Ebeveynler çocuklarına tanımadıkları insanlarla konuşmaması konusunda telkinlerde bulunur. Peki, yabancılarla konuşamamak günümüz toplumunda çocukları korumak için aileler tarafından alınan önlemlerden daha ziyade bir uyum sorunu olan mutizmden kaynaklıyor olabilir mi?
Seçici konuşma bozukluğu veya selektif mutizm kaygı bozukluklarından biridir. Selektif Mutizm (SM), konuşabilme becerisinin olmasına rağmen konuşmanın beklendiği birtakım ortam ve durumlarda konuş(a)mama olarak tanımlanmaktadır. SM olan çocuklar kendi evlerindeyken veya ebeveynleri ile birlikteyken normal olarak konuşurlar. Ancak okulda, evleri dışındaki bir ortamda veya tanımadıkları insanların yanında konuş(a)mazlar. SM nadir görülen ve tedavisi zor bir çocukluk çağı bozukluğudur (Göktürk & Coşkun, 2008). DSM-IV-TR’ye göre mutizm tanısı koyulabilesi için bireyde konuş(a)mamanın en az bir ay sürmesi ve bu durumun okula başladıktan sonraki ilk ay ile sınırlı olmaması, bozukluğun eğitimi veya işi aksatacak boyutta olması gerekmektedir.
Mutizm başlangıcı olarak uzmanlar 5 yaş ve öncesine dikkat çekmektedir. Ancak genellikle çocuk okula başlayana kadar aile bu durumu fark edememektedir. Yapılan araştırmalar kız çocuklarında mutizm görülme sıklığının erkek çocuklara göre iki kat daha fazla olduğunu ortaya koymuştur. Seçici konuşmazlığın etiyolojisi tam olarak anlaşılamamıştır. Seçici konuşmazlığın oluşumu zaman içinde farklı uzmanlar tarafından farklı şekillerde açıklanmıştır. Erken dönemde görülen düşük öz saygı, güvensiz ev ortamı, duygusal sorunlar ve geçmişte yaşanan tek ya da bir seri travmatik deneyimler seçici konuşmazlığın nedenleri arasında sayılabilir (Bulut, 2008).
İnsanın sosyalleşme ihtiyacı Maslow teorisine göre sevgi/ait olma basamağında yer alır. Günlük yaşam sosyal beceriler ile kolaylaşmaktadır. Mutizmli çocuklar özellikle çevresindeki insanlarla iletişim kurma noktasında sorun yaşadığından içedönük ve utangaç bireyler olarak adlandırılabilir. Mutizm yaşayan çocukların konuşamama davranışları aileler ve eğitimciler tarafından kimi zaman farkında olmaksızın pekiştirilir. Örneğin çocuğun yabancı hissettiği ortamlarda konuşmama davranışları “uslu çocuk” olarak nitelendirildiğinde ve fark edilmediğinde pekişme gerçekleşir. Bu noktada özellikle ilkokul öğretmenlerinin çocukları iyi gözlemlemesi ve aile ile gerekli görüşmeleri yaparak çocuğun sorununu azaltmaya yönelik çalışmalara öncülük etmesi gerekmektedir.
Mutizmli çocukların ailelerinde iletişim eksikliği, eşler arası çatışma durumları, istismar ihtimali, patolojik derecede utangaçlık ve kaygı durumları veya çocuğun ailesi tarafından fazlaca korunduğu görülmüştür. Güvensiz bağlanmanın, uygun olmayan ebeveyn çocuk etkileşiminin, aile dinamiklerinin seçici konuşmazlığın etiyolojisinde önemi vurgulanmaktadır. Tedavide ailenin çok önemli bir kaynak olduğunu, aile üyeleri ve aile sistemindeki değişimlerin çocuğun iyileşmesini kolaylaştırdığını bildiren, aile danışmanlığı ve terapilerinin önemi vurgulayan olgu sunumları ve çalışmalar bulunmaktadır (Tatem & DelCampo, 1995; Akt. Tunca & Akdemir; 2020, Wong, 2010; Akt. Tunca & Akdemir, 2020). Tedavi basamağında çok yönlü bir değerlendirme ile hareket edilmelidir. Çocuk mutlaka uzmanlar tarafından ihtiyaçları belirlendikten sonra çözüm için yönlendirilmelidir. Uzmanlar kimi zaman ilaç tedavisi ve bilişsel davranışçı terapiyi tedavide birlikte kullanmaktadır. Okulda okul psikolojik danışmanı, sınıf ve branş öğretmenleri tarafından desteklenmelidir. Aile ile okul arasında sık ve güçlü bir iletişim olmalıdır ve aileye mutizm hakkında yeterli bilgi verilmelidir. Oyun terapisi, grup terapisi ve bireysel terapiler kullanılarak mutizm tedavi edilebilir. Planlanacak çalışmalar doğrultusunda çocuğa sosyal beceriler, akran iletişimi, kaygı kontrolü yetenekleri kazandırılmalıdır.
Sonuç olarak mutizm sıradan veya anlık bir uyum sorunu değildir. Çocukların okulların ilk haftalarında yaşadıkları sorunlar genellikle oryantasyon çalışmaları neticesinde son bulur. Mutizmli bireyler içinse böyle bir durum söz konusu değildir. Çok daha uzun sürelerde yaşanan iletişim sorunları olduğu zaman aileler ve öğretmenler çocuğun yaşadığı sorunu farklı boyutlarda düşünüp değerlendirmelidir.
KAYNAKÇA
Bulut, S. (2008). Seçici konuşmamazlık (selective mutizm): Sebepleri ve tedavi yaklaşımları. Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2(17), 52-65.
Göktürk, Ü. & Coşkun, M. (2008). Selektif mutizm. F. Çuhadaroğlu ve ark. (ed), Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Temel Kitabı içinde (s. 366-372). Hekimler Yayın Birliği.
Tunca, R. D. & Akdemir, D. (2020). Seçici Konuşmazlık Tanısı Konan Bir Çocukta Çok Eksenli Tedavi Yaklaşımı. Turk J Child Adolesc Ment Health, 27(2), 120-123.
Ebrar ALBAYRAK
Aday Psikolojik Danışman / Necmettin Erbakan Üniversitesi