Kapatmak için ESC'ye basın

PsikolektifPsikolektif Ortak Noktamız: Ruh Sağlığı

Pozitif Psikoloji – Kitap İnceleme – Psikolektif + – Sayı – 10

Bu Yazıyı Tahmini Okuma Süresi: 3 Dakikadır.

Yazarın Adı: Alan Carr

Çevirmen: Ümit Şendilek

Yayınevi: Kaknüs

Basım Yeri ve Tarihi: İstanbul, 2016

Sayfa Sayısı: 471

Profesör Alan Carr, Dublin City Üniversitesinde klinik psikoloji doktora program direktörüdür ve aynı dalda kürsü sahibidir. Aynı zamanda Dublin Clanwilliam Enstitüsü’nde aile terapisi klinik uygulamaları yapmaktadır. Klinik psikoloji, aile terapisi ve pozitif psikoloji alanlarında 21 kitap, 241 makale ve kitap bölümü ile 142 konferans bildirisi yazmıştır. Alana katkılarından ötürü birçok konsey ve birlikten ödüller almıştır.

Eser; pozitif psikolojinin ne olduğu, ilgilendiği temel konuları, bu alanda yapılan güncel araştırmaların neler olduğuna yönelik bilgi vermeyi amaçlamaktadır. Mutluluk, pozitif kişilik özellikleri, umut ve iyimserlik, akış, duygusal zeka, pozitif psikolojik terapi vb. kategorilere, bu kategoriler de kendi içinde alt başlıklara ayrılmış olup her bir başlık detaylandırılarak açıklanmıştır. Ayrıca her bir bölümün başında öğrenme hedefleri, içeriğinde konuya dair teorik ve uygulamalı tablolar, sonunda ise özet, konuyla ilgili öz farkındalığı artırmak adına kendimize yöneltebileceğimiz kişisel gelişim soruları, daha fazla bilgi edinmek isteyenler için makaleler, ölçekler, akademik kitaplar yer almaktadır.

Pozitif Psikoloji, bu alanın araştırmalarını bilimsel ve klinik metotlarla yaptığı vurgusuyla başlamaktadır. Bireyin problemli yanları yerine olumlu ve güçlü yanlarına odaklandığı, yaşamı daha anlamlı kılma, mutluluğu ve iyi oluşu artırmayla ilgilendiği belirtilmektedir.  Mutluluğun; içinde bulunulan kültür, eğitim, iş ve çalışma koşulları gibi faktörlerle ilişkili olduğu; düzenli egzersiz, sosyal aktiviteler, arkadaş desteği, yeterli uyku gibi faaliyetlerle de artırılabileceği ifade edilmektedir. Bununla birlikte mutluluğun, kişilik özelliklerinden etkilendiği; nevrotiklik, dışadönüklük, deneyime açıklık, uyumluluk ve sorumluluk boyutlarını içeren Beş Faktör Modeli’ne göre yapılan meta analizler ve incelemelerin ışığında bu beş boyuttaki güçlü yönlerin iyi oluş, uzun ömür, ilişkiler, stresle başa çıkma konularında pozitif uyumla ilişkili olduğunu gösteren bulgular vardır. Pozitif benlik kapsamında ele alınan öz yeterlik ve öz saygı inançlarının güçlü olmasının da aynı şekilde pozitif uyumla ilişkili olduğunu gösteren çalışmalar mevcuttur. Bu konularla bağlantılı olan bir diğer faktör ise iyimserliktir. Kötümser ve iyimserlerin incelendiği vaka çalışmalarında iyimserlerin kötümserlere göre stresli durumlardan kaçmak yerine bu durumların üstesinden geldiği, hastalanınca daha çabuk iyileştiği, çevresiyle daha kolay ilişki kurduğu ve sürdürdüğü gözlemlenmiştir. Bu bağlamda kötümserliği iyimserliğe çevirme noktasında Pozitif Psikoloji’nin Bilişsel Davranışçı Terapi’den destek aldığı bir programa kısaca yer verilmiştir. İyimserlikle ilişkisi olan umut olgusu incelendiğinde ise Rick Synder’in Umut Teorisi göze çarpmaktadır.  Bu teoriye göre zorlu yaşam olaylarıyla başa çıkma ve hedeflerin önündeki engelleri aşma ihtimali orta seviyede olduğunda umut çok güçlüdür. Umudun bireyin yaşamındaki yeri incelendiğinde ise bebeklikten yetişkinliğe uzanan bir süreçten bahsedilmektedir. Güvenli bağlanan ve yakın çevresi tarafından desteklenen çocukların umut geliştirdiği, gelişim dönemlerini başarıyla atlatmasıyla da umutlu bir profil çizdiği çıkarımı yapılmaktadır.

Pozitif Psikolojide önemli bir yeri olan, Mike Csikszentmihalyi’nin ortaya attığı Akış Kuramı; içsel motivasyonla, zaman kavramını yitirircesine yüksek odaklanma içinde yaptığımız iş ve durumları açıklamada kullanılmaktadır. Akışı deneyimleyerek yapılan faaliyetlerin daha yaratıcı, verimli performanslar, öznel iyi oluşla kendini gösterdiği örneklere yer verilmiştir. Fakat bunun özellikle sanatsal işlerde sürekli hale gelmesinin sosyalleşmede bozulmalara ve ilişkilerde ihmale yol açabileceği eleştirilen noktalardandır.

Peki, duygusal zekâ(EQ) ile pozitif psikoloji arasında nasıl bir bağlantı olabilir? Bilindiği üzere Goleman’ın çalışmaları ile ön plana çıkan duygusal zekâ; bireyin kendisinin ya da başkalarının duygularını anlayabilme ve yönetebilme, duygu durumunu düzenleyebilme, zor durumların üstesinden gelebilme ile karakterize bir kavramdır ve duygusal zekâ kişilik özelliğinin öznel iyi oluş ile korelasyon gösterdiği ifade edilmektedir. IQ’ları yüksek olan çocukların ise yaşıtlarıyla ilişkilerinde zorlanabildiği ve bazı konuları bilişsel boyutta kavrayıp duygusal boyutta henüz belirli düzeye ulaşamadıkları için sorunlar yaşayabildiği belirtilmektedir.

Pozitif psikoloji, danışma sürecinde de geleneksel yaklaşımların odaklandığı ‘bireyin sorun yaşadığı alanların azaltılması’ görüşü yerine bireyin güçlü yönlerini artırmayı, daha anlamlı bir yaşam sürdürmesine katkıda bulunmayı, iyi oluşunu desteklemeyi hedeflemektedir. Süreçte uygulanan; mutluluk için 14 temel öge programı, iyi oluş terapisi, çözüm odaklı terapi, yaşam kalitesi terapisi, pozitif aile terapisi gibi modellere kitapta kısaca yer verilmiştir. Ayrıca örnek konu, tartışmalar, ev ödevleri ve egzersizler de eklenmiştir.

Kitaba dair kişisel izlenimim

Pozitif psikolojinin ilgi alanlarının sade bir şekilde açıklanması, tablolarla desteklenmesi, her bölümün sonundaki kitap ve makale önerileriyle geniş bir araştırma yelpazesi sunması kitaba güç katan detaylardan. Pozitif psikolojiye dair temel bilgileri edinme adına güzel bir başlangıç kitabı olabileceğini düşünüyorum. Covid-19 salgınına rağmen mutluluğunuzun ve iyi oluşunuzun artması, yaşamı daha anlamlı hale getirebilme yolları bulabilmeniz dileğiyle, kitapla kalın.

Melike GÜMÜŞ

Psikolojik Danışman