1), 44-53.

Orpen, C. (1998). The Causes and Consequences of Academic Procrastination: A Research Note. Westminster Studies in Education, 21, 73-75.

Rothblum, E. D., & Solomon, L. J. (1984). Academic Procrastination: Frequency and Cognitive-Behavioral Correlates. Journal of Counseling Psychology, 31 (4), 503-509.

Sacks, L., & Saddler, C. D. (1993). Multidimensional Perfectionism and Academic Procrastination: Relationship with Depression in University Students. Psychological Reports, 73, 863-871.

Tuckman, B. W. (1991). The Development and Concurent Validity of the Procrastination Scale. Educational & Psychological Measurement, 51, 473- 481.

            Görsel Kaynakça

  1. https://tr.pinterest.com/
  2. Snooze Map (Erteleme Haritası) – Sanatçı: Gemma CORRELL

Münire AKYÜZ

Necmettin Erbakan Üniversitesi / Aday Sosyal Hizmet Uzmanı