ERGENLERDE MADDE KULLANIMI VE SUÇ

Bu Yazıyı Tahmini Okuma Süresi: 3 Dakikadır.

Ergenlik, çocukluk ve yetişkinlik arasında duygusal ve fiziksel olarak kendine has problemleri içeren bir dönemdir (Ögel, 2014). Ergen, bahsedilen problemlerle baş edemeyince belirli çözüm yollarına başvurur. Bu çözüm yollarından biri de madde kullanımıdır. Bu nedenle ergenlik döneminde bireyin zararlı alışkanlıklara başlama ihtimali çok yüksektir (Çağlayan, 2008). Peki, ergenleri madde kullanmaya teşvik eden bu nedenler nelerdir?

Aile içi problemler, özgüven eksikliği, kendini değersiz hissetme, kendini ortama kabul ettirmeye çalışma, arkadaş ortamından hemen etkilenme, madde kullanan kişileri model olarak kabul etme, film ve dizilerde kahraman gibi gösterilen kişileri model alma ve büyüdüğünü göstermek isteme bu nedenler arasında sayılabilir (Çağlayan, 2008). Sayılan problemleri veya problemlerden bazılarını yaşaması ergenin risk grubunda olduğunun göstergesidir. Risk grubunda bulunan ergen, maddeyi bir kere kullanır ve sorunlarından kısa süreli de olsa kaçabileceğini öğrenir. Arkadaşları arasında kabul görür, kendini büyümüş olarak tanımlar, madde etkisiyle cesaretli hisseder… Yaşadığı kısa süreli mutluluğu istedikçe maddeye sığınır. Böylelikle bağımlılık başlar.

Ögel (2001)’e göre bağımlılık, bireyin kullandığı maddeyi bırakmaya çalışmasına rağmen bırakamaması, kullandığı dozu giderek arttırması, kullanmadığında yoksunluk hissetmesi; madde arayışının, zamanının büyük bir kısmını işgal etmesi ile belirli bir tablo sunar (Akt: Tırışkan, Onnar, Çetin ve Cömert, 2015). Bu tablo, toplumu tehdit eden halk sağlığı sorunlarından biridir. Bunun sebebiyse maddelerin hem fizyolojik hem de psikolojik etkilerinin olmasıdır: “Psikoaktif maddeler; merkezi sinir sistemini etkileyerek algı, duygudurum, düşünce, davranış ve motor işlevlerde uyarım veya baskı ortaya çıkarır.” (Gürol, 2008). Madde kullanan birey, bu etkiler sonucunda yoksunluk hissettiğinde hırsızlık, uyuşturucu satıcılığı ve fuhuş gibi suçlar da dahil olmak üzere her şeyi yapabilecek düzeye gelebilir. Ayrıca cinayet gibi aşırı cesaret gerektiren suçların işlenmesinde ihtiyaç duyulan cesareti, psikoaktif maddelerle sağlayabilir. Madde ve suç arasındaki bağı kanıtlayan bir diğer örnek ise psikoaktif madde kullanımından doğan davranış bozukluklarının trafik kazaları, kavga, yaralama, vb. suçlara sebebiyet vermesidir (Alpay, Karamustafaoğlu, Kükürt, 1995). Tutuklu ergenlerle yapılan bir araştırmada ergenlerin %29.7’si daha önce suç işlerken madde etkisinde olduklarını söylemişlerdir. Tutuklanmasına veya hüküm giymesine sebep olan suçu işlerken madde etkisi altında olanların oranı ise %32,8’dir (Ögel ve Aksoy, 2007).

Yapılan araştırmalar gösteriyor ki ergenlik döneminde bağımlılığın gözlem yoluyla öğrenilme olasılığı yüksektir. Bağımlı olan bireyin ise suç işleme olasılığı artar. Böylesine birbirini etkileyen bir tablo bizler için önem taşımakta, bu sorunun çözümü için yollar aramaya teşvik etmektedir. Bu doğrultuda bazı önerilerde bulunulabilir:

  • Öncelikle, madde kullanımıyla ilgili yapılacak her çalışmada; idare, veli ve öğretmen işbirliğinin gerekli olduğu unutulmamalıdır.
  • Ergenlik dönemindeki bireyin gelişimsel problemlerinin aile tarafından farkında olunması önemlidir. Bu konuda gerekli çalışmaların okul psikolojik danışmanları tarafından yapılması ve ailelere çözüm önerilerinin sunulması gereklidir.
  • Öğrencilerin madde kullanımı ve maddelerin özellikleri konusunda bilgilendirilmesi için okullara uzman kişiler (bağımlılık danışmanları, sağlık kuruluşu çalışanları gibi) davet edilebilir.
  • Yeşilay’ın çalışmaları takip edilerek okullarda uygulanabilir.
  • Öğrencilerin, kendilerini ait hissedecekleri gruplara (voleybol takımı, keman kursu, okul gazetesi hazırlama grubu gibi) katılım sağlamaları önemlidir. Bu doğrultuda öğrenciler, yetenek ve ilgileri olan bir alana yönlendirilebilirler.
  • Madde bağımlılığında önleyici çalışmalar doğrultusunda öğrencilerle; “hayır diyebilme becerileri” , “arkadaş seçimi ve etkileri” , “özgüven kazanımı” , “problem çözme becerileri” gibi konularda çalışmalar gerçekleştirilebilir.
  • Okulda, bağımlı olduğu öğrenilen öğrencinin rehberlik servisine yönlendirilmesi gereklidir. Rehberlik servisinde öncelikle öğrenci ile gerekli görüşmeler yapılır, idare ve veli bilgilendirilmesinden sonra öğrenci sağlık kuruluşuna yönlendirilir.

KAYNAKÇA

Çağlayan, Ç. (2008). Ergenlikte 33 sorun 33 çözüm. İstanbul: Neden Kitap.

Gürol, D. T. (2008). Madde bağımlılığı açısından riskli adolesanlar.  İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, Sempozyum Dizisi, No:63, ss.65.

Ögel, K. ve Aksoy, A. (2007). Tutuklu, hükümlü ergenlerde madde kullanımı. Bağımlılık Dergisi, 8, 11-17.

Ögel, K. (2014). Çocuk, suç ve bireyselleştirilmiş iyileştirme. UNICEF Türkiye, Ankara.

Tırışkan, M. , Onnar, N. , Çetin, Y. A. ve Cömert, I. T. (2015). Madde bağımlılığında nüksü önlemede bilinçli farkındalığın önemi: bir derleme çalışması. Addicta: The Turkish Journal on Addictions, 2(2), 123-142.

GÖRSEL KAYNAKÇA

GÖRSEL 1: http://golbasimeydanilkokulu.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/02/05/853309/fotograf_galerisi_1162381.html

GÖRSEL 2: https://www.rehberlikservisi.net/baglan-ama-bagimli-olma/

Şeyma KÜÇÜK

Psikolojik Danışman