Bu Yazıyı Tahmini Okuma Süresi: 3 Dakikadır.

Şefkat, insanları acı duyma ya da benzeri sıkıntılı zamanlarda bir arada tutan, değerli ve önemli bir duygudur. Şefkat duygusu empati ve saygıya göre bireyi tek ve özel olarak kabul eder (Korkmaz & Uslu, 2017). Şefkat yorgunluğuna baktığımızda literatüre çok yeni girmiş bir kavramdır. Genellikle yurtdışı kaynaklı araştırmalarda yer almaktadır. Araştırmalar çoğunlukla ‘Öz şefkat’ ve ‘Bilinçli Farkındalık’ kavramları çevresinde toplanmıştır.  Bazı kaynaklarda eşduyum ve merhamet yorgunluğu olarak da geçen şefkat yorgunluğu bir başkası yerine davranma, başkasını travmasından etkilenme olarak tanımlanabilmektedir. Başkası yerine davranma derken kastedilen durum fazla empati duygusuyla harekete geçmektir (Pehlivan & Güner, 2018).

Nussbaum (2001) şefkatli davranışın birinin acı çektiğinin ve bu acının ciddi olduğunun fark edilmesiyle başladığını belirtmektedir (Akt., Pehlivan & Güner, 2018). Bu yüzden şefkat her zaman pozitif bir duygu olarak karşımıza çıkmayacağı gibi şefkat yorgunluğu etkisi yaratabilir (Denk, 2018). Şefkat yorgunluğu için diğer bir tanım; ruh sağlığı alanında hizmet veren kişilerce diğer insanlara karşı empati kurma ve danışmanlık yapma isteği ile becerilerini kullanmaya yönelik yaygın azalmaya sebebiyet veren ruhsal, duygusal, sosyal ve fiziksel olarak kişilerin tükenme durumuna girmesi şeklinde açıklanabilir (Dikmen & Aydın, 2016). Şefkat yorgunluğunda yaşanan travma ikincil bir travmadır. Burada bireyler doğrudan kendileri acı verici travmatik deneyime maruz kalmaz ama acı çeken bireyin acı çekme sürecine tanıklık etmesi nedeniyle travma yaşamaktadır (Figley, 1995; Akt. Korkmaz &Uslu, 2017). Şefkat yorgunluğunun, yardım eden kişilerin empati düzeyine bağlı olarak, travmaya uğramış ya da aşırı stresli olaylar yaşayan bireylerle çalışmanın doğal bir sonucu olarak ortaya çıktığı ifade edilmektedir. Diğer bir görüş, hastalarda iyileşme görmeden, acı çeken bireylere uzun bir süre, yüksek seviyede empati ve şefkat göstermenin sonucu olarak ortaya çıktığıdır (Figley, 2002).

Şefkat yorgunluğu duygusal tükenmişlik, duyarsızlaşma ve yetersizlik ile ilgili bir durumdur. Belirtileri çok çeşitli olmakla birlikte travma belirtileri göstermektedir. Üzüntü, depresyon, geçmişe ait kaygı verici görüntüleri düşünme, kaçınma davranışı ve düşük benlik saygısı şefkat yorgunluğunun belirgin belirtileridir (Stamm010). Aynı zamanda konsantrasyon güçlüğü, huzursuzluk, duygusal çöküntü ve izolasyon gibi eşlik eden belirtiler de vardır. Şefkat yorgunluğu bu belirtilerle birlikte bireyin hayatını çok yönde etkiler. Sadece iş doyumu açısından etkilemekle kalmaz ayrıca iş çevresinde verimliliğinin düşmesi, kişilerarası iletişiminde bozulma ve işten ayrılmaya sebep olmaktadır (Korkmaz & Uslu, 2017).

Ruh sağlığı çalışanlarının kendi hayatlarının yanısıra danışanları için de şefkat yorgunluğu büyük tehlike oluşturabilir. Danışanların güvenliği ve etkin hizmet almaları açısından risk taşıyabilir.

Figley (2002) şefkat yorgunluğunun nedenleri hakkında bir model ileri sürmüştür. Modelin içeriğindeki nedenlerden birkaçı şöyle sıralanmıştır:

  • Başarı hırsı
  • Travmatik olaylara sürekli maruz kalma
  • Fazla empati duygusu

Bu nedenlere baktığımızda ruh sağlığı çalışanları için zor bir durum olan şefkat yorgunluğu, empati ve şefkat duygusunu kontrol etmek açısından önemlidir. Duygulara dair farkındalık burada etkin rol oynamaktadır. En başta ilişkili kavramlardan olan bilinçli farkındalık, duyguların yaşandığı ‘an’ da fark edilmesine olanak sağlar. Birey duygusunu fark ederse kendisine dair öz-şefkat düzeyini bilebilir. Böylece işten kalan zamanlarda zihinsel ve fiziksel iyilik hali için kendisine bakmanın önemini kavrar fakat bunun olması için önleyici ve bireysel çalışmalar yaparak bireylere şefkat yorgunluğunun farkındalığı kazandırılabilir. Öz şefkatin önemini anlatmak ve devamlılığını sağlamak destekleyici bir çalışma olabilir.

Şefkat yorgunluğuna geniş bir açıdan bakarsak ondan korunmanın en etkili yöntemi kendimize zaman ayırmak ve iyi bakmak diyebiliriz. ‘Kendini sevmek; eşsizliğini yeniden keşfetmek ve sürdürmek için mücadele etmektir.”  demiş Leo Buscaglia. Belki de ona kulak vermek şefkat yorgunluğuna karşı bizi güçlü kılabilir.

 

KAYNAKÇA

1. Denk, T. (2018). Bir Üniversite Hastanesinde Çalışan Hemşirelerde Mesleki Yaşam Kalitesi Merhamet Memnuniyeti Merhamet Yorgunluğu. (Yayımlanmamış yüksek lisans tezi). Hasan Kalyoncu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Hemşirelik Anabilim Dalı, Gaziantep.

2. Dikmen, Y. ve Aydın, Y. (2016). Hemşirelerde Merhamet Yorgunluğu: Ne? Nasıl? Ne Yapmalı?, Journal of Human Rhythm, 2(1), 14-21.

3. Figley, (2002).  Figley CR. Compassion fatigue: psychotherapists’ chronic lack of self care. J Clin Psychol, 2002; 58:1433-1441.

 4. Korkmaz, F ve Uslu, Y. (2017). Hemşirenin Hissi Tarafı: Şefkat Yorgunluğu. Ege Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi Dergisi , 33 (1) , 123-133.

5. Pehlivan, T. ve Güner, P. (2018). Merhamet yorgunluğu: Bilinenler, bilinmeyenler. Psikiyatri Hemşireliği Dergisi, 9(2), 129-134.

6. Stamm, B.H. (2010). The Concise ProQOL Manual. 2nd Edition, Pocatello, ID: ProQOL.org.

GÖRSEL KAYNAKÇA

https://multiplesclerosis.net/living-with-ms/compassion-fatigue/

https://lungcancer.net/caregiver/compassion-fatigue/

https://locallove.ca/life/is-compassion-fatigue-taking-a-toll-on-your-health/#.XnY7OIgzbIU

İdil Sera ŞAHİN

Ege Üniversitesi/ Aday Psikolojik Danışman