Maddiyatın mutluluğu etkileyip etkilemediğine dair konuşmalar gerçekleştirmişizdir. Bir arkadaş ortamında “param olsaydı” ile başlayan cümlelere maruz kalmış veya bu tarz cümleleri kurmuşuzdur. Bu konu yıllardır üzerinde tartışılan; filmlerde, dizilerde işlenen bir konudur. Zengin olanların rahat yaşadıkları, mutluluğa daha kolay erişebildikleri genel varsayımdır. Doğal olarak iyi para kazanmak çoğumuzun önceliklerinden biridir. Bunun için iyi bir üniversitedeki dönemin en iyi kazandıran bölümlerine yönlenir, yönlendiriliriz. Puanımız boşa gitmesin, daha iyi hayat standartlarına sahip olalım diye hayalimizdeki meslekten bile vazgeçeriz belki. Mesleğe girdikten sonra da daha çok kazanmaya bakarız. Bahsettiğim bu durum herkes için geçerli olmasa da sık rastladığımız bir durumdur ve doğaldır.
İnsanlar mutlu olma içgüdüsüyle hareket ederler. Dolayısıyla onları mutlu edecek şeyler için çabalar, üzecek şeylerden de kaçarlar. Peki, bir insan kendini mutlu edecek şeyleri yanlış biliyor olabilir mi? Aronson, Wilson ve Akert (2012)’e göre çoğu insan kendini mutlu edecek şeylerin farkında değildir. Maddiyat gibi mutluluğa çok da etki etmeyen şeylerin peşinden giderler. Bu durumun altında iyi para kazanmanın mutluluğu da beraberinde getireceğine dair bir inanç yatar. Fakat işin aslı bu kadar basit değildir. Baktığımız zaman iyi gelir sahibi olup mutlu olmayanların sayısı bir hayli fazladır.
Maddiyatın mutluluğa bariz bir etkisinden söz edemesek de aralarında bir ilişki olmadığını söylemek doğru olmaz. Düşük gelir gruplarında para mutluluğu olumlu yönde etkiler. Fakat yüksek gelir gruplarında paranın mutluluğa çok da etkisi yoktur (Çelik-Wiltse, 2014). Ayrıca düşük gelir gruplarında olsa bile para, mutluluğa kısa süreli katkı sağlar. Bu durum ise şu şekilde açıklanabilir: Birey, çevresindeki kişilerle kendini sürekli kıyaslar. Eğer bulunduğu çevreden daha iyi bir maaş alıyorsa bu durum onu tatmin eder. Fakat bir süre sonra kazancına uyum sağlar ve daha hep fazlasını ister. Elde ettiği gelir zaman geçtikçe onu mutlu etmemeye başlar. Kısacası kazanılan miktarın çokluğundan ziyade kişinin miktar üzerindeki tatmini mutluluğunu etkiler (Çirkin ve Göksel, 2016).
Maddiyatın mutluluk üzerinde direkt etkisi yoktur. Var olan şekliyle de kısa sürer. Fakat yapılan iş seviliyorsa, olumlu bir çalışma ortamı sunuyorsa, kamu hizmetlerinden yararlanma imkânı sunuyorsa dolaylı yoldan mutluluğu ve yaşam doyumunu etkiler. Ayrıca kazanılan miktarın bir kısmının hayır işleri için ayrılması da mutluluğa katkı sağlar. Bu durum da maddiyatın dolaylı etkisine bir örnektir (Çirkin ve Göksel, 2016).
Çok para kazanmak mutluluğa etki etmese de işsizlik ve yoksulluk yaşam doyumu ile mutluluğu kesinlikle olumsuz yönde etkiler. Yani “param varsa huzurum var” diyemesek de “param yoksa huzurum yok” diyebiliriz. İşsizlik ve yoksulluğun mutluluk üzerindeki etkisi ise bambaşka bir konu. Yeşilçam filmlerindeki orta halli ama mutlu insanlara atıfta bulunarak durumu daha da somutlaştırmak istiyorum. Kısacası, mutluluğa dolaylı yollardan etki eden maddiyat, uzun süreli mutluluk gayesinde olan insanların amacı olmamalıdır. Maddiyat sadece bir araçtır.
KAYNAKÇA
Aronson, E. , Wilson, T. D. ve Akert, R. M. (2012). Sosyal Psikoloji. İstanbul: Kaknüs Yayıncılık.
Çelik-Wiltse, E. (2014). Nasıl mutlu oluruz?. İktisat ve Toplum, 4, 1-7.
Çirkin, Z. ve Göksel, T. (2016). Mutluluk ve gelir. Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, 71(2), 375-400.
GÖRSEL KAYNAKÇA
Görsel 1: https://www.warrhunt.com.au/link-money-happiness/money-and-happiness/
Görsel 2: https://www.joshuanhook.com/why-money-cant-buy-happiness/
Şeyma KÜÇÜK
Psikolojik Danışman