Kapatmak için ESC'ye basın

PsikolektifPsikolektif Ortak Noktamız: Ruh Sağlığı

HIS THREE DAUGHTERS – Film İnceleme – Psikolektif + – Sayı – 26

Bu Yazıyı Tahmini Okuma Süresi: 3 Dakikadır.

Film Künyesi

Vizyon Tarihi: 20 Eylül 2024

Tür: Dram

Yapım: ABD

Süre: 101 dakika

Imdb Puanı: 7,2

Seslendirenler: Carrie Conn, Natasha Lyonne, Elizabeth Olsen

Yönetmen: Azazel Jacobs

His Three Daughter, her biri farklı bir yaşam tarzına sahip ve farklı şehirlerde yaşayan üç kız kardeşin, kanserin son evresinde olup evde ölümü bekleyen babalarına bakmak için  bir süreliğine aynı evde bulunmalarını konu almaktadır. Üç kız kardeş, bu süre içerisinde kırgınlıkları, yarım kalan ilişkileri kısacası bitirilmemiş işleri ile yüzleşmektedir.

Yazı spoiler içermektedir.

Katie, Rachel ve Christina, birbirinden farklı karakter ve yaşantılara sahip üç kız kardeştir. Babaları olan Vincent, kanserin son aşamasında ve evde ölümü beklemektedir. Üç kız kardeş, bu son zamanlarda Vincent’ın bakımını sağlamak ve ona destek olmak için bir araya gelmiştir. Katie ve Christina, Vincent’ın ilk evliliğinden olan öz çocuklarıdır. Ancak Rachel, Vincent’ın ikinci evliliğindeki eşinin çocuğudur. Rachel, üvey kardeşleri tarafından benimsenmeyen bir yabancı iken onlarla arasındaki köprü olan Vincent’ın durumu zorlayıcı olmuştur. Öyle ki  kardeşler Vincent’ın evde bakıma alındığından beri nöbetleşe başında dursalar da Rachel odadan içeri dahi bakmaz. Rachel’ın aile içinde karşılaştığı stresörlerle başa çıkmak için aile ile duygusal ilişkiyi kestiği gözlenmektedir. Aynı zamanda sık sık esrar içmesi, içindeki boşluğu doldurmaya çalışmasının yansıması ve duygusal regülasyon eksikliği olarak yorumlanabilir.

Katie, ergenlik döneminde kızı olan otoriter bir annedir. Vincent’ın yanındayken bile sürekli uzaktan ev düzenini korumaya çalışır. Aynı zamanda Vincent’ın ölüm belgeleri, vefat yazıları ve kalbi durduğunda acı çekmemesi için canlandırma yapılmamasına yönelik belgeler ile uğraşır. Bu belge için Rachel’ın zamanında üstüne düşmemesi, kardeşler arasındaki çatışmaların çıkış noktası olmuştur. Ne kadar o evde yaşamasa da evin sorumluluğunu üzerinde hissedip Rachel’ı evdeki bir diğeri olarak gören Katie, buzdolabındaki elmalardan evde esrar içimine kadar her an Rachel’a karşı yargılayıcı bir tutum sergiler. Katie’nin ebeveyenleştirilmiş bir çocuk olarak sürekli eleştirel ebeveynden gelen konuşmalar ile çevresine temas ettiği görülmektedir.

Christina, kendisine yeni bir aile kurmuştur ve küçük bir kızı vardır. Aile içerisinde çözülmemiş duygusal bağlanmadan fiziksel olarak kendini uzak tutarak duygusal ilişki kesme davranışı gösteren Christina, köken ailesinden alamadığı teması kendi kurduğu ailesi ile sağlamaya çalışmaktadır. Christina’nın aile içerisinde yaşanan gerginlikte ben pozisyonu alabildiği, yani karşı tarafı suçlamadan kendi sorumluluğunu alarak ben diliyle konuştuğu görülmektedir. Katie ve Rachel’a göre daha içe kapanık ve farklı bir içsel dünyası olan Christina, onların gözünde mükemmel hayatı olan sorunsuz bir kadındır. Ancak kurduğu “Sadece şikayet etmiyor olmam, sorunlarımın olmadığı anlamına gelmez” cümlesi, güçlü olması gerektiği inancına sahip Christina için içindeki zorlanmayı da ifade etmektedir. Vincent’ın ölüm anında şahit olduğumuz içsel yüzleşmesi, babasının Christina’yı zorlu zamanlarda kendi başına bırakmasının aslında önemli olmadığı mesajını ve güçlü görünmesi gerektiği inancını pekiştirdiğini göstermektedir. Christina, içinde yaşadığı dünyada duygusal olarak zorlandığında kendini yoga ile regüle etmektedir.

Katie, Rachel ve Christina’nın arasındaki ilişkiye Bowen’ın aile sistemi kuramına göre bakıldığında bir üçgen varlığı söz konusudur. Üçgenlerin işlevi, iki kişi arasında yaşanan duygusal gerilimde bir diğer kişiyi de dahil ederek o ilişkideki gerilimin rahatlamasını sağlamaktır. Buradaki üçgende ise Rachel’a karşı hep çatışma halinde olan Katie, Christina’yı yanında tutar. Christina ise ikilinin yaşadıkları bir tartışmada duygusal patlama yaşar ve üçgenden kendini çeker. Ancak Katie için bu bir tehdittir ve aile içinde işlevselliğini sağlayan bu üçgenin bozulması ile gitme kararı alarak aslında Christina’yı cezalandırır. Çünkü üçgen onun için ilişkide kalabilmesini sağlayan konfor alanıdır. Christina yaşadığı patlamadan sonra yüzleşmenin faydalı olacağını düşünür ve üçü eteğindeki taşları dökmeye başlar ve bu adım aralarındaki buzların erimesine olanak sağlar.

Babalarını kaybettikten sonra evde kendi kendilerine kaldıklarında babalarının en sevdiği koltuğa sırayla oturarak sembolik olarak onunla vedalaşırlar. Bu vedadan sonra Christina, Katie ve Rachel birbirleri ile şefkatli bir temas halinde otururken Christina’nın söylediği “Beş Küçük Ördek” şarkısını Rachel, “ Baba ördek demiş bip, bip, bip ve tüm o manyak ördekler geri gelmiş.” şeklinde bitirmesi, yas ile baş etmede mizahı kullanarak rahatlamaya ve rahatlatlamaya çalıştığını göstermektedir.

Filme İlişkin İzlenimlerim

Salvador Minuchin, bir kişinin semptomlarının en iyi aile örüntüleri içinde incelendiği zaman anlaşılacağını ifade eder. Var olmaya çalıştığımız aile içinde o örüntünün bir yansıması olarak her birimiz farklı şekilde aynalanıyoruz. Üç kız kardeş üzerinden karmaşıklığın sakin bir seyri olan güzel bir film. Keyifli seyirler…

Fatma Batık ŞİMŞEK

Psikolojik Danışman